..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Bahadýr ÖZBÜTÜN




17 Ekim 2007
Ayakkabýnýn Dili  
Bahadýr ÖZBÜTÜN
Ýlyas, kendini büyük bir sahada düþledi. Tribünler aðzýna kadar doluydu


:BDHI:
Bir cumartesi sabahý.

Güneþ, yeni uyanmýþ olmasýnýn verdiði büyük enerjiyle pýrýl pýrýl parlýyordu. Sabahýn emekleme dönemleriydi ve þehrin sesleri henüz çok cýlýzdý. Gözlerini karman çorman rüyalardan ayýran Ýlyas odasýna bir göz attý. Duvardaki posterleri onu izliyorlardý. Þutunu çekmek üzere gerilmiþ bir golcünün posteri vardý bir duvarda, hemen yanýnda da seyircileri alkýþlayan bir 10 numara. Onlar gibi olmayý çok isterdi. Her gece büyük bir statta alkýþlar eþliðinde güne uðurlanýrdý Ýlyas. Tek rüyasý buydu. Uyandýðý zaman rüyalarýnda attýðý gol sayýsýyla orantýlý bir mutluluk kaplardý içini. Bu gece “hat-trick” yapmýþtý, katmerli bir mutluluk vardý bedeninde dolaþan. Mutluluðunun tek nedeni de bu deðildi tabii. Arkadaþlarýyla buluþacaktý. Öðretmenleri ayarlamýþtý bu iþi. Buluþup bir çay evinde oturacaklar sonra da sinemaya gidip güzel bir film izleyeceklerdi. Yetecek kadar parasý vardý ve annesi bulup buluþturup bir forma almýþtý oðluna. Annesi, çok düþünürdü Ýlyas’ý. Abisi kýzardý top oynuyor, ayakkabýlarýný yýrtýyor diye ama o da severdi Ýlyas’ý. Sevmese eski kotunu verir miydi hiç? Eski dediysek yýrtýðý pýrtýðý yoktu. Rengi soluktu biraz ama o da farklý bir hava veriyordu. Formasýný giyince üstüne, altýna da kotu çekti mi havasýndan geçilmezdi. Formanýn rengi bile yeterdi. Çocuklar çok beðenecekti. Hemen kalkýp hazýrlanmaya karar verdi.

Yataðýndan hýzla fýrladý, hep öyle yapardý zaten. Abisi çoktan iþe gitmiþti. Odadan çýktý ve annesinin kahvaltýyý hazýrlamakla meþgul olduðunu gördü. Annesine gülümsedi. Annesi de ona. Heyecanýnýn farkýndaydý annesi. Hemen kahvaltýyý hazýrlardý. Yumurta piþirdi oðluna sarýsýyla beyazý birbirine küs bir yumurta ve çay koydu. Birlikte oturdular kahvaltýya. Annesi günde iki kez kahvaltý hazýrlýyordu; biri abisi için çok erken saatlerde, daha güneþ bile gözlerini açmadan önce, diðeri ise Ýlyas’a ve kendine. Kahvaltý sýrasýnda Ýlyas’ýn gözleri yataðýn üzerinde duran formasýyla kotundaydý. Bugün ikisini de ilk defa giyecekti ve arkadaþlarýna gösterecekti istediði zaman ne kadar yakýþýklý olabildiðini. Lokmalar havada çarpýþmamak için usta manevralar yapmak zorunda kalýyorlardý. Bazen aðzý elinin hýzýna yetiþemiyordu. Hýzlý yiyordu yemeði. Aslýnda acelesi yoktu. Arkadaþlarýyla buluþmasýna daha üç saat vardý. Buluþacaklarý yere varmasý yürüyerek yarým saatini alýrdý. Annesi de bu yüzden yavaþ yemesi için uyardý onu zaten. Yoksa hiç kýzmazdý oðluna. Belki bazen top oynayýp çamur içinde eve geldiðinde ama o da zaten hakkýydý. Top oynarken dünya gözünden siliniyordu Ýlyas’ýn.

Ýlyas baþladýðý hýzla kahvaltýyý bitirdiðinde annesi birkaç lokma atabilmiþti aðzýna. Kazandýðý ivmeyle sofradan da fýrladý Ýlyas. Doðru elbiselerinin yanýna koþtu. Üstüne tuttu formasýný. Bora’nýn da vardý buna benzer bir formasý. Futbolcunun biri imzalayýp vermiþti. Kendisininkinde imza yoktu ama yine de güzeldi. Annesinden izin istedi formasýný giymek için. Annesi baþýyla onayladý. Hemen pijamasýný çýkardý üstünden ve formayý maça çýkmak üzere olan bir futbolcu heyecanýyla giydi. Sonra da kotunu çekti altýna, çok yakýþýklý olmuþtu. Annesinin gözlerindeki ýþýltý anlatýyordu bunu ona. Annesi gurur duyuyordu Ýlyas’la. Hem yakýþýklýydý Ýlyas hem de çok baþarýlý bir öðrenciydi. Öðretmenleri çok seviyordu Ýlyas’ý. Babasý olsa o da çok severdi. Babasý olsa Ýlyas’ýn çok güzel elbiseleri olurdu, evleri daha güzel olurdu, kitaplarý, defterleri tam olurdu, cebinde hep harçlýðý olurdu. Babasý olsa annesi bu kadar yorulmazdý. Abisi okurdu belki. Ama bunlarý bugün düþünmeyecekti Ýlyas. Bugün arkadaþlarý ile buluþacaktý.

Ýlyas banyodaki aynada saçlarýný uzun uzun taradý. Bir saða yatýrdý, bir sola. Geri yatýrdý olmadý, öne taradý olmadý. En sonunda ilk halinde karar kýldý ve saçlarýný saða doðru özenle taradý. Sonra bir süre aynanýn karþýsýnda kendine baktý. Ýyi görünüyordu, herkes onu beðenecekti. Belki Elif bile beðenirdi.

Elif… Sýnýfýn en güzel kýzýydý Elif. Babasý banka müdürüydü. Çok zengindi Elifler. Sýnýftaki bütün erkekler âþýktý Elif’e ama en çok Ýlyas âþýktý. Bora da âþýktý ama kimse Ýlyas kadar âþýk olamazdý. Elif pek konuþmazdý Ýlyas’la, pek bakmazdý Ýlyas’a. Ama bir gün öðretmenin sorduðu soruya yalnýzca ikisi parmak kaldýrdýklarýnda Elif gülümsemiþti Ýlyas’a. Sýnýfta kimse kalmamýþtý, herkes koþarak boþaltmýþtý sýnýfý büyük bir gürültüyle. Öðretmen de çantasýný alýp çýkmýþtý. Yalnýz ikisi kalmýþtý sýnýfta. Elif ve Ýlyas… Gülümseyen Elif ve bakakalan Ýlyas. Öðretmenin adýný çaðýrmasýyla kendine gelebilmiþti Ýlyas ama sorulan soruyu da vereceði cevabý da unutmuþtu çoktan. Öylece kaldý Ýlyas hiçbir þey söylemeden. Öðretmen kýzmadý ama arkadaþlarý çok güldü Ýlyas’a, Elif de çok güldü. Yine de kimseye kýzmadý, Elif gülmüþtü ya, yeterdi. Sýnýfýn en güzel kýzýydý Elif.

Saçlarýyla iþi bittikten sonra abisinin týraþ kolonyasýný alýp üzerine döktü biraz. Sonra biraz daha. Ve çýktý banyodan. Banyoda neredeyse bir saat geçirdiðini fark ettiðinde çok kýzdý kendine. Çünkü bir buçuk saati kalmýþtý. Yol yarým saat sürüyordu. Yürüyerek. Arka mahalleye uðrar öyle giderim diye düþündü. Artýk evde kalacak sabrý yoktu. Annesini öptü ve dýþarý çýktý. Ayakkabýlarý tozluydu. Hemen sildi ayakkabýlarýný. Annesi ayakkabýnýn ucundaki yýrtýðý yeni tamir ettirmiþti daha. Son bir kez kontrol etti ayakkabýyý, saðlam görünüyordu. Ayaðýna geçirdiði gibi ayakkabýlarýný, fýrladý sokaða.

Çok zamaný vardý, arka mahalleye doðru yavaþ yavaþ yürümeye baþladý. Bir yandan da düþünüyordu. Elif gelecekti. Bora gelmeyebilirdi. O zaman Elif’in yanýna otururdu Ýlyas. Çok yan yana gelemiyordu Elif’le. Bir kez “ mendil kapmaca” oynarlarken rakip olmuþlardý. Ortada mendili tutan öðretmenin elinden kapmaya çalýþacaklardý mendili. Ýlyas çok hýzlý koþardý. Ama o gün inadýna yavaþ koþtu ve Elif mendili kaptýðý gibi kaçtý arkadaþlarýnýn çýðlýklarla beklediði çizginin gerisine. Arkadaþlarý kýzdýlar Ýlyas’a. Ýstedikleri kadar kýzsýnlardý. O tam bir delikanlý gibi davranmýþtý ve Elif’i mutlu etmiþti.

Ýlyas farkýna varmadan adýmlarýný hýzlandýrmýþtý. Yavaþladý yine. Düþünmeye devam etti. Bir gün sýnýftayken Elif’in elini tuttuðu zamaný düþündü. Aslýnda elini tutmuþ sayýlmazdý. Elif, arkadaþlarýyla “yakalamacýlýk” oynuyordu, tam sýnýfýn önünden geçerken ayaðý bir yere takýldý ve dizlerinin üstüne düþtü. Caný yanmýþtý Elif’in. Caný yanmýþtý Ýlyas’ýn. Hemen koþtu Elif’in yanýna, elinden tutup kaldýrdý. Elif fark etmedi kendini kaldýranýn kim olduðunu, karþýdan gelen öðretmenine doðru yürüdü gitti. Bu da Ýlyas’ý hiç üzmedi. Hem neden üzsündü. Kýzýn caný yanmýþtý o yüzden aldýrmamýþtý Ýlyas’a.

Ýlyas etrafýný seyretti biraz. Fakir bir mahalleydi burasý. Herkes Ýlyaslar gibiydi. Kimse kimseden üstün deðildi burada. Ýlyaslar eski bir inþaatýn üstünde oynarlardý. Ýnþaat üç evle çevrilmiþ bir yerdi, dördüncü tarafý da patika bir yola bakýyordu. Ýlyas okuldan sonra en güzel gollerini burada atýyordu. Eve biraz uzaktý burasý ama Murat’ýn esik püskü bir bisikleti vardý. Onla gelip gidiyorlardý. Sürekli futbol oynuyorlardý burada. Büyük sahalarda oynadýklarýný hayal ederek.

Ýlyas, kendini büyük bir sahada düþledi. Tribünler aðzýna kadar doluydu. Maçýn bitmesine çok az zaman kalmýþtý ve durum 0-0’dý. Ýlyas’larýn takýmýna gol gerekiyordu. Ýlyas hemen kendi ceza sahasýna doðru koþtu. Kaleciden topu istedi ve sürmeye baþladý. Karþýsýna çýkan oyuncuyu müthiþ bir çalýmla geçti. Sonra bir diðerinin saðýndan atýp solundan geçti. Karþýdan gelen iki futbolcuyu görünce topu Murat’a atýp verkaç yaptý. Topla yeniden buluþtuðunda karþýsýnda kocaman bir kale ve zavallý bir kaleci vardý. Ýlyas gerildi, topa vurmadan önce tribünde Elif’in oturduðu tarafa doðru bir bakýþ attý ve topa sert bir þekilde vurdu. Kaleci hareket bile edememiþti. Top aðlarla buluþtuðunda Ýlyas çoktan tribünlere varmýþtý. Herkes “Ýlyas” diye baðýrýyordu. Elif bile. Elif ona bir öpücük gönderdi. Ýlyas gülümsedi ve o sýrada hakemin düdüðünü duydu.

Bir anda Ýlyas’ýn yüzü allak bullak oldu. Tekmelediði taþ bir arabanýn alarmýný çalýþtýrmýþtý. Hýzla uzaklaþtý oradan. Çok uzun zamandýr yürüyordu. Arkadaþlarýyla buluþacaklarý yere iki yüz metre kadar kalmýþtý. Ve Ýlyas yol boyu yürürken yuvarlak bir taþý tekmeleyip durmuþtu. Taþ sokaðýn saðýna soluna kaçtýkça Ýlyas yetiþmiþ ve tekmelemeye devam etmiþti. “Ýyi ki terlemedim” diye düþündü Ýlyas ve bekleþen arkadaþlarýnýn ve öðretmeninin yanýna gitti. Sessiz bir merhaba duyuldu Ýlyas’tan. Öðretmen baþýný okþadý.

Ýlyas etrafa bakýndý. Elif yoktu henüz ama gelirdi. Formasýný düzeltti, kotunu elinin tersiyle tokatladý eðer toz varsa gitsin diye. Tam o sýrada Elif göründü karþýdan, gülümsüyordu. Yanlarýna geldiðinde herkese baktý ve gülümsedi. Ýlyas yerinde duramýyordu. “Merhaba” dedi Elif’e nasýl çýkardýðýný kendi bile anlamadýðý bir sesle. Elif gülümsedi yine, Elif hep gülümserdi zaten. Ýlyas’ý süzmeye baþladý. Gözleri formasýnýn, kotunun üzerinden kaydý gitti. Ayakkabýlarýna vardýðýnda durakladý, ama çok kýsa bir zamanlýðýna durakladý. Sonra da Bora’ya döndü ve yürümeye baþladýlar herkesle birlikte. Ýlyas üstüne baþýna baktý. O da Elif gibi süzdü kendini ve ayakkabýlarýna vardýðýnda bakýþlarý, o da durakladý. Yolda gelirken tekmelediði taþ yüzünden ayakkabýsý yýrtýlmýþtý. Zaten çok da saðlam sayýlmazdý ama sanki bakana dil çýkartýrmýþ gibi görünüyordu. Ýlyas çok utandý. Babasý olsun istedi o an yanýnda. Yeni ayakkabýlarý olsun istedi. Bora gibi olmak istedi. Elif’in yanýnda yürümek, yeni ayakkabýlarýyla.

Ýlyas, bir daha top oynamamaya karar verdi arkadaþlarýnýn arkasýndan yürürken. Bir daha utanmak istemiyordu yýrtýk ayakkabýlarýndan. Bir daha utanmak istemiyordu deðiþtirmeye gücünün yetmediði þeylerden. Köþe baþýndan eve doðru döndü Ýlyas, kimse fark etmedi. Kimse düþünmedi Ýlyas’ýn yýrtýk ayakkabýsýný, arkadaþlarý hiç bahsetmedi ayakkabýdan. Elif bile… Elif çoktan unutmuþtu ayakkabýdaki yýrtýðý ama Ýlyas hiç unutmadý kendisiyle alay eden ayakkabýnýn dilini.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Haritada Kaybolan Çocuklar
Azizin Gri Dünyasýnda
Ýzmaritçi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pi'nin Öyküsü
Tembellik Manifestosu
Albert'in Yalaný
Göktaþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýntihar [Deneme]
Avuçlarýnda Gün Iþýðý [Deneme]
Bekleyiþ [Deneme]
Ölüm [Deneme]
Ýkilem [Deneme]


Bahadýr ÖZBÜTÜN kimdir?

Artýk benim onurum Çamurlara batarak, Kendini aþýnmaktan Güç bela koruyacak. Kirletecek çaresiz Taammüden kendini; Çarþý pazar gün boyu Kentleri dolaþarak. Artýk benim onurum Eðri pervazýnda, Ahþap bir kapý gibi Gýcýrdayýp duracak. Metin ALTIOK

Etkilendiði Yazarlar:
Franz KAFKA


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahadýr ÖZBÜTÜN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.