Ey kara gözlüm! Beni bu gece rüyanda görür müsün? Rüyalarda saklanır, en gizli aşklar. Beni bir ömür boyu, gözlerinde saklar mısın? Gözlerini her sabah açtığında bile ve gözünde bir cam parçası halinde kalsam bile, ölünceye kadar bu acıya dayanabilir misin? Siyah gül ile kara gözlerinin farkı ne bilir misin. İkisi de nadir bulunurken, siyah gül Hasankeyf'in toprağında, gözlerin ise sadece benim coğrafyamda açtı. Nadide bir bakışın, az bulunur anıyla hep göz göze geldim. ben senin en çok siyah güle benzeyen gözlerini sevdim. Aslında iyi insan yoktur. Sadece affettiklerin ya da göz yumdukların vardır. Ey kara gözlüm bana göz yumar mısın? Gözlerinin içinde bir cam kırığı olsam dahi, beni görmemezlikten gelebilir misin? Sen yaşantımın şizofrenik yanıydın. Bana deli gömleği gibi yapıştın. Ey sevgili ben aklımı senle bozdum. Herkes bana deli diye gülüp geçti. Bilmediler ki, aşk deli gömleği giymektir. Benim elimi kolumu bağladın. Yüreğim ve aklım tımarhane oldu. Her gün morfin yemiş gibi seni düşündüm ve seni sevdim. bir türlü kendime gelemedim. Dudaklarım seni anmaktan kanadı. Bu yüzden deli olmadığıma kimseyi inandıramadım. Gözlerim kıpkırmızı oldu, o an göz göze gelseydik, sana bakışlarımdan güller sunardım. Bir bağırtı doldu gırtlağıma. Sendin boğazıma yapışan. Çığlıklar halinde seni içimden atmak istedim. Herkes başıma üşüştü. Onlara seni sevdiğimi söyleyemedim. Aklıma bir morfin gibi girdin. Kafamda bir şiringa iğnesi gibi kaldın. Gözlerimden, kulaklarımdan, ağzımdan beynime battın. Ey kara gözlüm beni çok acıttın.