..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ezgi Yavuz




26 Kasım 2010
Çikolata - 12  
Ezgi Yavuz
'que vas-tu rester jusqu'à?


:AFIJ:
Bugün Fransa'da ilk günüm ve güzel olmasını istiyorum. Dışarı çıkıyorum, sakin bir park buluyorum ve bir bankın üstüne oturuyorum. Ayaklarıma yavru bir kedi sürtünüyor, minicik, uysal ve masum. Elimi alıp onunla konuşmaya çalışıyorum. 'Bonjour ma chérie' (merhaba tatlım). Miyavlıyor, onu yere bırakıyorum ve zıplayarak gidiyor.
Kalkıp biraz daha yürüyorum ve karnımın acıktığını farkettiğimde küçük bir lokantaya girip menüde bulunan en hoş isimli yemeği istiyorum. Önüme görüntüsü hoş bir yemek geliyor ve tadına bakıyorum. Oldukça lezzetli. Orada bulunan bir gence bu yemeğin ingilizcesini soruyorum ve şunu anlıyorum ki 'hollandez soslu kuşkonmaz' yemişim.

. . .

İki hafta sonra, artık iyice Paris'e alıştım. Eskilerden arındım, hatta dün gidip saçımı kestirdim.
Bugün kurs yok ve günlerden cuma. Uzun zamandır ne maillerime bakıyorum ne de insanların bana ulaşabileceği bir telefon numararm var. İki haftadır sadece kendime aidim. Rahatsız mıyım? Hayır. Ama belki, artık hayata dönmenin zamanı gelmiştir.
Bilgisayarı alıp yatağa yatıyorum ve maillerime bakmak için messenger'ıma giriyorum. Bir sürü mailim var. Bir kaç tanesi önemsiz fakat, fakat orada Kaan'dan gelen maillerde var.

Beren nasılsın? Beni haberdar edecektin.

Tamamen aklımdan çıkmış. Hemen bir mail atıyorum.

Kaan kusura bakma unutmuşum. Ben iyiyim, hatta çok iyiyim. Yakın zamanda bir telefon ayarlayacağım kendime. O zaman daha sık görüşürüz. Kendine iyi bak.

Kaan'a maili gönderdikten hemen sonra alttan bir sayfa açıldığını görüyorum ve o da ne? Defne!

-Bereeeennn. Bil bakalım bu akşam nereye gidiyoruuum?
-Nereyeeeeeee?
-Pariss!
-İnanmıyorum sanaaaa. Bende sana bunu söylemek istiyodum. Sana ihtiyacım vaaaaar.
-Yaklaşık 3 saat sonra uçakta olcam.
-Harikasın!
-Ama şimdi çıkmam gerekk. Hazırlanayım. Seni seviyorum bebeğim, saatler sonra görüşmek üzere.
-Je t'aime!

. . .

Saatler sonra havaalanındayım ve Defne'yi bekliyorum. Şu sıralar inmiş olması gerek.
Az sonra bana doğru koşan Defne'yi görüyorum ve sarılıyoruz. Onu o kadar özlemişim ki. Sonunda kendime ait birilerine kavuşabildim.
'Beren, saçların?' saçlarımı süzüyor. 'Ah, evet kestirdim.' hafifçe sırıtıyorum. 'Güzel olmuş Bi. Ayrılık psikolojisi mi bu?' bir kahkaha atıyor ve karşı koyamıyorum. gülüyorum ve 'Evet öyle sanırım!'.

Otele gidip iki kişilik bir odaya geçiyoruz. Önce biraz konuşuyoruz, ve biraz şarap. Sonra uyuyakalmışız. Sabah uyandığımda saat 11'e geliyor ve Defne'yi uyandırıyorum.

-Kalk! Hadi hadi! Paris'te gün erken başlıyor ve biz çok geç kalmışız bile.
-Ama biz Türk'üz!
-Ama şu an Paris'teki Türk'üz.

Kalkıp kahvaltıya iniyoruz ve oradan geçerken danışmadaki kadına 'bonjour' (merhaba) diyorum. Defne şaşkınca bakıp 'Oldukça iyisin.' diyor. Gülümsüyorum ve 'Merci, je sais.' (teşekkürler, biliyorum.) diyorum. Gülüyor.
Kahvaltıyı yaptıktan sonra elimize bir Paris yol kitabı alıyoruz ve sokaklarda dolanmaya başlıyoruz. Buraya geldiğimden beri hiç gezmedim ve açıkcası yalnız başıma beceremezdim sanırım. Defne'nin ısrarı üzerine önce Notre Dame Kilisesi'ne gidiyoruz. Burası o kadar güzel ki. Yolda bulduğumuz bir teknoloji mağazasından fotoğraf makinesi alıp bir sürü resim çekiyoruz. Ben bu sırada Defne'yle Fransızca konuşmaya çalışıyorum. (Defne Fransızca biliyor.) Yaklaşık 2 saatimizi kilisede geçirdikten sonra acıkıyoruz ve bir şeyler yemek için sevimli bir kafeye oturuyoruz. Arkada Dany Brillant-Quand J'ai Vois Tes Yeux çalıyor. Mutluluk hormonu salgılıyorum resmen.
Defne yemeğine gömülmüş durumda, ona bakıp gülüyorum ve 'que vas-tu rester jusqu'à?' (ne kadar kalacaksın) diyorum. Kafasını kaldırıp gülümsüyor ve 'que vous le souhaitez' (istediğin kadar) diyor. Şaşkınca bakıyorum ve hemen açıklama yapıyor. 'Beren ben işten ayrıldım'. Boşuna şaşırmamışım. 'Neden Defne?' diyorum. Hafifçe gülümsüyor ve 'O hastaneden çok bunalmıştım biliyorsun. Bende istifa ettim. Daha iyisini bulana kadar boştayım. Ve istediğin kadar burada kalabilirim.' Gülümsüyorum ve elimle omzunu sıvazlıyorum, 'Pekala, belki de böylesi daha iyidir tatlım.'

Günün geri kalanı için başka planlar yaptık, Aşıklar Köprüsüne gidip orada da biraz zaman geçirdikten sonra otele dönüp gece kıyafetlerimizi giyiyoruz. Ve evet, bekle Paris biz geliyoruz!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çikolata - 19
Çikolata - 18
Çikolata - 17
Çikolata - 14
Çikolata - 15
Çikolata - 13
Çikolata - 16
Çikolata - 10
Çikolata - 11
Çikolata - 7

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sonsuz ve Derin [Şiir]
Sessizliğiyle Konuşan Yalnız Kadın [Öykü]
Elini Tutmuştum... [Öykü]
Bir Yarım Orada Kaldı... [Öykü]
Sen Ben Ol, Ben Sen Olayım... [Deneme]
Çok Geç Olmasın... [Deneme]
Sanada, Banada Mutluluk [Deneme]
Tanıdığım En Kusursuz İnsana... [Deneme]
Kelebek... [Deneme]
Bunun İçin Vardı Hayat. [Deneme]


Ezgi Yavuz kimdir?

yazı yazmak benim için çok önemli. yazmak,paylaşmak demek,yeni yolculuklar demek. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ezgi Yavuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.