Aşkta bugün yoktur sevgili… dün vardır… yarın vardır… aşkta dün vardır… dün yaşananlar… eski sevgililer… eski yanmışlıklar ve yanılmışlıklar… her insanın aklında, gönlünde geçmişinde sakladığı ve yaşattığı eski bir aşkı vardır ve hep onun hatıraları besler insanı… o günler düşünüldükçe derin bir iç çekilir… hayıflanılır bazen… kızılır, kırgınlıklar, kavgalar ve ayrılışlar hatırlanır… ne günlerdi be diyerek dizler dövülür… keşkeyle başlanan cümleler kurulur… ve geçmişte, geçmiş aşklarda ve onların izleriyle aşk dünde yaşanmaya devam eder… aşkta bir de yarın vardır… yeni bir aşk aranır yarınlarda… insanın dizlerinin bağını çözdüren, içini kıpır kıpır oynatan ve çocuklar gibi zıplatacak cinsten bir aşk… o yarın gelecektir ve gelmesinin hayalleri kurulur… gözler dalar uzak bir noktaya özellikle de varsa hoşlanılan birisi, gözlerine dalınır, saçları düşünülür, elleri tutulur, kırlarda bayırlarda sahillerde el ele göz göze gezilir tozulur hele bir de öpülürse aşkının dudakları senden kralı yoktur o dakikalarda… aşkta hep yarınlara ait hayaller kurulur planlar yapılır… aşkta bugün yoktur… dün yaşanan aşklar hatırlanır, yarın yaşanacak aşklar beklenir, özlem duyulur… ama aşkta bugün yoktur… hangimiz yada hangilerimiz bugün aşkı yaşıyor ve aşkının yanında? Kaç kişi aşkının koynunda uykusuz bir gece sabahladı? Kaç kişi aşkının ellerini tutup saatlerce gözlerinin içine bakabildi? Kaç kişi aşkının her türlü nazına, bin bir çeşit çilesine, üstüne bir de hayatın cilvesine dayanabildi? Kaç kişi bulduğu aşkı bir ömür sürdürebildi? Kaç kişi aşkını mutlu bir hayata döndürebildi? Kaç mecnun, kaç kerem, kaç ferhat aşkına kavuştu? Aşkta bugün yoktur sevgili… aşkta çekilen acılar vardır geçmişte… aşkta kurulan hayaller vardır gelecek için… ama aşkta bugün yoktur sevgili… aşkta bugün yoktur…