..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Gültekin BAYIR




23 Nisan 2003
Yaşam Denilen Ve Kaç Bilinmeyeni Olduğu Bilinmeyen Denklem.  
koli bandı.

Gültekin BAYIR


Dip not : Haa unutmadan fikir , öneri ve DÜŞÜNCELERİNİZ için real_leon@hotmail.com adresini kullanın. Ama düşünceniz “kapa çeneni ” türünden bişiyse paylaşmasanızda olur :)


:CGHD:
Günümüz kuramcıları diye bir cümle kuramıyor olmak ne kadar kötü bir şey hiç düşündünüz mü ? Çünkü insanoğlu - eski çağ kuramcıları , ortaçağ düşünürleri bilmem ne dönemi filozofları - gibi cümlelerle bahsedebiliyor tarihinden söz ederken. Fakat gelecekte bu günden bahseden insanlar ;insanlık tarihinin bilgi birikimin oluşturduğu kocaman dağa çıkmanın zorlaştığını anlatacak sadece. Ve pek de kayda değer isimleri zikredemeyecekler günümüze dair. Tamam bunlara günümüzde yani modern çağ dediğimiz zaman dilimde ; Bilimin felsefenin ve diğer bütün sosyal yada teknolojik atılımların kişilerden çok kurumsal yapılar ,üniversiteler , akademik oluşumlar tarafından götürülmesinin doğru ve insani katkısı en büyük nedeni oluşturuyor elbetteki. Ama yinede nadide bilim adamlarının hele en çok da düşünürlerin neslinin tükeniyor olmasının benim kafamı çok kurcalayan bir nedeni daha var aslında. Ve ben bunu düşündükçe bir birey olarak kendi üzerimden yola çıkarak türüme ve neslime bir isyan bir kızgınlık halini iliklerime kadar hissediyorum içimde.
Artık düşünemiyoruz , düşünenler de derin düşünemiyor , derin düşünenler de saf düşünmeyi beceremiyorlar. Saf düşündüğü iddia edilenlerde dini , yada başka bir takım fraksiyonların kalıplarının tutsağı adeta. Tamam belki yeni bir Felatun yada Socrat beklemek fazla romantik gelebilir kulaklarınıza. Yada yeni bir Farabi yahut Mansur. Ama eski imparatorların zeki vezirleri , padişahların vakur lalaları yada kumandanların savaş meydanlarında verdikleri ani bir takım kararlarla adını tarihin sayfalarındaki taşıdıkları anları bir düşünün. Birde Çöl Ayısı Swarskoph’u (adı her nasıl yazılıyorsa artık) Bülent Ecevitin Veziri Hüsamettin beyi yahut Muhteşem Süleyman’ın göz bebeği Cavit beyi. Buyurun siz kıyaslayın bayanlar baylar. Bundan yaklaşık yüz yıl sonra günümüze ait bir sürü olay ve teknolojik gelişme saygıyla anılacak olabilir. Mesela bilgisayarlar , hızla yayılan Internet ağının hayatımıza etkisi kolaylıklar , yeni alışkanlıklar , sosyal açılımlar vesaire. Ya insan ırkının nadide temsilcileri kim olacak ? Yaşadığım çağın temsilcisi olarak sayılacak insanlar arasında yer alacak isimleri düşündükçe birkaçı dışında (madonna , maradona , muhammed ali , george hagi , Castro , Megg Ryan , bide ben vb...) çıldıracak gibi oluyorum. İnsani üretkenliğin önünün sistem tarafından tıkandığı gerçeğini bilmek de rahatlatmıyor beni. Zira sistem de insanların eseri o zaman istediğimi yapmışız yani başarmışız diyebilecek kadar salak biri olsam keşke. Yada bunu direk yada dolaylı olarak söyleyen salaklarla aynı çağda yaşamıyor olsam mesela.
Çağımız insanı birey olarak içinde yaşadığı toplumdan gerçekten farklı mı ? Yoksa edindiği entelektüel birikim stil olarak benzer yaşamlar sürse de diğerleriyle fikren farklı olmaya mı itiyor insanları. Bireyleri farklılıklar mı yabancılaştırıyor birbirlerinden ; yoksa farklı olma isteği bireyi kendine mi yabancılaştırıyor anlamadım. Misal ben : Düşündükçe içinden çıkamadığım bir konuyu yazmaya kalkışıp ; hatta yetinmeyip bunu sizinle paylaşabilecek daha da abartarak içinde yer yer ahkam kesebilecek kadar küstahlaşabiliyorum. Buyurun bakın okuduğunuz satırlar bunun en büyük delili.
Ama nedense konunun tam bu noktasında aklıma edebiyat öğretmenim Bekir Süslü bey gelir ve bariton sesi çınlar kulaklarımda. “Konuyu dağıtma oğlum Gültekin”. Evet kafamı kurcalayan aslında bilmem kaç sene sonra kuşağımızın ya da devrimizin anılacağı isimlerin başarısı yada kalitesi üzerinde keder yada böbür ticareti yapmak değil elbet. Bu gün neden düşünemediğimiz konusunda birkaç kelam etmek.
•     İlk olarak düşünülebilecek ana konularda eskiler baya bir kafa yormuş kelam etmişler.
•     
•     İkinci olarak o zamanın düşünürleri devirlerinin tüm bilimleri hakkında kendilerine göre etraflıca sayılabilecek düzeyde bilgi sahibiymiş (e bilgi azmış haliyle mesela Diojen ortaokulda İnkılaptan kalma derdi olmadığı için fazlaca stres yapmak zorunda kalmamış olsa gerek)
•     
•     Sonra hayatımızı kolaylaştıran gereçler varolmadığı için insanlar daha çalışkanmış ve bu çalışkanlık beyinlerine de sirayet etmiş olsa gerek.
•     
•     Ha bide hormonlu gıda yemedikleri için günümüz mongol ırkına mensup değiller oda bilinen bir durum elbetteki.
Birazda ciddi şeyler söyleyecek olursak insanlar o zamanlarda kendilerini daha bir düşünmek zorunda hissediyor olsalar gerek. Özelliklede adını bu güne taşıyabilmiş düşünür filozof tayfası. Zira derinlemesine düşünen her beyin şunu rahatlıkla algılayabilir ki (yoksa ben mi yanılıyorum allaaaşkına öyleyse söyleyin) insan kendini değerli gördüğü bir topluluk içerisinde daha düşünceli sakin ve erdemli geçinir. Örneğin sizden büyük ve bilgili olan insanların yanında alçakgönüllü ama yaşça küçük kuzenlerin (çoluk çocuğun ) yanında Konfiçyüs gibi takıldığınız olmuştur pekalada. En çok da düşünceleriniz determine edebileceğiniz bir bilgi kaynağı yada bilgisine son derece güvendiğiniz birini bulduğunuzda cır cır konuşup anlatmanıza ve o kişinin başını hafifice onaylarcasına sallamasının size verdiği o büyük keyfe ne demeli. Kısacası bildiklerimiz kafamızı karıştırdıkça öğrenme güdümüz kamçılanmıyorsa birey sığır arası çizgide benim gibi gidip geliyorsunuz demektir. Zira ben şu anda yazdığım şeyleri ne demeye yaptıysam salak bir driver sitesinde tek kelimesini bilmediğim çek dili metinlere aptal aptal bakarken akıl ettim. Bilmediklerimin ezikliği boynumda sağır bir kantar olmasa da şairin dediği gibi bildiklerimin içinden sizin yararınıza olup da yapamadığım varsa affedin lütfen. [bakınız açıklama bir ] Zira günümüzde buraya kadar anlattığımdan kendi anlayabildiğim kadarıyla filozofluk pek revaç bir olay değil. Bu nedenledir ki zaten bu yazıyı buraya kadar kimsecikler okumaz ben şimdi burada saçmalasam mesela (dübürüf dübürüffff) yazsam kimse görmez. Amaç metin uzun olsun. Adam olaya girmiş hatta almış yürümüş desinler desem. Ve sözlerime son verir kene de biraz imla hatası yapıp güzel Türkçe’mizi taciz etsem azıcık ne olur sanki ? Hem bilmiş bilmiş konuşmuş hem de halt etmiş olurum di mi ? Olsun ben de ( buradaki “de” ayrı olacak zira “dahi” anlamında ki “de” dir kendisi) insanım. Beşer şaşar. Ama lütfen siz şaşmayın düşün biraz lütfen.
Düşünceli olsanıza biraz kardeşim yaaa....
Saygılar...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: zavallıcık, yazmaya devam etme!
Gönderen: serdar türkeli / ankara
27 Nisan 2003
başlık yeterli.

:: simetri
Gönderen: Vampire Of The Sun / istanbul
26 Nisan 2003
bir aralar -de,de eklerine hangisi ayrı hangisi birleşik kural olarak değil anlamca takmıştım kafaya.ayrıntılara önem veririm.yazılarda olduğu kadar konuşmalar da (:P) insanların karakterlerini ,düşünce yapısını ortaya koyar,bağlaçları çok kullanırım çünkü onların yerine koyabileceğim farklı,özel,bana ait bir kelimem yok.türkçe\'yi baştan yaratsak,tüm yabancı kelimeleri atsak.saçma sapan olsa ne yazar yapalım,hiç değilse bize ait olmuş olur,başka dillerden otlanmamış oluruz.konudan biraz saptım sanırım(sinir anıma verin).sonuçta anlamlar ayrıntılarda saklıdır.kendinizi ifade ederken düşünerek konuşun farkı göreceksiniz...reklam arası almadan :PpPp




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahiden Var mıyım? Yoksa Bu Bir İhtiyaçtan Yanılsama mı?
Öylesine
Karanlığın Küçük Kahverengi Lekeleri.
Siz Hiç Bir Kat Yukarıda Öldünüz Mü?
Sanırım birden fazla ben varım !!!
Bu aralar ne mi yapıyorum ?
Arka Bahçemdeki Sesler Ve Gecenin Anlaşılmaz Gizemi.

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Repertuar Çalışması... Devam...
Repertuar Çalışması...
Yapabileceğinin En İyisini Yapmamak...
Bilinç, Sanat, Mizah, Eleştiri, Genel Kültür ve Vidanjörler
Bir ocak gecesinin kederinden arta kalanlar.
Mektup
Başarısız Olmanın Altın Kuralı
İstikrarsızlıkta Gösterilen İstikrar...
Bir ilişki başlasın için mi ?
İlişmek midir ilişki yoksa ilişki diye bişi zaten yok mudur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İki Hece [Şiir]
Şiirimsi. [Şiir]
Soru [Öykü]
Değişmeli [Öykü]
Koşma Süreyya ! [Eleştiri]
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı. [İnceleme]
“Tanrı’nın Eli” ve panik halinde üç beş surat. [İnceleme]
Bir Garip Aşkın Mektubu [Bilimsel]


Gültekin BAYIR kimdir?

Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .

Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gültekin BAYIR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.