Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
O, bu hayallerinin peşinden koşarken bilmediği kaderi de O’nun peşinden koşuyordu. Nisan ayının içleri ısıttığı bir günde, okul çıkışı arkadaşlarıyla o renkli dünyalarında unutulmaz bir gün daha yaşamışlardı. Annesi aramasaydı eğer ihtimal evin yolunu hatırlamayacaktı. Evlerinin olduğu caddeye gelmişti ki; karşıya geçtiği sırada gelen arabayı fark ettiğinde artık O’nun için çok geçti. Olduğu yerde donup kaldı öylece. Arabanın şoförüyse hızından dolayı duramadı ve O’na çarpmasıyla kaçıp gitmesi bir oldu. Çarpmanın şiddetiyle havaya fırladı. Yere düşense ilk önce hayalleri oldu ardından da artık yürüme kabiliyetini yitirmiş bedeni. Adını göklere yazdıracaktı ama gazetelere yazdırmakla yetindi. “Talihsiz Genç Artık Yürüyemiyor” Doktorlar uzun çabalarla uzun ameliyatlar yapmış ancak bedenine bacaklarını geri kazandıramamışlardı. Hayatının baharındayken neye uğradığını anlayamamıştı. Tüm bu yaşananların bir kâbus olmasını diliyor ve bir an önce uyanmak istercesine korku ve telaşla bakınıyordu etrafına. ****************** Artık okulların kapanmasına az bir zaman kalmıştı. Tüm bu geçen zamanda O okuluna gidememiş; tüm arkadaşları ve öğretmenleri sürekli ziyaretine gelmişlerdi. Şimdiyse öğretmenleri ısrarla karnesini almaya gelmesini istiyorlardı O’ndan. Birazcık kararsızdı. Gitsin mi, gitmesin mi? En sonunda annesinin sürdüğü tekerlekli sandalyesinin refakatinde gitti okuluna. Kontroller için hastaneye gidişlerinin dışında ilk kez çıkıyordu dışarıya. İnsanların acıyan gözlerle kendisine bakışı gücüne gidiyordu. İster istemez başını önüne eğiyor, kabuğuna çekiliyordu. Güle oynaya yürüyerek çıktığı okuluna ağlayarak ve yürüyemerek gidiyordu şimdi. Karnesini aldı ancak, “hayat bana karnemi zaten verdi ve sınıfta kaldım maalesef” dedi elinde olmadan. “Pes etme, sakın küsme hayata, bu şekilde de başarabilirsin” diyenleri buruk bir tebessümle dinledi. Sustu ve bir süre de içini dinledi. “başarabilir miyim, yapabilir miyim, neden olmasın” dedi. Ancak önüne çıkan engeller karşısında pes etti. Uzun gel-gitler yaşadı. Düşündü… Düşündü… Zorlu yolları aşacak, hayatın yükünü omuzlarına alacaktı ama artık hayatın omuzlarında bir yük olarak görüyordu O kendisini. Önce hayallerini düşündü sonra bir iç çekti. Gözyaşlarını kimsenin görmesinden utanmadı bile çünkü artık kırık bir mavi kalmıştı geriye…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ayşe kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |