..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Orhan TURAN




10 Ağustos 2006
Büstler İnşası  
Orhan TURAN
Ben içimdeki büstü yıktıktan sonra; geriye kalalınını sevdim. Sor kendine... Bir büst yaptıysan içinde; yık gitsin... Geriye kalan bir "hiçse" vur gitsin... "Hiç" değilse, al gitsin...


:AFIC:
Seven, sevse de, bir sevileni olmadıkça; insan için biçilen elzem yolculuğuna çıkılmış olunur. Bu yolculuğun en güzel çocuğu ise, yine kendisinin ürettiği hayallerden başka bir şey değil.

Belki "hologram dünyamızın", "düşsel prizmalarında" hepimiz, kendimize "heykelden aşklar" üretiyoruz.

Ancak sorun şu ki; ya istediğimiz ruh, istediğimiz bedende değildir, ya da istediğimiz beden, olması gereken ruhta bulunmuyor. Bunların dışında, izlenim içerisinde olan ruhun, lisana geliş tarzı da beklenmeyen şoku beraberinde getirebiliyor.

Radyoda duyduğunuz şiirsel sesin, aslında sesle-fizik arasında "hayal dünyanızı şoke edecek" cinsten vitrinleşmesi gibi bir şeydir bu. Ya da o ses sahibinin, uğraşı alanı ile yüklü bir ruha sahip olmadığını anlama, veya şarkılarıyla sizi çok etkileyen bir sanatçının gerçek dünyadaki farklılığı... Öte yandan bir yazarın satırlara vurmuş şahane replikleriyle, lisanda gösterdiği "kekemelik mucizesini" de buna örnek vermeden geçmemeliyiz. Bunlar kendi içimizde büyüttüğümüz "mükemmel insan profilini" bir anda yok edebiliyor.

"İdol diye büyüttüğüm insan bu muydu?" diyebilirsiniz...
Ya da, içinizde büyüttüğünüz tüm ruh çizimlerine karşın, somut temaslar dahilinde, o kişeye karşın içinizden "ben de bir şey sanmıştım" dememiz, kaçınılmaz olabilir çoğu zaman.

Diyorum ki, seni severken ben ve bana karşı sen...
Hangimiz daha çok heykelleştirdik birbirimizi...
Ben mi, yoksa sen mi?

Yazdıklarımı okuduğun mu gerçek? Okuduğunda anladıkların mı?
Yaşadığım kadar mı yazdım. Yazdıklarım yaşadıklarım mı?
Özlediklerimi mi yazmıştım yoksa bende var olanları mı, yoksa tutkular mı?

Pembe düşler çizerken, yaratmak istediğim bir dünyada, görmek istediğim bir "sen mi" doğurduğum bacak aramdan?

Ben üretmek istediğim, aşık olmak istediğim kadının anneliğine soyunmuş olabilir miydin? Daha doğmadan kimliğine adını yazmış olabilir miydim?

Peki ya sen?

Yırtıcı kadın "bir yalan" olabilir mi? Küçük bir meltemle tüm ışıkları sönen bir kandil?
Bir fısıltıyla tutkunu olmuş hayatın, diğer yandan bir doğrulmayla bıkmış her şeyden...
Şiirde abide, gerçekte endişelere meyil... Korkusuzlukların tümünü yazılara aktarırken bir yandan, korkularını hayata bırakmış olabilir misin?

Bu tip imgelenmeler, internet ortamlarında paylaşılan beraberlikler için söz konusu olabilir?
Yani önce internet, sonra gerçek dünya buluşması, bu gibi farklılıkları ve hayal kırıklarını yaşatabilir.

Her ne kadar gerçekte, tam olarak böyle sayılmasak da, belki ben de senin için böyleyim. Yani kocaman bir yanılsamadan ibaret... Ya da hayaller âleminin beyaz atlı prensi...

Ne istiyorum biliyor musun?

Hiç bunun endişesini yaşamadan, bu güzelliği hiç bozmamak...
Bir kız sevdim demeliyim. "Hoştu ve ruhu, gecenin içinde kadife bir anne şevkatiydi onun"

O da beni sevmişti, itirazsız ve paragraflarının arasında çekimserlikleri olmadan hissetti ve yaşadı...


Sevdiklerimizle, gerçeklerimiz arasında bir tercih yapmaya sürükleniyorduk.
Gerçeklerimizle sevdiklerimiz aynı yerde duruyor olsa bile kimi zaman, bunu kavrayamadan uzayıp gidiyorduk duraklarda...

Peki, ne olacak...
Birbirimizi görüp, hayallerle gerçeği kıyaslayıp; "dönüşte alayım" edasıyla bir çingene pazarlığımı?
Ya da "aradığımı buldum" iç gezintisi mi olacak hislerimiz?

Bunu yaşamaktansa, "gerçeğe" bulaşmamak...
"Hayali" hiç bozmamak,
"heykellerimize" hiç dokunmamak nasıl olurdu?

Bence tren raya yanlış girmişti ve fantezilerden bir aşk doğurmuştuk.
Bu aşkı ben doğurup kucağına bırakmıştım. Sen kucağına alıp, baktın biraz. Sonra da kendi kendine şunu sordun; "iyi ama bu çocuk benim değil ki?"

Biliyorum. O çocuk benim ÇOCUĞUM...

Kucağında bulduğun ve belki de "bu neydi" diye sorduğun...

Ben içimdeki büstü yıktıktan sonra; geriye kalalınını sevdim.

Sor kendine...

Bir büst yaptıysan içinde; yık gitsin...
Geriye kalan bir "hiçse" vur gitsin...
"Hiç" değilse, al gitsin...

Hayalet sevgilin...






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kahpe Kadın Mona Lisa…
Tarla Kuşuydu... Juliet!
Alışamadım Bu Kente
Sen İçimde Kal Ey Sevdiğim!
Ayıp Yalnızlıklar...
İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım
Eğil Kadın; Alnından Öpeyim!
Ne Zaman Çok İstesem Gelme!
Yaşadığımız "Hayalse", "Gerçeklerine" Lanet!
Tahta Kaşık

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk mı Alışkanlık mı?
Lâl...
Allah"ın Arama Motoru!
Eylüle Teslim Bir Adam; Alpay…
Geçmişi Yad Edip, Şimdiye Sitem Etmektense, Şimdi İman Dileyip, Geleceği Güzelleştirmek Zamanıdır
Bacağımı Kaybettiğim An!
Sevgi Sonunda Yanmayı Getirir!..
Kime Aitsin?
Bir Garip Seyyahlık; Kendine Göçen...
Kırık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Dua… [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.