..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sürrealizm > Aydın Akdeniz




18 Kasım 2010
İsterik Kadın, Haydi Oradan Sen De!  
Aydın Akdeniz
Kirli, yorgun bir gündü tamamlanan. Çiseyen yağmur egzoz ve homurtulara karışarak benim gibi evinin yolunu tutan kent sakinlerinin tepesine inmekteydi. Çöp yığınlarından yükselen şu iğrenç kokuyu saymazsak özlemişim tozun toprağın kokusunu. Derin bir nefesle çektim doyasıya içime; dağı ovayı vadiyi. “Ah ulan ” dedim kendi kendime “ kaz dağlarının tepesinde olacakta, iki yana açtığın kollarınla bir kuş gibi süzülecektin şimdi gri bulutların arasında” Yolun öte yakasına geçiyormuşum fark etmedim, ıslak zeminde kayan bir fren sesi. Şoför el kol hareketleri içerisinde yanındakine sürekli beni işaret etmekteydi. Açılan camdan dışarı bir baş sarktı. Bağırırken büzülen ağzındaki ağır makyaj ıslanmış, kandamlaları gibi hızlanan yağmur akıntısına karışmaktaydı. Aldırmadım, duymadım söylediklerini. İltifat edecek hali yoktu ya! Bu kez uzaklaşan araçtan aynı baş, orta parmağını kaldırmış sallamaktaydı ortalık yere. Patladım ben de “Haydi oradan isterik cadı sende. Dikleşerek sallananlarla bozmuşsun kafayı!”


:CJJE:
Kirli, yorgun bir gündü tamamlanan. Çiseyen yağmur egzoz ve homurtulara karışarak benim gibi evinin yolunu tutan kent sakinlerinin tepesine inmekteydi. Çöp yığınlarından yükselen şu iğrenç kokuyu saymazsak özlemişim tozun toprağın kokusunu. Derin bir nefesle çektim doyasıya içime; dağı ovayı vadiyi. “Ah ulan ” dedim kendi kendime “ kaz dağlarının tepesinde olacakta, iki yana açtığın kollarınla bir kuş gibi süzülecektin şimdi gri bulutların arasında”

Yolun öte yakasına geçiyormuşum fark etmedim, ıslak zeminde kayan bir fren sesi. Şoför el kol hareketleri içerisinde yanındakine sürekli beni işaret etmekteydi. Açılan camdan dışarı bir baş sarktı. Bağırırken büzülen ağzındaki ağır makyaj ıslanmış, kandamlaları gibi hızlanan yağmur akıntısına karışmaktaydı. Aldırmadım, duymadım söylediklerini. İltifat edecek hali yoktu ya! Bu kez uzaklaşan araçtan aynı baş, orta parmağını kaldırmış sallamaktaydı ortalık yere. Patladım ben de “Haydi oradan isterik cadı sende. Dikleşerek sallananlarla bozmuşsun kafayı!”

Limandan tanıdık birkaç gölge gülüşüyormuş bana. Çektiği ağlarda kum gibi kaynayan hamsilere bakarken ki o tiz kahkaha boğuyordu ortalığı.

“ Patron, sen ha!” dedim.

“ Kim olacak, ben ya! Ne o, görmeyeli düz yolda yürümeyi de unutmuşsun sen”

Omuz silkerek,

“ Dalgınlık işte!”

Kahkaha krizleriyle törpülenen dili konuşmasını büsbütün anlaşılmaz kılıyordu. Böğürtüler arasındaki sayıklamasıyla deminki kadına ne kadarda benzemişti. Karanlık çoktan çökmüş, sokak lambasının pusu delerek geçen şavkı patronun kel kafasında ışımıştı.

“ Bekâr admııın hi hi hiii ..şi olmaz. Hadi yolun sonundaki hi hi hii, kahvede sıcak bir şeyler içelim.”

Yanında ki diğer ikisini tanımıyordum. Mazota bulaşmış pantolonlara bakılırsa balıkçı olmalılar. Bir bardak çay içmeden katiyen bırakmazdı beni. Ayaküstü konuşmaktan usanmaz yoldan gelip geçene aldırmadan saatlerce sürerdi konuşması. Hiç değilse kahvede eşe dosta denk gelirde onlara havale ederdim şu ukala küfesini.

Kahvedeydik. Tavşankanı çaylar çoktan gelmişti masaya. Belden boğuk, enlemesine yaldızlı, üzerinde dumanlar, tam dört bardak çay. Dairevi hareketlerle şıngırtılar arasında döndürülen kaşıklara bakmaktan benim de bir an başım döndü. Patron zor anlaşılır konuşmasıyla

“ Fırtınaya tutulan taka, sulara bata çıka zor ulaşmıştı limana. Adamlar korkmuş bir kere dinler mi artık hiç seni! Karayı görünce topukladılar hepsi de. Bir ben kaldım gemide. Hi hi hii şu bizim…”

İtiraz eden bir çalışanın cılız sesi keser sözünü,

“ Yapma ama be patron! Fareler bile can havliyle halatların üzerinden kaçmaya çalışmıyor muydu karaya doğru? Eliyle boyunu göstererek, “ Allah inandırsın nah işte tam şu kadardılar hepsi de vallahi,”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sezonluk Fındık İşçilerinin Hayat Öyküsünden Bir Kesit
Kapela
Kömür Karasıydı Elleri
Sabri Bey'in Hikayesi
Ayşe Hanım'ın Ölümü (1)
Deve Dikeni
Baştan Karaymış Baştankaralar
Kadeh Ustası
Virginia Woolf, Gölgesi Olmayan Kadın
Kuzey İkliminin Zemherisin de Bir Başkadır Anıları Düşlemek!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hisseden Payıma Metafizik Aşklar Düştü [Şiir]
Mihenk Taşı [Şiir]
Mana İkliminde Seyrü Sülukun, Adam da Gaflet mi Bırakır A Gönül! [Şiir]
Aynanın Ötesinde Görünen... [Şiir]
Köşe Kapmaca Oynarken Ayrılık... [Şiir]
Dilemma [Şiir]
Faust ve Pan Arasında, Bir Garip Diyalog..! [Şiir]
Küçük Dedektifler Tavşan Adası`nda (Iı) [Roman]
Küçük Dedektifler Tavşan Adası'nda [Roman]
Politik İllüzyon ve Babil"in İskambil Kuleleri [Roman]


Aydın Akdeniz kimdir?

Yazı vazgeçemediğim bir tutkudur benim için. Vaz geçemediğim, kendimi sorguladığım anlardır, o anlar. Kendimi bulduğum, yaşama anlamını kazandıran o ya da bu şekilde duygu yüklü anlar.

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski, Puşkin, Tolstoy, Goethe, Stendhal, Shakespeare, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Aydın Akdeniz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.