Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yaklaşık on beş ay oldu Silivri’ye ilk gelişimiz. İstanbul’da bilgisayar sektöründe iş kuran üç oğluma ve torunuma yakın olabilmek için güzelim Foça’daki ve Menemen’deki yerleşimimizi terk ederek İstanbul’a yerleşmiştik. İki yıl dayanabildim İstanbul’un kirliliğine. Balkonlarda pataklanan halılar, balkonlardan ve pencerelerden silkelenen halı, paspas, sofra bezleri ve daha niceleri çıldırtıyordu beni. Ya o cadde ve sokakların pisliği? Arabaların eksozlarından çıkan zehirli gazlar? Onca kirliliğe katlanmak benim için olanaksızdı. İstanbul’a yakın bir yere taşınmaktan başka umarım kalmamıştı. Önce çok methedilen Yalı köye gittik. Doğru dürüst oturulacak bir kiralık ev bulmak olası değildi. Telekom’da çalışan baldızımın mesai arkadaşı, baldızıma, Enişten de, ablan da Yalı köyde yapamazlar. Eniştem Semizkum’da emlakçılık yapıyor. O size bir ev bulsun. Orası İstanbul’a daha yakın ve daha hareketli bir yer. Öneriye aklımız yattı. İnternet’te Silivri sitesine girdim. Aldığım bilgiler, Silivri’nin bizim için iyi bir yerleşim olacağını düşündük. Arabamıza binip Silivri’ye geldik. Silivri’ye girişimizde caddedeki menekşelere hayran olduk. Yolumuza devam ettik. Sahil çay bahçelerine yakın bir yerde arabamızı park ettik. Çay bahçelerinden birinde oturduk. Şubat ayının son günleriydi. Hava olağan üstü güzeldi. Torunum çimenlerin üstünde koşup yuvarlanmaya başladı. Torunumun mutluluğu Silivri’ye yerleşmeye karar vermemize neden oldu. Nisan ayının yirmi üçünde Silivri’ye taşındık. Evimizi yerleştirmek yaklaşık bir hafta sürdü. Sabah yürüyüşlerine başladım. Gezdiğim cadde ve sokaklardaki evlerin bahçelerindeki güller, hanım elleri doyumsuz güzellikteydiler. Geceleri sahil boyu yürüyüşler yapmaya başladık. İğde ve hanımeli kokularına doymak olası değildi. Çay bahçelerinin arasından denize dökülen deredeki pis kokudan ve yerlerde saçılan ayçiçeği tohumlarının kabuklarından başka olumsuzluk yoktu. Olmaması gerekir ama, bu kadar kusur kadı kızında da olur düşüncesiyle sineye çektik. Bu gün uzun bir yürüyüş yapmaya karar verdim. Sahil boyunca yürümeye başladım. Bir yılda ne değişmişti ki bu güzel ve temiz sayılabilecek bu kent bu kadar kirlilikler içinde yüzüyordu. Sahildeki kaçak kamp yerlerinden biri tüm pisliklerini çöp kon tanyerlerinin yanı başına boca etmiş, olabildiğince iğrenç bir görünüm içinde. Çay bahçelerine yaklaştığımda burnuma iğrenç bir koku doldu. Denizin içinde balçıktan küçük adacıklar oluşmuş. Pis koku bu adacıklardan geliyor. Etrafta saçılmış naylon poşetler ve çöpler cabası. Tekrar soruyorum. Ne oldu da bu kent bu denli kirliliğe boğulmuş. Belediye Başkanı Sayın Selami Değirmenci bir daha aday olmayacağı için her şeyi boşlamış diyemeyeceğim. Zira çiçeklerle süslenmiş caddelere yenilerini eklemiş. Ateş çiçekleri yerine çok daha güzellerini, sardunyalar ve petunyalar diktiriyor. Ana caddeler daha da güzelleşiyor. Peki bırakın çiçeklendirilmeyi temizliği bile yapılmayan caddelerde ve sokaklarda yaşayanların günahı ne? Oturduğum evin caddesi olan İnönü caddesi geçmişte Silivri’nin en temiz caddesi seçilmiş. Oysa şimdilerde kirliliklere boğulmuş. Neden? Sahilde yine arabalar girmesin diye kayavari taşlar dizilmiş. Kalan boşlukta Alibey Spor park işletmeciliği yapsın diye. Bence yanlış bir uygulama. O sahilin tamamı trafiğe kapatılmalıdır. Zira o park için ayrılan yerde park eden arabaların gök görmedik sahipleri teyplerini sonuna kadar açarak, dinlenmek ve deniz keyfi için gelen insanları rahatsız ediyorlar. Arabalar için arka taraftaki boş arsalardan yararlanılabilir. Bu sayede içinde her türlü kirliliği barındıran otlar da temizlenilmiş olur. Bu ülke gibi Silivri’de bizim. Evimizin temizliği sokaktan başlar söylemeni unutmamamız gerekir. Atalarımız bu güzel ülkeyi bize çocuklarımız için emanet ettiler. Emaneti çocuklarımıza en iyi şekilde aktarmamız gerekir. Özcan Nevres 9 Haziran 2002
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |