..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim > Gültekin BAYIR




14 Eylül 2003
“Tanrı’nın Eli” ve panik halinde üç beş surat.  
Bücür

Gültekin BAYIR


Tamam belki en centilmeni , en çok gol atanı , en öylesi yada en böylesi değil ama o en iyisi. O’ nu futbol oynarken izlemek bir futbolseverin gözleriyle yapabileceği en iyi işlerden birisidir bence.


:CBIF:
Çok önceleri duymuştum aslında .Biri Armando Diego Maradona’nın yaşam öyküsünü “Tanrının Eli” isimli bir kitapta anlatmıştı. Kitabı henüz okumadım ama hakkında yapılan yorumlara rast geldim birkaç kere. Ama şunu peşinen belirtmeliyim ki Maradona benim futboldaki tartışmasız favorim ve bir numaramdır. Bu nedenle özellikle Pele ile aralarındaki kıyaslamada taraf tutacağımı herkes peşin peşim bildiririm.

Gelelim kitaba. Gözü çıkmayası fakirliğimin tavan yaptığı bu günlerde kitap almak bir yana evin dışında geçirdiğim saatlerde sağlıklı beslendiğim bile söylenemez. Bu nedenle istiklaldeki kitapevlerinden birine gidip kitabı daha yakından görmek hatta bir iki satırı okumak cihetini tercih etmek zorunda idim. Görevli iki buçuk üç dakikalık bir çabadan sonra epey kalınca kitabı bana uzattı. Kapağı gördüm. Bir fotoğraf vardı. Bir grafik yada tasarım değil. Sadece televizyon görüntüsü efekti verilmiş bir fotoğraf. Maradona topa sol ayağıyla basmış ve arkası dönük karşısında yüzleri ona dönük tam altı savunma oyuncusu. Ve yüzlerdeki belirgin panik. Hiçbirisinin yüz ifadesinde özgüven denen kavramla ilişkilendirilebilecek en ufak bir nüans yakalamak mümkün değil. Üç tanesi hayli , tedirgin biri korkmuş diğer ikisi ise çok belirgin bir panik içindeydi yüz ifadelerinden anlayabildiğim kadarıyla.

Aklıma gelen sadece bu resim için bile bir kitap yazılabileceği gibi çılgınca bir fikir oldu hemen. Sonra Maradona’yı düşündüm. Onu neden bu kadar çok sevdiğimi ? Neden bir çok insanın en iyi futbolcu Pele’dir demesine rağmen ben onu tercih etmiştim ? Yoksa çağdaşım olduğu ve birçok maçını ve eşsiz futbolunu doya doya ( asla doyamadan desek daha doğru aslında ) seyretme şansını bulabildiğim için mi ? Kitapla ilgili okuduğum yorumda bu soruma bir cevap bulabilmiştim aslında. Zira orada Pele’nin hakkı teslim ediliyor ve “Pele gibi kazanan mı yoksa Maradona gibi kaybeden mi olmak isterdiniz” sorusu ile bu düşünce ve kıyaslamanın kişisel değil neredeyse toplumsal bir boyut arz ettiği durumu açıkça ortaya konuyordu.

Akşam eve gelip günün yorgunluğunu ve birkaç kanalda spor haberlerini seyredip Maradona ve Pele’yi birer kavram olarak tekrar düşünecek bir vakit bulduktan sonra meselenin boyutu biraz değişti.

Zira burada Pele yeteneğinin yanı sıra istikrarı ve neredeyse spor yaşamı hatta tüm yaşamı boyunca giderek artan bir performans ve başarılarla boy gösteriyordu. Maradona o olağan üstü yeteneğini sergileyebiliyordu sadece. Ama sırtında yaptığı bir yığın hata , uyuşturucu kullanmak gibi onu bu yarışta geride bırakacak bir sürü kamburun olanca yüküyle hem de. Acaba Pele’ye bir numara demek muhafazakar bir dünya görüşü ile karınca ağustos böceği fablının insanlığa ortak mirası olan “çalışan kazanır” atasözünün üç boyutlu dünyaya bir kez daha taşınmasından başka bir şey değil miydi ? Yada Maradona bir numaradır demek Pele’ye bunca başarısına rağmen haksızlık etmek mi olacaktı ? Maradona’nın daha başarısız olduğunu , spor yaşamının uzun sürmesini sağlayamadığını , ona zarar veren bin türlü kötü alışkanlık ve davranışın içinde olduğunu bilmemize rağmen ; Kendisinden önceki krala bu kadar kolay alternatif gösterilip bir çok insanın kalbinde de bu makama layık görülmesine yol açan nedeni yok saymak mı olacaktı Pele bir numaradır demek yoksa ?

     Neydi esas kriter ? Sonuçta gelinen yer mi ? Yoksa aslında ne olunduğu mu ? Yani elde edilen zaferlerle mi ölçecektik insanların değerini yoksa ne oldukları gerçeği ile mi ? Tamam kantara vurularak ölçülemeyecek bir takım değerler vardır buda onlardan biri. Ama gelin görün ki sonuçtan yola çıkarak karar verirsek şayet bir olaya , yanılmış olmaz mıyız ? Madam Cury X ışının bulabilecek kadar yetenekli ve zekiyken onu koca at arabasını göremeyecek kadar aciz ve zavallıydı diye tanımlamak kadar hatalı ve sakat bir ifade olmazı neticeden yola çıkılarak varılan tespit ve değerlendirmeler ?

Bildiğim kadarı ile Pele binler mertebesinde gol atacak kadar uzun bir futbol yaşamına sahip olabildi. Bu büyük başarı. Çokta yetenekli idi. Bu da yadsınamaz bir gerçek. Ama bence Maradona gelmiş geçmiş en büyük futbolcudur demek Pele’yi küçümsemek hatta onun yeteneği ve başarılarına gölge düşürmek asla değildir. Ama Maradona daha kısa süre zirvede kalabildi , daha az faal futbolculuk yaptı , ve daha az başarılı oldu diye Pele’yi kral saymak Maradona ’ya ve sahip olduğu tanrı vergisi eşsiz yeteneğe oldukça büyük bir haksızlıktır bence.

Zira birinin ne olduğu ne yaptığından daha önemlidir. Maradona tek başına bir dünya kupası kazanabilecek kadar büyük bir futbolcu idi. Bu bir varsayım değil. Televizyon ekranlarında milyarlarca insan bunu gözleriyle gördü. Üstelik takım arkadaşlarının gayretini de asla gölgede bırakmayacak kadar ekip içinde maksimum performans göstererek ve kişisel katkısı ile ait olduğu bünyenin gücünün ve performansının kat be kat artmasını sağlayarak.

Çok sevdiğim futbol hakkında az denecek kadar da olsa ,sahip olabildiğim kadar bilgiye güvenerek şu iddiayı tamamen kendimi bağlamak kaydıyla sizinle paylaşmak isterim. Eğer Maradona ünlü bir futboldu olamasa idi , Ülkesinin milli takımı ve Avrupa da transfer olduğu Napoli’de daha önce yaşanmamış başarılara imza atamamış olsa idi , onu dünyada tanıyanların ve futbol oynarken görenlerin sayısı bir elin parmaklarını aşmayacak kadar az olsaydı bile. O yine dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcu olacaktı.

Futboldan biraz anlayan biri onu sadece bir kumsalda arkadaşlarıyla top oynarken bile görmüş olsa, yada siyah beyaz bir filmin arka planında kalan parkta futbol oynayan kalabalığın tesadüfen çekilmiş 20-25 saniyelik görüntüleri bile olsa hakkındaki tüm medya materyali sadece. O yine dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olacaktı. Zira o dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcusudur bence. Onu yapamadıkları yüzünden cezalandırmak yerine başarabildiklerin dolayı sevme fikrine bayılıyorum. Zira kokaine 15 yaşında başlayıp hiç futbol oynayamayabilirdi , kiralık katil yada daha çocuk yaşta bir cinayetin kurbanı olabilirdi. Onu hiç tanımamış olsak onu izleyemediğimiz için üzülmezdik. Ama onu tanıdık. Ve artık kimin bir numara olduğunu biliyoruz.

Tamam belki en centilmeni , en çok gol atanı , en öylesi yada en böylesi değil ama o en iyisi. O’ nu futbol oynarken izlemek bir futbolseverin gözleriyle yapabileceği en iyi işlerden birisidir bence.

Zira o dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu ; Zira o bir anlamda Futbolun ta kendisi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İki Hece [Şiir]
Şiirimsi. [Şiir]
Soru [Öykü]
Değişmeli [Öykü]
Sahiden Var mıyım? Yoksa Bu Bir İhtiyaçtan Yanılsama mı? [Deneme]
Öylesine [Deneme]
Repertuar Çalışması... Devam... [Deneme]
Karanlığın Küçük Kahverengi Lekeleri. [Deneme]
Siz Hiç Bir Kat Yukarıda Öldünüz Mü? [Deneme]
Repertuar Çalışması... [Deneme]


Gültekin BAYIR kimdir?

Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .

Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gültekin BAYIR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.