Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
her gece giyinip birini sonra altına gizlendiğin.. her gece giyinip birini birinin altında ezildiğin.. hepsi aynı renk hepsi farklı desen ve her desende acı değiştirdiğin bir oda dolusu şapka.. her desende bölündüğün, her bölünmede daha da saklandığın altına saklandıkça daha da yokolduğun.. yokolmaktan yoruldukça içinde durup dinlendiğin.. dinlediğin sesler.. değiştirdiğin her şapkanın altında değiştirdiğin yeni bir yüz kiminin burnu yok kiminin ağzı.. soluyamadığın zamanlar gibi.. hiç soyunamadığın zamanlar var senin hiç çırılçıplak kalamadığın anlar.. odana gizlenip kendini kelepçelediğin aklını iplerle bağladığın kimselere çözdürtmediğin düğümler.. kapısı hep kitli bir odan var senin kalbinin odaları gibi.. kimselere kiralamadığın, kimseleri içine sokamadığın ve kimselere sokulamadığın düşüşlerin gibi.. tek başına korktuğun, korkutulduğun tek başına savaştığın ve kan akıttığın tek başına kitlendiğin ve kurşuna dizildiğin bir oda dolusu dilsiz aşk.. açıp bakmalarından çekindiğin gözlerin gibi kitli.. her gece kapısı yeniden kitlenen sözcüklerin her gece dilinin ucunda patlayan esrar ve esaret ve ardından gelen öfke.. kendi kendini kitlediğin çok kapılı bir oda çok kapılı bir kapışma ve bir sürü kayıp anahtar.. açamadığın kapılar ardında gizlendiğin bir sığınak.. ve bir sürü kayıp hatıra.. içinde kendini ararken kaybolduğun aşkların gibi, tabelasız, içine girince yolunu kaybettiğin, odanın çıkmaz sokakları.. yalnızca sana ait, yalnızca sana bağımlı.. bağımsızlığını haykırdığın sonsuz bir son gibi.. upuzun, sonu gelmeyen şarkılar gibi.. bir oda dolusu korkun var senin konuşamadığın anlar gibi kaybolmak isteyen, karışmak isteyen kalabalığa ve koşmak isteyen kestirmelere.. ama dipten fısıltılarla ilerleyen o sırada fanusunu kırmak isteyen iletişimi bozuk bir köstebek gibi çukur açmak isteyen yeraltına, yersiz kaybolmaların var.. çözülemeyen, çarpık çaresizlikler.. korkutulduğun ve kafeslendiğin atmosferler, uzaklaşmak için bahaneler aradığın asimetriler.. taçsız ve tanrısız, taakatsiz ve tokmaksız.. ve dokunmaya çalışsalar o sırada öyle savunmasız aslında.. öyle kırılgan aslında.. korkutucu bir dokunulmazlığın var bu yüzden senin herkezi korkuttuğun ve uzaklaştırdığın.. uzlaşamadığın hayatın gibi, aslında korktuğun ve koşarak uzaklaşmak istediğin o sırada komaya yaklaştığın trajikomik mesafelerin ve trajedilerin..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © melis balcılar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |