Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Bir gecede öldürülmüş hepsi Silinmiş yüzlerindeki ifadeler tek tek Gözlerindeki anlamlar Ve ellerindeki izler.. Bıçaksız, silahsız ve kansız Delil bırakmamak için ardında.. Silinmiş kalplerindeki esrar bir gecede Silinmiş ciğerlerindeki acı bir seferinde Geri getirilmemeye söz verilmiş Hepsinin yüzünde ayrı maske.. Hepsinin yüzünde ayrı karakterlerde bir öfkeli fahişe.. Bir gece de parçalanmış bütün yüzlerin Ve çizilmiş sonra tekrar aynı mimikler aynı yaşanmışlıklara.. İstemsizce ve sinsice.. Aynı öfkeyi tekrar giymiş ruh Aynı sarsıntıyı tekrar yaşamış beden Sen bile şaşırmış sonra nasıl olupta bir gece de yine Tekrar geri dönmelerine.. “hangi renge boyanırsan boyan bulur yerini.. mavi ya da kırmzı.. yoktur ölümün rengi.” bir oda dolusu sarhoşluğun var senin her yudumda açıldığın en masum duyguların gibi her yudumda biraz daha kendinden geçtiğin geçtikçe kendini görmezden geldiğin ve gömüldüğün, geçtikçe içine daha çok girdiğin, gözüne daha çok batan geçmişin.. geçtikçe içine girdiğin farklı evreler ve evrenler.. evinin dışına taşan odan gibi hep sarhoş olan yalnızlığın.. bir kısmı içerde bir kısmı dışarda, kolu bacağı sarkmış düşüşlerin ve yankılanarak yakınlaşan sonun.. sonrası yok gibi duran ama sonucu somut olan solukların.. sayfalar boyu yazdığın silüetlerin gibi saf, stabil ve saydam düşlerin.. zaman bekler öylece hep aynı yerde yakalamayı bekler zarifçe ve incitmeden dokunmak ister zaaflarına, ince derine, dar alanlarına ve dönemeçlerine.. yudum yudum içersin kanını yudum yudum akarsın kendine bir gece de tüketmemek için, saklarsın kanlı gerçekleri yüzüne sürülen, yüzüne hapsolan, yüzüne tüküren isleri.. ve bu yüzden kaçınılmazdır beyin kanaması uyumadan ve iyice uyuşmadan önce, buluşturulursun birden bire gömemediklerinle ve ani bir hamleyle: kalbinde sekme olur kalbinde darbe olur kalbinde arsız ve artçısız depremler olur! gün döner sabah olur ve bir ceset bulunur.. dağılmış duygular, çekilmiş damarlar öksürülmüş öğretiler, içilemeyen son kadehler ve aslında hiç öğrenilemeyenler.. saklıdır içinde içtikçe içerlediklerin, içine kaçırdıkların derin darbelerle vuruldukların ve içini deştiklerin.. bir bakmışsın hiç kıpırdamamışsın, öylece düştüğün sonunda yine ordasın: odandasın...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © melis balcılar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |