640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
İşte bu esmer vatandaşlar topluluğu, bindiği trenin tünele girmesiyle birlikte, korkar olur yaşamaktan...Korkar ve tutunacak bir dal arar kendine...Bulur da! ..Dut ağacı dalı değildir bu canım, Allah korkusu! .. Başına gelenlerin hepsi, bu korku yüzündendir bana kalırsa! ..Soyulsa da, vurulsa da, aç-açık kalsa da umursamaz...Asıl hayat öteki dünyada yaşanacaktır ve asıl adalet orada tartısını bulacaktır gibi bir düşünceyle, bu dünyada 'dertçeker' hâle getirilir insancıklar! ..Çeker mi, çeker valla! ..Dayanıklıdır benim insanım, çekicidir, tevekkül sahibidir...Al ağzından memesini, neden aldın diyemeyendir! ..İçine kapanır ve ağlar sadece...Ha bir de 'Allah'ından bul' der ama, kimseler duymaz bunu! ..Yani ahları bile sessiz sinema! ..Kim anlar, kim dinler ki! ..Zaten karanlık bir tünelde uğuldar sesler, görmez hiç kimse kimseyi! .. Görmez dedim de, nasıl tanırlar görmedikleri kişileri, buna akıl erdiremem işte! :))))) Adlarını, adreslerini bile okurlar...İyi ama, ben niye bilemiyorum sevgilimin adresini beh! ..Alacağın olsun sevgilim, niye bu kadar gizleniyorsun ki! ..Ne kötülüğüm dokunacak ki, sanki sana...Uzanıp bir kere öperdim sadece, bir kere de sıkıca sarılırdım beline, hepsi bu kadardı işte! ..Yiyip bitirecek değildik ya seni, gizlen bakalım! ..Bu aşkın böylesini burada, öteki türlüsünü de öteki dünyada yaşarız seninle... Aklına yaz, yakacağım seni orada :))))) Bu dünya dönme dolap düpedüz..Dön dön dur; dur dur dön! ..Açılsın eteğin...Altından ne çıkacaksa yani! ..Bekle de gör; gör de inanma, inanma da gerçeğe saplan! . Aynen böyle; Dünden beri biriken çöpleri, kapı önüne koyduğu çöp kutusuna atmak için, kapıyı açtı kadın...kapıyı açmasıyla birlikte, kapı aralığına sıkıştırılan zarfın yere düşmesi bir oldu...'Kimdendir? ' diyerek eğilip, yerden aldı. zarfı. Bir önüne, bir arkasına çevirdi, üzerindeki adresi okudu.; adres doğruydu, mektup kendisine gelmişti. Zarfı cebine koyup, çöpleri çöp kutusuna attı, içeri girdi kadın. Zarfı açmadan önce biraz daha inceledi zarfı, zarf açacağı ile dikkatlice açtı sonra...İçindeki kağıdı çıkardı; okumaya başladı...Mektup, belediye tarafından gönderilmişti. Mektupta yedi yıl önce ödenmemiş küçük bir borcun, geçen yıllar içinde zamlana zamlana üç yüz liralara çıktığı bildiriliyordu.Bu borcun bir hafta içinde ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağını belirten bir de not düşülmüştü altına. 'Yedi yıl önce! ..' diye söylendi kadın, takvime gitti kendiliğinden bakışları... 'Yedi yıl önce ben burada oturmuyordum ki! ..' diye bir karşı cümle çıktı ağzından sonra... Yedi yıl önce bu ev babasına aitti ve bir kiracı oturuyordu burada. Babasının bir yıl önce rahmetli olmasından sonra oturmaya başlamıştı kadın bu evde ki; kiracının evde yaptığı bir yığın hasarı onarmak için de, bir sürü para harcamıştı... 'Şimdi de bu! ..' diye söylendi kendi kendine... Bir başkasının ödemediği çöp vergisinin, kendisine yükleneceği, ölse aklına gelmezdi! ..Aklına gelmeyen şeyin, başına gelmiş olması acı acı gülümsetti kadını! .. Emekli maaşından kemer sıkarak artırdığı üç yüz lirayı çantasına yerleştirip, doğruca belediyeye gitti..Ödemelerin yapıldığı gişede gencecik bir delikanlı oturuyordu. Camekânın deliğinden dudaklarını uzatıp, 'Oğlum, şuna bir bakar mısınız, bu nedir? 'deyip, belediyeden gelen kağıdı ona uzattı...Memurun kem küm etmesine dayanamayıp, kağıdı geri aldı kadın: 'Müdürle görüşmek istiyorum, odası nerede? ' diye sordu. 'Üst katta' dedi memur, randevu almadan görüşemezsiniz! 'Öyle mi! ..' diyerek üst kata çıkan merdivenlere yöneldi kadın... Basamakları atlayarak çıktı hem de, o yaşına rağmen..Uzun bir koridordan geçerken kapı üstlerine takılan levhaları okudu..Koridorun sonunda nihayet buldu müdür odasını...Kapıyı tıklatıp, girdi içeri. Masada, orta yaşlarda giyimi kuşamı, yaşı başı yerinde bir kadın oturuyordu..Daha doğrusu, gözlerini kapamış, uyukluyordu...Esnemesini yarıda kesip, uykulu gözlerle baktı kadına... Keyfinin kaçtığını belli eden bir soruyla; 'Buyur, ne vardı? ' dedi kaba bir üslupla kadına... Kadın, belediyeden kendisine gelen borç bildirim kağıdını müdürün önüne koydu ve anlatmaya başladı: 'Ben emekli biriyim. Bir yıl önce oturmaya başladım, rahmetli babamdan kalan bu dairede...Yedi yıl önce aynı evde oturan kiracının çöp vergisini ödememi istiyorsunuz şimdi benden...Hem de kırk lira yerine, üç yüz lira olarak...Nasıl olur bu? Büyük bir haksızlık değil de nedir, Müdüre hanım? ' Müdüre, bir önüne, bir arkasına baktı kağıdın; kadına uzattı. 'Yapacak bir şey yok! ..Belirtilen borcu ödemek zorundasınız, yoksa yasal yollara başvurulucaktır! ..' 'Bakınız, dedi kadın; yazık değil mi vatandaşa? Zamanında bildirseydiniz bu borcu da, zor durumda bırakmasaydınız, yaptığınız büyük bir haksızlıktır' 'Haklısınız ama, biz ancak zaman bulabildik arşivleri gözden geçirmeye! ...İsterseniz borcun yarısını şimdi, diğer yarısını iki ay sonra ödeyin' diyerek kadına kapıyı gösterdi... Sonuçta, tüm borcu ödedi kadın ama; uyuyan, uyudukça vatandaşının cebine giren bir devleti olduğunu anlamış olarak... Hayırlı düşlere ve gelirlere devletim! ..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |