Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Mevsim sonbahar, aylardan Eylül..Zaman yaprak dökümü.. Çoğu zaman sevdiklerimiz de birer yaprak tanesi gibi sararıp solarak dökülür gider hayatımızdan…Kapanmaz yaralar, ince sızılar bırakarak… Babamda yüreğime ekip, göz yaşlarımla sulayarak asla solmasına izin vermediğim en güzel yaprak.... Sen adına Aşk dediğim sevdiğim, sen gitme !! Sararıp solma, her dem taze bahar çiçekleri gibi aç gönlümde… Günaydın diyorum nice bir vakit sonra, herkese, her şeye ve hiç yanımda olamayan ve asla olamayacak olan sana.. Yüzümü yıkarken aynaya yansıyan görüntüme baka kalıyorum bir süre.. Yaşlanıyorsun diyorum kendime, bak, göz altlarında çizgiler belirmeye başlamış otuz sene dilek olay, bir o kadar sene daha yaşayabilecek misin ? Sonra buruk bir tebessümle olsun be diyorum, sağlıklıyım ya, o var ya kalbimde bana yeter. Çay demliyorum sonra, kahvaltı hazırlıyorum. Aklımda yine sen. Kızarmış ekmekler eşliğinde yapılan aile saadeti dolu bir kahvaltıdan sonra işe gitmek üzere kardeşimle evden çıkıyoruz..Kardeşim; ömrüm, güzel yüzlü bebeğim , kanım, canım her şeyim. Annem her zaman ki gibi balkondan el sallıyor. Ne kadar çok seviyorum onu..Varlığına kurban olduğum, elleri pamuk, kokusu cennet annem. Ve Aklımda yine sen... Sabah sessizliği ne kadar güzel. Boş sokaklarda yürürken ..Seni sevmek diyorum kendi kendime .. seni sevmek nasıl bir şey.. Dilime nerden dolandığını bilmediğim eski bir şarkı... Hani ıssız bir yolda yürürken Hani bir korku duyarda insan Hani bir şarkı söyler içinden İşte öyle bir şey.... Sanırım seni sevmek işte böyle bir şey… Gün uzun.. Gelenin gidenin ve ömrümden her saniye biraz daha azalan zamanın hesabı yok.. Etrafımda onlarca insan.. Aklımda sen …Sabahtan beri elim belki yüzlerce defa telefona uzandı...Seni aramakla aramamak arasında gidip gelişimi zamanla ve duygularımın ısrarı ile yüz göz oluşumu sanırım kelimelerle ifade etmem mümkün değil… Ve dayanamayıp isyan ediyorum adına Aşk denilen…Kalbimi demir kafeslere mahkum edip, anahtarını da dipsiz kör kuyulara atan duyguya.. Neden diyorum neden bu kadar güçlüsün.. Kelebek kadar masum ve hafifçe yüreğime konup, sonra tüm benliğimi yırtıcı kuşlar gibi pençelerine esir ediyorsun… Zaman dönüyor..Gün nöbetini gece ye teslim etmeye başladı bile.. Saat 22:00 aklımda yine sen... Sanırım benim nöbetim hiç bitmeyecek… Sessiz bir köşe ararken balkona çıkıyorum.Gökyüzü o kadar güzel ki.. Tüm ihtişamıyla dolunay var. Uzaklardan çoban yıldızı göz kırpıyor. Düşüncelerin, düşlerin biri geliyor diğeri gidiyor... Ve düşlüyorum ikimizi; Zaman ve mekanın olmadığı her hangi bir gece..Tüm tebessümüyle bize gülümseyen ay.. herhangi bir deniz kıyısı ve bir bankta oturan iki can.. Sen ve Ben… Hava öylesine soğuk ve ayaz.. Sana doğru sokuluyorum. Kolun omzumda. Bu soğukta bile öyle sıcaksın ki.. Daha bir sokuluyorum sana … Gülümsüyorsun….. Gülme diyorum üşüyorum..Uzanıp bir öpücük konduruyorum yanağına , utanıyorum yanaklarım kızarıyor sonra... Bir yıldız kayıyor aniden, bak nasıl kayıyor hadi bir dilek tutalım diyorum.. Ben dileğimi tutuyorum ve seni yüreğime yazıyorum. Ama senin ne dilediğini asla bilemiyorum. Bir an tanıdık bir sesle irkiliyorum, gelen annem.. Çoktandır dışarıdasın yeter yıldızlarla dertleştiğin , çay yaptım gel bir bardak içte için ısınsın diyor… Öylece kalakalıyorum ..Hayalmiş diyorum yine hayal… Farkında olmadan süzülüyor gözümden bir damla yaş hafif bir meltem rüzgarı okşuyor yüzümü.. Ve çoban yıldızı göz kırpıyor yeniden…. Ve aklımda yine SEN… Nilgün SARIGÜL
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nilgün SARIGÜL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |