..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Bahadýr ÖZBÜTÜN




28 Temmuz 2007
Azizin Gri Dünyasýnda  
Bahadýr ÖZBÜTÜN
"Büyük bir kitabevi… Gürültülü sayýlabilecek bir ortam; etrafta kitaplarla ilgilenenler, kitaplarla ilgilenenlerle ilgilenenler, öylesine etrafýna bakýnanlar, zaman geçirmek için bulduklarý ilk kapalý alana girenler… Ve ben… Ve sen…"


:BBCF:
Büyük bir kitabevi…
Gürültülü sayýlabilecek bir ortam; etrafta kitaplarla ilgilenenler, kitaplarla ilgilenenlerle ilgilenenler, öylesine etrafýna bakýnanlar, zaman geçirmek için bulduklarý ilk kapalý alana girenler…
Ve ben…
Ve sen…

Ýçeri girdiðim anda yüzüme çarpan serin hava dalgýnlýðýmý biraz olsun kýrmýþtý. “U” þeklinde tasarlanmýþ kitabevini biraz daha ayýk bir kafayla gezme olasýlýðým doðmuþtu böylece. Saðýmda solumda sýralanmýþ yüzlerce kitap…
Ýngiliz Edebiyatý… Fransýz Edebiyatý… Rus Edebiyatý… Alman Edebiyatý…
Hangi kitabý alacaðýmý biliyor muydum? Hayýr. Belki Auster, belki Dostoyevski, belki Borges, Saramago, Yaþar Kemal, Leyla Erbil…
Eninde sonunda, dolaþýrken gözüme bir þey çarpacaðýný ve beni kendi içerilerine doðru çekeceðini biliyordum. Yürümeye devam ettim, arada bir elime bir kitap alýyor, arka kapaðýný okuyor ve aldýðým yere incitmeden býrakýyordum. Ki ben hayran olduðum kitaplarýn canýný çok yakarým, kalem darbelerim her yerindedir kitabýn, savaþtan çýkmýþa döner kitap, savaþtan çýkmýþa dönerim ben de.
Kendini beðenmiþ bir alýcý suretinde dolaþýrken biraz önce yanýndan geçtiðim raflardan birinden garip bir ses geldiðini iþittim. Garipti çünkü ses bir böcek sesiydi, garipti çünkü bir kitabýn içinden geliyordu. Kitaba doðru yaklaþmaya baþladýðýmda yoðun bir toz bulutu çarptý gözüme. Etrafýma baktýðýmda bu garip durumun sadece beni sardýðýný fark ettim çünkü ne kimse dönüp bakmýþtý ne de hareketlerinde en ufak bir deðiþiklik olmuþtu. Gariplikler artmaya devam ediyordu çünkü kitaplarýn üzerinde dolaþan ve ne olduðu anlaþýlamayan duman giderek beni de içine almaya baþlamýþtý. Kaçmaya çalýþmak aklýmýn ucundan geçmedi ama korkumu saklamak da elimden gelmiyordu. Dumanýn bedenimi istila etmesi bir yana kitabýn içinden gelen ses artýk katlanýlmaz bir dereceye gelmiþti.
Bu garip duman, toz bulutu her ne ise beni kitabýn içine doðru taþýmaya baþladý. Ve kýsa süreli baygýnlýk ya da bilinç kaybý hatta ufak bir koma halinden sonra kendime geldiðimde sayfalarýn içinde büyük bir böcekle karþý karþýyaydým. Yüzünde garip bir hüzün olan bir böcekle… Ben daha ne söyleyeceðimi, ne yapacaðýmý bilmez durumda öylece kalakalmýþken bir ses sakin olmamý, korkulacak bir þey olmadýðýný, bir süre sonra sanal âlemime geri dönebileceðimi söyledi… Dönüp baktýðýmda karþýmda 16–17 yaþlarýnda bir genç duruyordu. Kendine güveni tam görünen, yüzünde dünyaya boþ vermiþ bir ifadeyle bana bakan bir genç. Yine benim konuþmama müsaade etmeden uzun bir gemi yolculuðundan yeni döndüðünü, çok yorgun olduðunu ve artýk ait olduðu kitaba dönmesi gerektiðini söyledi, ismini sormama bile fýrsat kalmadan aniden gözden yitti. Arkasýndan bakmayý çok isterdim hem böylelikle bunlarý size yazarken “ Arkasýndan bakakalmýþtým” gibi bir cümle kurabilirdim ama bu bile mümkün olmadý çünkü onun kaybolmasýyla içinde bulunduðumuz mekânýn da yerle bir olmasý ve 7 saniye içinde tekrar ve yepyeni bir surette inþa olmasý bir oldu. Evet, mekân deðiþmiþti muhtemelen zaman da ama böcek yüzünde hala ayný ifadeyle bana bakmaya devam etmekteydi. Ben de gözlerimi ondan ayýramýyordum, nasýl bir yaratýktý bu, gözlerinde insansý pýrýltýlar; sanki her an gözyaþýna dönüp akacakmýþ gibi görünen yoðun bir hüzün… Böceðin beynime saldýðý bilmeceyi çözmeye baþlamaya niyetliydim ama…
Yorgun argýn bakýþlarýyla memur görünümlü bir adam belirdi bir anda böceðin tam arkasýnda ve böcek saydamlaþmaya, giderek görünmez olmaya baþladý. Sanýrým bu memur görünümlü adam da konuþmama izin vermeyecekti. Tam da düþündüðüm gibi olmuþtu. Adam konuþmaya baþlamýþtý ama sesi çok uzaklardan gelip çok uzaklara gidiyordu sanki. Bana hiç mi hiç tanýdýk gelmeyen þeylerdi söyledikleri. Bölük pörçük anlayabildiklerim arasýnda en çok kulaðýma çalýnan sözcük: ÞATO’ydu… Baþarabileceðinden söz ediyordu ama baþaramayacaðýna o kadar emindi ki sanki bahsettiði Þato’yu yýllardýr sýrtýnda taþýyordu ve artýk bu aðýrlýðý kaldýracak gücü kalmamýþtý. Cesaretimi toplayýp isminin ne olduðunu sorduðumda hortlak görmüþ gibi irkildi ama beni görünce rahat bir nefes aldý ve geleceðimin onlara bildirilmiþ olduðunu söyledi. Sesi giderek kýsýlmaya baþlamýþtý, kadastrocu olduðunu ve isminin K. Ýle baþladýðýný zorlukla anlayabildim. Zaten o anda da geldiði gibi anlaþýlmaz bir þekilde yok oldu.
Karþýmda yeniden böceði görmeyi beklerken sýrtýnda pýrýl pýrýl bir býçakla ve yüzünde anlamamýþ bir anlatýmla bir adam belirdi. Sanýrým bu yolculuk boyunca bir de cinayete tanýk olacaktým. Ama bir zaman sonra bu öngörüde yanýldýðýmý anlayacaktým. Evet, cinayete tanýk olacaktým ama bir deðil iki tane…
Adam elinde mektuplarla bana doðru gelmeye baþlamýþtý. Bense kýpýrdayamýyordum bile. Yanýmdan beni görmemiþ gibi hýzla geçip ileride onaylamayan bir þekilde kafasýný iki yana sallayan adam yaklaþtý ve elindeki kâðýtlarý o adama teslim etti. Adamsa ihanet etmeye kararlý bir þekilde kâðýtlarý alýp iç cebindeki baský makinesinin içine usulca býraktý. O sýrada kâðýtlarýn içinden bir kaç kadýnýn sesi çalýndý kulaklarýma, bir tanesininki daha baskýn… Býçaklanmýþ adam yine bana aldýrmadan yanýmda geçti ve az ilerde yere yýðýldý, aðzýndan çýkan tek sözcük “NEDEN’ di… Ve o anda da diðerleri gibi sýrra kadem bastý…

Etrafýmda kimse kalmamýþtý. Sadece önümde uzanan gri ve tozlu bir yol.Yürümeye karar verdim, zaten vermemiþ olsam da baþka çarem yok gibiydi.Adýmlarým gerçeküstü bir þekilde uzun mesafeler atlatýyordu bana. Çevremden hýzla inanýlmaz görüntüler geçiyordu.

Ýlk gördüðüm þey; açlýktan bütün kemikleri sayýlan bir adam ve onu seyreden insanlardý, sonra bir maymun insanlarýn içinde kendine yer edinmeye çalýþan, bir akbaba ve oðullarýna mektup yazan bir baba, ilerideki savaþý fark ettiðimdeyse hýzlanmaya baþladým, kafamý bile çevirmedim o tarafa… Sonra, birden sanki yol bitti, zaman durdu. Kendimi ÝÞÇÝ KAZA SÝGORTASI yazan bir binanýn önünde buldum. Ýçeri girmeye niyetlendiðimde kapýdan çýkmak üzere olan o adamý fark ettim. Kesinlikle bir Aziz olmalýydý. Hayýr, yanlýþ anlamayýn görünümüyle ilgili deðil bu tespit çünkü zayýf, kepçe kulaklý, hasta görünümlü, korkak bir anlatýma bürünmüþ bir adamdý… Ama kafasýndan öyle bir ýþýk yayýlýyordu ki erkenden gökyüzüne yükseleceði belliydi.

Bana baktý…
Bana baktý ve gülümsedi…
Bana baktý ve gülümsedi ve dedi ki;
“Tanýþtýðýmýza çok memnun oldum”

O andan itibaren O’nun öðrencisi olacaðýmý ve söylediði her þeyi kabulleneceðimi anladým. Yanýmda fazla durmadý kemikli elleriyle ellerimi sýktýktan sonra yolda karþýlaþtýðým herkesi ve her þeyi koltuk altýndaki dosyaya sýkýþtýrýp gri bir toz bulutunun içinde bembeyaz bir ýþýða dönüþtü. O anda her þey bir kez daha allak bullak oldu. Böceðin sesi, sýrtýnda býçak olan adam, denizden gelen çocuk, kadastrocu… Son gördüðüm þey ýþýða doðru uzanan oldukça büyük bir eldi…

Gözlerimi kamaþtýran bu ýþýðýn etkisinden kurtulduðumda, kendimi yine o umursamaz kalabalýðýn içinde buldum. Alman Edebiyatý rafýnýn önündeydim ve elimde gri kapaklý kitaplar vardý. Hýzla kasaya gittim, kitaplarý satýn aldým ve üzerinde çirkin bir kedi resmi olan kâðýt torbalarla dýþarý çýktým. Her þey eskisi gibiydi, tek deðiþen þey; artýk benim bir Aziz’im vardý, bir yol göstericim…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Haritada Kaybolan Çocuklar
Ayakkabýnýn Dili
Ýzmaritçi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pi'nin Öyküsü
Tembellik Manifestosu
Albert'in Yalaný
Göktaþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýntihar [Deneme]
Avuçlarýnda Gün Iþýðý [Deneme]
Bekleyiþ [Deneme]
Ölüm [Deneme]
Ýkilem [Deneme]


Bahadýr ÖZBÜTÜN kimdir?

Artýk benim onurum Çamurlara batarak, Kendini aþýnmaktan Güç bela koruyacak. Kirletecek çaresiz Taammüden kendini; Çarþý pazar gün boyu Kentleri dolaþarak. Artýk benim onurum Eðri pervazýnda, Ahþap bir kapý gibi Gýcýrdayýp duracak. Metin ALTIOK

Etkilendiði Yazarlar:
Franz KAFKA


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahadýr ÖZBÜTÜN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.