Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Türk’ler niçin sorunlarını ortaya koyup, çözüm üretemesin ki? Bazı bazı öylesine abuk subuk uygulamalarla karşılaşırız ki, şaşırırız! Neden böylesine vatandaşa eziyet veren anlamsız uygulama yürürlüğe konulmuştur, bu insanların bu kadar yorulmasına gerek var mıydı, neden birisi çıkıp ta bir kolaylık düşünmez? diye aklımızdan geçirmişizdir.. Özellikle resmi dairelerde bir işiniz olduğunda, bir sürü zorlukla ve eziyetle karşılaşmanız olasıdır. Bunların çoğu anlamsız, sırf devletin vatandaşına güvensizliğinden ötürü yaratılmış kuyruk, bekleme ve kahır ile dolu uygulamalardır. Örneğin bir belgeye mi ihtiyacınız var, sizden kırk yerden imza talep ederler, kapı kapı dolaşır, imza rapor alırsınız. Ne yazık ki sistem; vatandaşa hizmet için değil de, sanki vatandaş köleymiş gibi davranır.Vatandaşını bin bir türlü kırtasiyenin, bürokratik uygulamanın içinde ezer. Bu keyfi gibi gözüken uygulamalar, ancak kamuoyuna mal olduğu zaman, yeterince tepki bulduğu zaman çözümlenir. Hatırlayın Bağ-Kur emeklilerinden sağ olduklarına dair belge istenmişti de, ancak bazı emekliler kuyruklarda hayatını kaybedince, yöneticilerin dikkati çekilmiş ve bu zorba uygulamaya esneklik getirilmişti. Söz Bağ-Kur’dan açılmışken, bir başka eziyet uygulamasından bahsetmeden geçmemeliyim. Bir yakınım, emeklilik başvurusunda bulunmak üzere, Sirkeci’deki Bağ_Kur şubesine başvuruyor.Kendisine başvuru formunun kalmadığını, gidip Şişli’deki şubeden form alıp gelmesini söylüyor görevli. Yakınım arkalarda form dolduran insanlar görüyor, formu nereden aldıklarını soruyor. ‘Şu kontuardan aldım’ diye cevap alınca; gidip o kontuara başvuruyor ve formu tedarik ediyor. Peki bir önce başvurduğu kontuardaki memur, neden yok diyerek insanlara işkence etmektedir ki? Dostum yine işlemlerini takip ederken, Esnaf odasından kayıdı silinmiştir belgesi alıp getirmesi isteniyor. ‘Ama ben esnaf değilim,Ticaret odasına kayıtlıyım’ diye ikaz etmesine rağmen, görevli talebinde ısrar ediyor. Esnaf odası görevlileri ise ‘böyle bir belge vermelerinin söz konusu olmadığını, sosyal güvenlik kuruluşundaki bazı görevlilerin nedense ticaret erbabını kendilerini gönderme yanlışını ısrarla yaptıklarını’ söylüyor. Yakınım boş yere oralara gönderilmiş olmasına üzülüyor! Herde o kadar çok sayıda uygar toplumlarda olmayacak, vatandaşların temel haklarına aykırı uygulama vardır ki, şaşmamak elde değildir. Ne yazık ki halkımız yaşadığı zorlukları ifade edememektedir!. Durumların farkında değildir. Yaşadıklarını kıyaslama yapabileceği daha olumlu uygulamalar görmemiş olduğundan belki, durumu ile ilgili tespitler yapamamaktadır! Doğru tepki vermeyi bilmez! Sırada, kuyruklarda ömür tüketirken, söylenir ve şikayet eder. Yakınanlara, niçin bu durumun düzeltilmesi için gerekli şikayette bulunmuyorsun? Niçin iki satır yazı ile dilekçe vermiyorsun? Niçin bir sivil toplum örgütü ile dayanışma yapmıyorsun? diye sorduğunuz da; ’Aman sende! Ben mi uğraşacağım? Varsın başkaları uğraşsın’ der. Durum böyle olunca; hiçbir şey düzelmeden, öylesine sürer gider. Çember bir türlü kırılmaz. Peki, bu memleketin aydınları bu aksaklıkları niçin dile getirmezler? Her gün, ‘Türkiye’yi kurtaracak’ ölçüde önemli konularda yazılmaz ki! Ne olur aksaklıkları küçükten başlayarak, tek tek; çözüm üretmesi gerekenlerin önüne koysalar? Bir de eziyet sadece kamu daireleri kapısında mı? Kendisini devlet dairesi gibi gören işletmeler yok mu? Geçen gün bir vekaletname çıkartmak gibi bir noter işim oldu. Katip, evrağı hazırladıktan sonra benden nüfus kağıdımı aldı. Sonra aynı bir devlet dairesindeki memur edasıyla; ‘Gidin, arka caddedeki fotokopiciden nüfus kağıdının arkalı önlü fotokopisini çıkarın’ diye, buyurdu! Hayret! Siz bedeli karşılığı bir evrak hazırlatmak için oradasınız, sonra sizi fotokopi çekin diye oraya buraya yollayacaklar! Bu uygulamanın yanlış olduğunu söyledim. ‘Noter müşterinin kimliğinin fotokopisinin çekilmesine müsaade etmiyor’ dedi. ‘Müşterinin gitmesini peki noter uygun görüyor mu?’diye sordum. ‘Ben mi gideyim! ‘diye terslendi; nemrut olmaya özellikle gayret gösteren görevli. Bende kızdım, işimi orada yaptırmaktan vazgeçtim. Bir başka notere gittim, birde ne görsem! Orada da aynı uygulama! Ama neyse, orada hazır bekleyen bir fotokopici elemanı vardı da, müşterilerin fotokopilerini yakınlarda bir yerde çekip getiriyordu. Para verip, karşılığında hizmet aldığınız bir yerde, sizin aldığınız hizmeti bir bütün olarak almak doğal bir beklentinizdir. Peki öyleyse, noterlerdeki bu keyfi uygulamanın mantığı ne olmaktadır? Yaptıkları işin karşılığı hiç de ufak miktar değildir. Ne olur bunu müşteriye yansıtmasalar? Veya ne olur bedeli karşılığı, gerekli fotokopiyi çekseler? Bu yaptıkları bir eziyet değil midir? Siz notere giderken, ne için fotokopi gerekebileceğini düşünmek zorunda mısınız? İşte bütün bu soruların yanı sıra, tekrar aynı soruyu yineleyeceğim: Her gün on binlerce kişi noterlerde iş yaptırır, birileri çıkar da; ’Bu uygulama nedir?’ diye sormaz? İşte ben buna şaşarım. Bu ve bunun gibi, binlerce abukluk yaşıyoruz günlük yaşamda. Ama madem vatandaş sorunu ortaya koyamıyor, yönetici çözüm üretmiyor: Ne olur anlı şanlı köşe yazarlarımız, bu konuları da dile getirseler, birilerinin dikkatleri çekilse? Yoksa onlar halkın yaşadıkları çok zorluktan muaf’ mıdırlar? Onların böyle sıradan işleri olmaz mı? Onlar SSK kliniklerinden randevu almak için çabalamazlar mı? İlaç kuyruklarına girmezler mi? Sorunlar çoktur! Ama sorunları tespit edip ortaya koyanlar ve sorunları çözmeye istekli veya muktedir kişiler yoktur galiba! Şahingöz, Eylül 2002
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şahingöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |