Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere |
|
||||||||||
|
Vaktiyle Timur'un huzuruna genç bir elçi çıkmış ve görevini yerine getirdikten sonra merak ve hayranlığını yenemeyerek gençliğinin verdiği cürretle Timur'a bir sualinin olduğunu söylemiş. Timur da elçinin sulaini sormasına müsade etmiş. Elçi; merak ediyorum, o kadar düşmanınız var, hayatın güçlüye de güçsüze de farklı zorlukları var. Nasıl oluyor da bu kadar sorun ve düşman saldırısına rağmen başarıyı elden bırakmıyorsunuz. Cürretimi bağışlayın ama bilmek istiyorum demiş. Timur elçiye yaklaşıp ağzını açmasını söylemiş ve sonra kendisi de ağzını açarak iksinin de aynı anda birbirlerinin ellerini karşılıklı olarak ısırmalarını emretmiş. Elçi korkuyla karışık heyecan ve merakla ister istemez Timur'un söylediğini yapmış. Fakat canı o kadar çok acıyormuş ki sonunda dayanamayıp bir çığlık atmış. Tabi bu esnada da Timur elini ellçinin ağzından kurtarmış ama ısırmaya devam etmiş. Elçinin canının iyice yandığına kanaat getirdikten sonra kendi insiyatifiyle ağzını açmış ve elini kurtarmasına müsade etmiş. Ve hiçbir açıklama yapmadan elçiye sormus; "Anladın mı şimdi benim neden/nasıl başarlı olduğumu?!" Elçinin hayret dolu bakışlarının gölgesinde birşeyler gevelemesine müsade etmeden de açıklamış. "Tabiki herkes gibi ben de zorluklar çekiyorum fakat ben yaşadığım sorunlar karşısında ahlayıp vahlamak ve ağlaşıp şikayet etmektense sabredip elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Az önce birbirimizin elini ısırdığımızda ben de seninle aynı acıyı hissediyordum ama sebrettim ve senin zayıflığından faydalanıp kendimi kurtardım!" demiş... Hayatta bazı dar boğazlardan geçiyoruz. Bazı kapılardan girmek istiyoruz fakat kapılar haklı veya haksız nedenlerle kapalı olabiliyor. Elimizdeki anahtarlardan ilkini denediğimizde kapıyı açamadığımız için ağlayıp elimizdeki diğer anahtar yığınını bir tarafa fırlatıp kapı önünde ağlaşmaktansa bize düşen; sabırla diğer anahtarları denemek. Olmadı duvarlarda yeni kapılar, surlarda yeni gedikler açmalı, insanlığın kardeşlik ve birlik kaynağına sondaj vurmalıyız... Kaplumbağa bile ancak riski göze alıp başını dışarı çıkardığı zaman ilerleyebiliyor. Bazen hiçbir riski göze almamak; göze alamadığımız risklerden çok daha büyük risklere gebe olabiliyor! Helal dairesi içinde riskleri, bedel ödemeyi göze alan samimi insanlara ihitiyacimiz var! (Doğu Konferansında yaptığım konuşmadan kısa bir alıntıyla derlenmiştir/ İstanbul:2005/
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meryem Rabia Taşbilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |