En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe |
|
||||||||||
|
“Kim o?” “Benim... ben... Annem çorba gönderdi” “Hmm...Gel bakalım...” dedi aksicene bir ses tonuyla ve üç kez kilitlenmiş kapının anahtarını çevirdi. Kilit can çekişerek açıldı. Genç kız içeri bir adım atınca yüzü holdeki kokunun etkisiyle buruştu. Besbelli toz kokusu bu, havasızlık... içeride on tane kedi beslenen bir ev adeta ama değil... yok be, ne pis, ne temiz. Günlerdir açılmamış kapı kokusu bu besbelli. Yosun tutmuş bir mağara kokusu. Hayır... hayır uzun süre açılmamış sandık kokusu... burnun bir süre sonra alışabileceği cinsten. “Çorbayı nereye koyayım Sevan Teyze?” “Masaya koy. Ha şuraya...koy işte...” “Iyyh! Bunlar da ne?” Ağzından gayri ihtiyarı dökülen sözcüklerdi bunlar. Utandı, hemen sustu, konuyu değiştirmek istercesine: “Çorba sıcakken için isterseniz. Bak kepekli ekmek de var” “Sen oraya bıraktın ya, gerisine ben bakarım. Hem gelmiyorsunuz hem de akıl veriyorsunuz” Sustu. “Şey...annem selam söyledi” “Lütfetti, kendi geleydi” Yaşlı kadının bir an bakışını diğer tarafa çevirmesinden istifade ederek masanın üstündeki gazeteye uzandı. Çaktırmadan onu rulo yaptı. “Geç otur bari” dedi Sevan Hanım. “Peki, biraz oturayım o zaman. Perdeleri açabilir miyim?” “Hayır...Nedenmiş?” “Pencereyi açayım bari. Havasız biraz. Dokunmasın size” “Hayır. Dokunsun” “Niye?” “Ben öyle istiyorum diye” Rulo şeklindeki gazete elinde kalmıştı. “O ne öyle gazete elinde?” “Hiç...çorbayı koyarken aldım masadan” Sevan Hanım kafasını salladı pekala dercesine. Konuşacak pek bir şeyleri yoktu. “Ben kalkayım artık. Şey...anneme yardım edeceğim...ödevler de var” Yaşlı kadın sustu. Genç kız hole doğru ilerlerken çorba kasesinin çevresinde fink atan böceklere bir bakıp, gelmişken bir işe yarama düşüncesiyle elindeki gazeteyle nişan aldı. Kepekli ekmeğin çevresinde evinde değil öldürmeye görmeye dahi tahammül edemeyeceği bu böceklerden öyle çok vardı ki... Gazeteyi masaya doğru şaplatacağı sırada son bir çığlık duyuldu. “Dur!!!Öldürme! Onlar benim tek dostlar...ım...” -Çok geç-
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yeşim, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |