Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Cümle dolaplarını açtım. Naftalin kokmaktaydı. Düş kırıklarım eski bir Anfora içerisinde köşede duruyordu."Tozlanmış" dedim, içimle dışım arası bir fısıltıyla. Eskiden ayakkabı tamircileri olurdu, sokak aralarında minicik dükkanları. Bizimde komşumuz Feride teyzenin kocası Adem amca, ayakkabı tamir eder dururdu bütün gün.İki oğlu vardı babayiğit..İkisini de okuttu nasır tutan ellerinin, kösele boyasıyla.Ne mutlu! Ya ben kime götüreyim düş kırıklarımı...Tamircisi yok ki? Yarı meczup,yarı sofu Şükriye teyzemiz vardı mahallemizde.Üç çocuğu var,üçü ayrı ayrı yerlerde.Ara-sıra küçük oğlu gelir yanına…Ara-sıra dediğim yılda birkaç kez işte. Büyük oğlunu yirmi beş yaşından beri görmüyormuş… Almanyada imiş.Gidiş o gidiş vesselam.Arada bir ya telefon,ya birkaç hediye gelirmiş anlatırdı. "Almanya kremleri" derdi, konsolunun üstünde..Kimseye elletmezdi, oğlundan geldi diye... Bir kızı vardı kocası öğretmen. Anadolunun girift yollarında ekmek kavgası, ideal noksanlığına yenik, dolaşır dururmuş… Dolaşır dururmuş da! Artık Şükriye Teyzemiz duruyor mu, bakalım yerinde? Çoktan vefat etti, Allah rahmet eyleyesice. Pek samimiydi, pek! Yalnız başınaydı, amma ve lakin sessizliğine ses olan, bir de Almanya’dan gönderilen teybi vardı. İlahi kasetleri olurdu, sıra sıra cam kenarlarında.. Bir de şekeri çocuklara, köşesinde-bucağında hiç eksik etmediği… Şimdi, o şeker kağıtları nın tomarları, amel defterinin arasında, seninle gelmediler mi sanki? Sevgiliye kuruttuğumuz çiçekler gibi, ansızın görüp de sevine-kaldığımız! Ya da Şükriye Teyzem! insanların vefasızlığına inat, bahçende beslediğin onlarca kediler...Mırıltılarını duyuyor musun?Senin Rahmetli 'den kalan aylığının başında, çilingir sofrası kuran kediler.. ciğer kokan dilleriyle nara atıp, az mı başını şişirdiler!! Mırıltıları, miyavlayışları "ne günlerdi beee, Şükriye Anneeee vvy" deyişleri geliyor mu oralara? Halis Bakkalımız vardı bir de… Hani hakikaten bakkaldı ya huu! O azgın süper market tusinamileri gelmeden ki zamanlarda, hala çeyrek ekmeğe, biraz peynir sarıyor… Bakkal’a ilk yalnız gidebilişim, ilk kâğıt 5 lira tutuşum… Yeşil renkli ahşap raflarda, göz gezdirdiklerime karar verişim… Terazide dengelenen yaz helvası… Cam bölmelerde ki sıra sıra; şeker, mercimek, nohut… camekanlı buz dolabının kapatılışında ki, sürat neticesinde oluşan, haşin kapı sesi… Bazen hörfünden çekindiğim, ve bir şey isterken nutkumun tutulduğu... bazen evimizin burnunun dibinde olması sebebiyle, içine pervasız girebildiğim…(hatta evden hazırlanan ekmek arası-larını bile bakkalın içinde yediğim…) sabah kahvaltılarında, zeytin ile ekmeğe gönderilişim… Kartonun üzerine serilen seccade de, tahiyyatının selamını bekleyişim…(kıpırdamayışım, çıt çıkarmayışım) Babamla daimi uğrak yerimiz.. “Ne istersin kuzum’a” “ işte bundan” deyişim… “bi de bundan!!” Ayın 15’lerinde veresiyenin defterini dürüp çıktığımız, 20’lerinde tekrar karalattığımız.. meşin kaplı defterin bağrına, (mahcub-ane) “yazıver Halis ağa” diye şerh koydurduğumuz… içtiğimiz Uludağ gazozu,genzimizi yakan, hatırladığımız lezzetler burnumuzun direğini sızlatan… Neler yaşanmadı ki.. Mahalleydik ve lakin bilirdik, hal dilimizi birbirimizin… Sabah sınavı olan ablamın, hazırlanırken okula, biten “tüp” yüzünden demlenemeyince çayı…Ana yüreği ya! bizimki de bir başka alem.. Alıp eline çay bardağını, “okula gidecekte bizim kız, ümüğüne durmasın diye…” başladığı cümlesini, Halis bakkalın sabahçı çayından, “bir bardak çay” ile noktalandıran Şefkatlim var benim. Daha ne inciler var… daha ne inciler… Dostlar! Azıcık bakın maziye… ilk zıbının ,son zıbından ne farkı var??? (bu yazı burada bitmeyecek) {Bedia Belkıs BALCILAR}
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bedia Belkıs BALCILAR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |