İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Alınan hiçbir tedbir insan bedenindeki kırışıklıkları, sarkmaları, saç dökülmesini, beyazlamasını, görme ve işitme kusurlarını, yaşa bağlı olarak yeni hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyemez. Yaşlılık nedeniyle meydana gelebilecek bu olasılıkların bir tanesi dahi, dinden uzak yaşayan kimselerde ciddi korkulara neden olur. Kişi iyice yaşlandığında ise, ciddi bir hastalıkta ya da bakıma muhtaç olma durumunda, çocuklarının kendisine bakıp bakmayacağının endişesini taşır. Bu kimseler ayrıca ölümünün şekli ve yeri konusunda da kaygılanırlar. Yaşlıların en önemli endişelerinden biri de eşinin kendisinden önce ölmesi durumunda yalnız kalma korkusudur. İnsan doğar, gelişerek belli bir yaşa ulaşır. Gençlik dönemi olan en güçlü çağında tüm bedeninin kendisine ait olduğunu zanneder ve kendisini tüm dünyanın odak noktası olarak görür. Ancak belli bir süre sonra gücünün ve güzelliğinin, yaşlanma ile yok olmaya başladığını fark eder ve bu durum karşısında bir şey yapamaz. Çünkü dünya hayatı geçici bir mekandır ve Allah, insanı, gerçek yurt olan ahiret için hazırlık yapmasını sağlayacak acizliklerle birlikte yaratmıştır. Pek çok insanın düştüğü hata ise, ahireti uzak görüp veya hiç inanmayıp, dünyayı ondan üstün tutmalarıdır. Bu kişiler sahip oldukları fiziksel özelliklerin hiç yok olmayacağını zannederler. Bu kibirlenmelerinden dolayı da Allah’a ve O’nun vaat ettiklerine yüz çevirme cehaletini gösterirler. Bu kişilerin karşılaşacakları son bir ayette şöyle bildirilmiştir: Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve Bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; işte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. (Yunus Suresi, 7-8) Allah’a tevekkül etmeyen kişilerin en çok korktukları konuların başında ölüm gelir. Bu yüzden imanı kalbine yerleştirememiş kimseler, dünya hayatında çok uzun yıllar hatta sonsuza dek yaşama hırsı içindedirler. “Andolsun, onları hayata karşı insanlardan ve şirk koşanlardan daha ihtiraslı bulursun. Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir. (Bakara Suresi, 96) Ölüm, her canlının tadacağı önemli bir gerçektir. Ancak ölüm bir son değil, yeni ve “bitmeyen zamanlar boyu” sürecek olan sonsuz yaşamın başlangıcıdır. Dünya hayatında bedenen bir son olsa da ölümün ardından ahiretteki sonsuz hayat başlayacağı için yaşam devam edecektir. İnsan asla yok olmaz. Başlangıcı vardır insanın ancak sonu yoktur. Kaderimizde belirlenen süre dolduğunda, herhangi bir sebeple yaşamımız sona erer. Ölümün sebebi ne kaza, ne de hastalıktır; bütün sebepleri yaratan Yüce Allah’tır. Ve insan, ne yaparsa yapsın, kendisi için belirlenmiş olan ölüm anından bir saniye fazla yaşayamaz. Daha insan doğmadan, Allah sonsuz öncede onun yaşamını dakikası dakikasına planlamıştır. Ve o plan aynen uygulanır. Ölüm anını geri ya da ileri almaya kimse güç yetiremez. Allah’ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır... (Al-i İmran Suresi, 145) İnsanın ahiretteki sonsuz yaşamının azapla mı, yoksa güzellikler içinde mi geçeceği ise, dünya hayatında Allah’ın sınırlarını korumasına ve O’nun hoşnutluğunu gözetmesine bağlıdır. İnsanın korkarak, düşünmeyerek ölümden kaçamayacağı çok açıktır. Bu nedenle yapılması gereken ölümden korkmak yerine, Allah’ın kaderde tespit ettiği süreyi, O’na gereği gibi kulluk ederek geçirmeye çaba göstermektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Fuat Türker, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |