Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Akıl uçmak için, hedeflere ulaşmak için bir pisttir. Akılsız olmaz. Lakin akılla da yetinilmez. Yani yetinenler de hayatlarını pekala idame ettirirler. Onlara da hayat sergüzeştlerinde başarı ve mutluluklar dilerim. Fakat kanatimce akıl boşuna yaratılmadığımız bu dünya hayatında güzelliklere ulaşmak, nice sadak-i cariye*lerin altına imzalarımızı atmak için bir pist olarak kullanılmalıdır. Eğer pistten kalkmazsanız uçak dahi olasanız kar etmez. Lütfen kalkıp da şimdi sen bizi meczupluğa mı özendiriyorsun gibi yorumlar yapmayın:) Böyle desem de siz bana bu konuda pek bakmayın. Klavye elinizin altında, istediğinize yorma hakkınız kamusal alanda bilmem ama bu "empatik tek kişilik gizli örgüt" adlı çatı altında serbetsiyetini devam ettirmektedir. "Konuşun ki sizi görebileyim." Ruhun veyahut gönlün aşılanması, meyvaya durması dudaktan kulağa doğru uzanan bir yolladır. Bu olur veyahut olmaz ama acizane kanatimce yol budur. Dikkatinizi hiç cezbetmiş midir bilmiyorum; âmâ peygamber vardır fakat dilsiz perygamber yoktur. Derseniz ki "-ee dilsiz mütercim adına sahip biri mi bunları bize söylüyor?" Evet biraz öyle oluyor. Söylemek isterim ki; bunları diyebildiğinize göre benim dilsizliğimin konuştuğunu da ispatlamış olursunuz. Şimdi siz dilsizliğimi fazla yormadan ben diyeceklerimin sadedine doğru ilerlemeye çalışayım müsadenizle. Mimar Sinan'ın mührünü taşıyan eserlerin isimleri dahi sayfaları doldurmaktadır. O da yüzyıllardır geçtiğimiz her beldede eserlerinin diliyle bizlere neler anlatır da şehrin gürültüsüne ayarlı kulaklarımız çoğu kez duyamaz zatının anlatıklarını. Bazılarımız da duyduklarından zuhur edecek sorumlulıuğun ağırlığı nedeniyle belki de kuklarını tıkamaktadır. Muhtemelen Mimar Sinan'ın sahip olduğu akıl bizlere de ikram edilmiştir. Keza yazdıkları eserler hesaba vurulduğunda doğumlarından ölümlerine hergün asgari yüz küsür sayfa eser yazmaya tekabul eden alimlerimizi de unutmamak gerekir. Elbette ki istidatlarımız farklılık arzedebilir. Fakat bu bizi bir düşünürün söylediği gibi, aklımızın takriben en fazla yüzde beşini kullanan bir insanlık olarak verilen emanete hıyanetten hesaba çekilme realitesinden muaf tutamaz. Öyleyse benzer bir akla sahip olduğumuz, daha ileri bir teknoloji çağında yaşadığımızı iddia ettiğimiz halde; neden eskilerin eserlerinden daha latifini veyahut benzerlerini ortaya çıkartamıyoruz? Tonlarca para döktüğümüz projeler kibrit kutusu kıvamından öteye geçemiyor. Demek ki aklımızı pistte dolaştırıp duruyoruz. Fakat iş emeğimizin mayasına yüreğimizi, ruhumuza katmaya gelince Muhyiddin İbn-i Arabi'nin "Yüz fikirlerin fihristidir." sözüne benzer bir gerçeklik çıkıyor ortaya. İcra ettiğimiz işlerimiz de ruhumuzun aynası oluyor. Ancak tek kanadını takabildiğimiz ruhumuz, faydasız bilgilerle, öncelik sıralamsını unuttuğumuz ilimlerle; beyin isaline maruz kalan aklımız dünyamıza ve dahi yaşanılan aşklara yanısıyınca farkı farketmemek imkansıza göz kırpıyor. İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur eğer o bozulursa bütün vücud bozulur. Dikkat edin o kalptir. (Hadis: Buhari iman 39, Müslim müsakat,10) Koca Sinan sadece tefekkürümüze girizgah olacak nefis bir örnek. Aslolan onun gibilerin beslendiği kaynaklara hala bilinçli veyahut bilinçsiz bir direnç göstermemize bir son vermede. Allah da ne varsa, dünyada ve insanda da aynısı vardır. Rab'da Rab kadar, kul da kul kadar. Öyleyse insan sahip olduğu Esma yanısmasını kainata ve diğer insanlara hakkıyla yansıtmanın yollarını zorlamalıdır. İnşeallah hepimiz sözlerin en güzellerini dinleyip, amel edenlerden oluruz. Zira işitmek dinlemenin evvelidir. Fakat tekrar etmek istiyorum; konuşun ki sizi duyabileyim. Kıymetli fikirlerinizden ben de istifade etmek istiyorum. Yüce Rabbimiz;“Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar ertelesen de, sadaka verip iyilerden olsam! demeden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın.” Münafikun 63/10 *1- Sadaka-i Cariye, (hayrı devam eden iyilikler). 2- Yararlanılan ilim/eserleri. 3- Kendisine fiili/kavli dua eden hayırlı evlat. ...dilsizmutercim...MeryemRabia...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meryem Rabia Taşbilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |