Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Sürmene,Trabzon’un en köklü ilçelerindendir.Bugün itibariyle şehir içi nüfusu yirmi bin civarındadır.Sürmene, tarihî evleri ve konaklarıyla tanınan bir yerleşim yeridir.Fakat modernleşme arzuları bu estetik yapıların yok olmasına zemin hazırlamıştır.Artık günümüze intikal eden tarihî Sürmene evlerinin sayısı bir elin parmakları kadardır.İnsanlar göz göre göre geçmişin izlerini silip süpürdüler.Tarihî konakların enkazı üzerinde,hiçbir estetik kıymeti olmayan binalar dikildi. Eski Sürmene’yi siyah beyaz fotoğraflardan görüp mâzinin şefkat iklimine sığınıyoruz.Bunun yanında tarih kitapları bizlere yol gösteriyor bu konuda…Şimdi,geçmişteki Sürmene’yi,Trabzonlu tarihçi Şakir Şevket’in “Trabzon Tarihi” adlı eserinden aldığım tarihî pasajlarla tanıtmaya çalışacağım.Genç yaşta dünyamızdan ayrılarak ebediyete intikal eden tarihçi ve şâir Şakir Şevket eski ve nostaljik Sürmene’yi şöyle anlatıyor: “Sürmene kazası seksen dokuz tarihine kadar nâhiye sûretinde idare olunurken,Teşkilât Nizamnâmesi’nin gösterdiği icab üzerine Vakfıkebir,Görele ve Aybastı kazalarıyla birlikte kaymakamlık ittihaz olunmuş ve köylerle birlikte 7301 hâneyi ve 236.203 dönüm araziyi câmi bulunmuştur. Buranın bir de limanı olup,bir fırtına çıktığında Trabzon limanından Pulathâne limanını tutturamayan sandal ve gemiler Sürmene limanına gider ise de o limanda kurt tabir olunur bir nevi muzır balık bulunduğundan gemiyi fena halde rahne-dâr etmekte(yaralamakta) bulunduğu cihetle uzun süre orada kalınamaz. Sürmene’nin yukarı taraflarında bulunan ahali eğerçi zencirlik ile meşgul ise de ziraatlerinden o derece istifade hâsıl olamayup,fakat deniz kenarında bulunan ahalisi balıkçı olduklarından bunlar külliyet üzere Yunus balığı avlayarak balık yağı imal ederler. Sürmene kazası iskelesinde üç beş bin kilelik gemi dahi müceddeden yapılur. Sürmene kazasının sağ taraflarında Çebi tabir olunur Bölükbaşılar hâlâ mevcut ve bazı zararlı hareketleri yoktur. Bu Çebi denilen Bölükbaşılar ailesinin eski fikirlerdeki sebatları şu dereceye kadardır ki bundan iki sene önce deniz komutanlarından bir zat kura teftiş memuriyetiyle o köylerin birisine giderek bir Bölükbaşı’nın hanesinde misafir olmuş idi.O esnada bahriye mülâzımlarından birisi sıla içün memleketine yani o köye geldiğinde çaresiz en evvel ağa ile görüşmek lâzım geleceğinden ve halbuki Miralay dahi ağanın yanında oturmakta bulunduğundan ağaya yapacağı dostluğu bir kat daha artırmak içün o sırada mülâzım belinden kılıcı çıkararak doğrudan doğruya ağanın eteğini öper.Ve Miralay Bey’e asla bakmayarak gerüden gerü kapudan dışarı çıkar. -Şu yersiz durumlar ile beraber orada kan dökme eksik olmadığından ırz ehli takımının sıkılmamak elinden gelmez.” Şakir Şevket’in anlattığı Sürmene’den bugüne çok zaman geçti.Sürmene daima büyüdü ve bugünlere geldi.Görünen o ki Sürmene gelecekte vilâyet seviyesine bile yükselecektir. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |