..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Gültekin BAYIR




23 Nisan 2005
Repertuar Çalışması... Devam...  
Repertuar Çalışması...DEVAM...

Gültekin BAYIR


Onun senin kucağına, seninde onun yanağına yabancı olduğun; kötü tasarlanmış bir parkta bir kereliğine ve sadece on beş dakikalığına iki buçuk yaşında bir kız çocuğunu öpüp koklamaktır aşk. Bir on beş dakika daha kokusunu alabilmek için kalan ömrünü verme


:DFIH:
Kimler geldi kimler geçti.

     Tiz bir kadın sesinin ve pikap cızırtılarının özlenildiği compact disk günlerinde aşk artık daha latextir. Sevdiğin kadının bedeni ve kalçaları hayalinden çok ellerinde ve görsel hafızandadır artık. Senden değil hamile kalmaktan korkup korunmaktadır. Sen bastırılmış erkekliğini köreltemediğin zevk gecelerinin aşk süsü verilmiş zifiri karanlık tonundan sıyrılıp gün ışırken bir cinayet sanığı gibi kendini ihbar edecek bir makam arar durursun. Aşk artık elastiki bir anlam karmaşası içinde kalbinle testislerin arasında bir yerlere sana haber vermeden seyahat etmektedir sürekli. Duyman gereken rahatsızlığı bastıran ve adı modern çağ olan bir suç ortağın vardır nasılsa. Kırkına doğru kalitesi ve lezzeti olacaktır kriterin ama sen sayıyla uğraşır durusun otuzlu yaşlarının başlarına dek. Sonra yeniden düzenlenmiş eski ve çok bilinildik bir şarkı gibidir aşk senin için. Emirgan’da bir çay bahçesinde onu tanıdıktan yedi saat otuz dört dakika sonra âşık oluverirsin. Ve hiç bilmiyormuş gibi davranırsın o şarkıyı sanki. Kimler geldi kimler geçti.

Kızımız olacaktı
     
     Onun senin kucağına, seninde onun yanağına yabancı olduğun; kötü tasarlanmış bir parkta bir kereliğine ve sadece on beş dakikalığına iki buçuk yaşında bir kız çocuğunu öpüp koklamaktır aşk. Bir on beş dakika daha kokusunu alabilmek için kalan ömrünü verme kararını bir saniyede alabilmektir. Sözünden döndüğü için bir kadını bütün olarak ızgara yapıp erik rakısıyla ve büyük bir zevkle yiyebilmeyi düşünebilecek kadar yamyamlaşmaktır. Sevmediğin bir şarkıcının şarkısında için için ağlamak ve ta ki şu paragrafın ardına sığınıncaya kadar kimselere bir şey söyleyememektir aşk. Herkesin kendine acımayı bırak dediği her seferde onlara hak vererek kendine acımaktır aşk. Ve sen gözaltları bir böbrek hastasından daha mor, beyaz tenli çocukluk günlerinden bir asır uzak, yarım aklı uçkuruyla ruhu arasında yorulmuş bir gezgin kadar bitkin, derin ve çok çeşitli ve tamamıyla içyapım düşüncelerinde boğulmaya namzet bir adamcıksındır. Ve aşk seninle arasındaki mesafeyi korumaya kararlıdır. Ve sen bu şarkı çıkmasın istersin ne radyoda nede top bilmem kaç listesinde. Zira göz kapakların artık tutamaktadır içindeki baraj sularını eskisi gibi.

You Sang To me

     Kendisi çirkin sesi ve şarkısı güzel bir video klipteki adamı izlediğin büyük ekran televizyonun karşısında konuşlandırılmış iki kat sert süngerden imal örtüsünü sen seçtiğin arada bir övgü aldığın divanımsı bir ev eşyasıdır aşk. Eski aşklar unutulmuş küllenmiştir. Bir daha akla gelmesi ise adeta “değilinin değili kendisi bile etmeyen bir önermedir” senin için. Üstelik matematik bilginin kıtlığına ek olarak boğazına kadar batmışsındır aşkın en derin çukuruna. Zaten seviyorsundur ama yetmiyormuş gibi sırılsıklam hayransındır. Artık aşk şarkıların hepsi olmasa da en güzelleri senin aşkını anlatmaktadır. Anlamadığın hatta pek sevmediğin bir dille söylenmiş olsa bile. Senden bir yaş büyüktür kadının, senin onu sevmen ince bir mecburiyet; onun seni sevmesi ise zevkli bir onurdur senin için. Bir gün biteceğini bilmek keyfini kaçırmasın diye keyif almadan yaşarsın günlerin çoğunu. Keyifle yaşadıklarını ise torunlarına miras olarak bırakabilecek kadar iyi hatırlarsın neredeyse.

Alev Alev.

     Tanrı insanlara verdiklerinin karşılığında şükretmesini ister kendisi için. Ama diğer kulları için ise varlıklı kullarının bunları diğer yoksul kulları ile paylaşmasını ister sadece. Acaba duygularında zekâtını vermek gerekiyor mudur?

Göz yaşartıcı bir sürü mısra kursağındayken insanın. Elinden tutup şöyle bir alacakaranlık akşamüstünde nargile kahvesi dönüşü en güzel sahillerinden birinde Şehr-i Saadet-in. Gözlerinde kaybolup kendini unutacak kadar aşk yüreğinde fakat meçhul sevgili zarif ve nazlı bedenine kavuşmamışken henüz. Hayalinde âşık fakat yatakta ve sahilde yapayalnızken şair. Küfrün bini bir parayken kendisine. Öfkesi yaşadıklarına tavan yapıp kendini yok etme derecesine varmak üzereyken neredeyse? Her mevsim neredeyse sonbaharken? Alev alev yandığım doğru...

Benim hala ümidim var.

Tanımadığım bir kadın dua edecek benim için bu sabah. Ve ben yeni bir aşktan henüz vazgeçmiş, bedbaht ve kederliyim. Kendime değilse de tam olarak yapabileceklerime olan inancım beni daha güçlü kılıyor zayıf anlarımda. Gerçi insanların beni sürekli eleştirdiği en zayıf yanım çıkıyor yine ortaya bu gibi durumlarda. Çok düşününce yaşayamıyorsun. Çok düşünüp, detaylı anlatıp basit sonuçlara varıyorsun. Onların nezaketinden söyleyemediği ama benim bal gibi bildiğim bir şey var ki oda şudur: Üstelik ben bu basit sonuçlara razı olmak gibi bir hatayı da sık sık yapıyorum. Ama olsun varsın? Benim hala ümidim var.


23 Nisan 2005 Cumartesi

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Güzel
Gönderen: Öznur Çetin / Muğla/Türkiye
13 Temmuz 2005
Bu sayfaya yeni üye olmama rağmen, rasgele seçtim ve okudum güzeldi...

:: iyiiii....
Gönderen: güneş evren / ist/Türkiye
26 Haziran 2005
seni okumak herzamanki gibi , ya nebilim ya adını koyamadığım bi his uyandırıyo içimde :))

:: :) Süpermiş
Gönderen: Esra Baykal / İstanbul/Türkiye
6 Mayıs 2005
Gönlüne sağlık abicim :)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Repertuar Çalışması...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahiden Var mıyım? Yoksa Bu Bir İhtiyaçtan Yanılsama mı?
Öylesine
Karanlığın Küçük Kahverengi Lekeleri.
Siz Hiç Bir Kat Yukarıda Öldünüz Mü?
Yapabileceğinin En İyisini Yapmamak...
Yaşam Denilen Ve Kaç Bilinmeyeni Olduğu Bilinmeyen Denklem.
Sanırım birden fazla ben varım !!!
Bu aralar ne mi yapıyorum ?
Bilinç, Sanat, Mizah, Eleştiri, Genel Kültür ve Vidanjörler
Bir ocak gecesinin kederinden arta kalanlar.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İki Hece [Şiir]
Şiirimsi. [Şiir]
Soru [Öykü]
Değişmeli [Öykü]
Koşma Süreyya ! [Eleştiri]
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı. [İnceleme]
“Tanrı’nın Eli” ve panik halinde üç beş surat. [İnceleme]
Bir Garip Aşkın Mektubu [Bilimsel]


Gültekin BAYIR kimdir?

Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .

Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gültekin BAYIR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.