..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > Emine Pişiren




5 Ağustos 2008
Keşke Bir Şansım Daha Olsaydı  
Yaşamımızda tüm KEŞKELERİMİZ tinimizi üzdüğünü ve yorduğunu, bilelim ve asla KEŞKEYE tutunmayalım...

Emine Pişiren


“ ...Bir ülkenin çok zengin kralı varmış. Bu kral dört eşliymiş. Kral ilk eşini hiç sevmediği gibi, ona çok kötü davranır ve üzermiş. Hatta yüzünü bile görmediği de olurmuş..."


:BGBB:

Günümüz koşullarında bu kahve molasını vermek artık özlemimiz oldu. Mutluluk enerji bataryamızı doldurmayı bile düşünemeyecek hale geldik. Bu da zamanla bizi daha da mutsuz kılmakta ve bir o kadar statik enerjiyi depolamaktadır. Biliyor musunuz, atmosferde ki enerjinin %70’i negatif elektrikle yüklü olduğunu? Bu enerjinin bizleri ne kadar olumsuz etkilediğini. Yaşamımızın her alanında bir tartışmaya ve gerginliğe tanık olmaktayız.

Savaşlar ve saldırganlık daha da artan bir dünyada karışıklık içinde çabalayıp duruyoruz. Mutsuzlukları birbirimize bulaştırmaktayız. Ve bu mutsuzluklarımızı depolayıp kendi mutluluk enerji bataryamızı tüketmekteyiz.
Aklıma güzel bir hikaye geldi. Siz sevgili okurlarıma aktarmak istiyorum:

“ ...Bir ülkenin çok zengin kralı varmış. Bu kral dört eşliymiş. Kral ilk eşini hiç sevmediği gibi, ona çok kötü davranır ve üzermiş. Hatta yüzünü bile görmediği de olurmuş.

“Kral ikinci eşini çok severmiş. Her şeyini onunla paylaştığı gibi; onu güzel giysiler,hediyeler,bir birinden pahalı ziynetler takar,ilk güzel yiyeceği ona tattırmaktan zevk alırmış.

“Kral üçüncü eşini de severmiş. Onu kıskanırmışta. Hatta kimsenin görmemesi ve onu almaması içinde saklarmış. Zaman zaman onunla gururda duyarmış. Onsuz yapamayacağını düşünürmüş.

“Kral dördüncü eşine çok bağlıymış. Ve her düşüncesini her planını ona açar onunla hareket edermiş. Kimi zaman derdini kimi zamanda dostluğunu paylaştığı bu eşine sonsuz bir sevgi de beslermiş.

“Ve kral birgün ölümcül bir hastalığa tutulmuş. Hasta yatağında yatarken,bu ölüm yolculuğuna eşlik edecek eşin kim olacağını ikinci eşini yanına davet ederek sorgulamış;

Kral;

-Yakında öleceğim,benimle bu ölüm yolculuğunu birlikte yapar mısın?
İkinci eş;

-Hayır, bu imkansız!
Kral;
-Neden imkansız?
İkinci eş;

-Çünkü sen ölünce bende özgür olacağım. Bu yolculuk sadece sana ait.

“ Kral canı gibi sevdiği eşinden bu yanıtı alınca, çok yıkılmış. Kederle başını yastığa bırakmış ve yeni bir umutla üçüncü eşini davet etmiş. Aynı soruyu ona sorduğunda şu yanıtı almış.

-"Hayır, imkansız! Çünkü sen öldükten sonra artık ben bir başkasına yar olacağım. Ve seni de unutacağım.

“ Kral böyle bir yanıt karşısında şok olmuş! Canı gibi esirgediği eşinden bu sözleri duymak ona daha da acı vermiş. Umudu kırılan kral son eşi olan dördüncü eşini hasta yatağına davet etmiş. Ama o da,şu sözleriyle hayal kırıklığına uğratmış.

-Canım,ben seninle ancak mezarlığa kadar gelebilirim. Ondan ötesine tek başına gideceksin. Ancak sana göz yaşlarımla eşlik edeceğim. Üzgünüm!

“ Ve kral büyük bir acıyla inlemiş,her şeyini verdiği eşler onu nasılda yalnız bırakmışlardı. Ölümden beter tattığı bu acıyı duyumsarken bir ses duymuş hemen yanı başında;

-Üzülme canım! Ben geleceğim. Seni yaşarken de ölürken de hiç yalnız bırakmadım. Beni her ne kadar üzdüysen de, asla sensiz olmadım! Her zaman beni acıtsanda, üzmüş olsan da, görmek istemesen de ben senin içinde sende benim içimdeydin.

“ Kral hiç beklemediği ve umudunun tükendiği bir anda duyduğu sesin sahibine bakmış. Bu son ölüm anında kendisine gelen ve ona eşlik edecek olan birinci eşiymiş. Hani hiç sevmediği,özlemediği,hep acı çektirip ve yüzünü bile görmeye tahammül edemediği birinci eşini gördüğünde yüksek sesle inlemiş.

-Ah Tanrım! Keşke bir şansım daha olsaydı!

İşte sevgili okuyucularım, yaşamda herkes dört eşlidir. Dördüncü eşimiz ailemiz ve sevdiklerimizdir. Biz ölünce gözyaşlarıyla ancak mezarlığa kadar eşlik ederler. Üçüncü eşimiz servetimizdir. Biz yok olunca o ardımızda kalır ve bizle gelmez. Başkasına yar olur. İkinci eşimiz bedenimizdir. Öldükten sonra bizi ilk terk edecek olan eşi artık süsleyemeyeceğiz giydiremeyeceğiz. Ve ilk eşimiz. İşte hep ona zarar veriyoruz ve onu sevmiyoruz. O ise bize yaşarken ve ölüm anında dahi hatta ölüm sonrası dahi yalnız bırakmayan eşimiz ise RUHUMUZ’dur.

Ruhumuzun değerini bilelim ve onu üzmeye hakkımızın olmadığını düşünelim. Bu güzel hikayeyi hep anımsayıp kıssadan hisse alalım. Mutluluk enerji bataryamızdan beslenen ruhumuzu hep pozitif enerjiyle doyuralım. Ne dersiniz?

Sevgi ve dostluk hep sizinle olsun.

Emine Pişiren/Edremit Olay Gazetesi/24 Mart 2008



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anne Cennette Yemek Var mı?
Yumurtanı Nasıl İstersin Canım, Rafadan mı Kafadan mı?
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 1 -
Gel Mezarıma İşe Oğlum
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2 -
Aşık Olmak İstiyor Musunuz?
Biz Önce Beş Kişiydik
Bu Çocuk Benim Değil
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (Son Bölüm)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.