 • İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
581
|
|
|
|
Afet Fatma cumbalı hole açılan odalardan ikisinin kapısını tıklattı ve Osman’ın karşısındaki divanın üzerine kuruldu. Birkaç dakika sonra ellerinde çalgılarıyla 4 kız çıktı odadan. Konuklarını başları ile selamlayıp yerlerine oturdular. ‘Zannetme ki terk eyledi bu gönül seni’ isimli şarkıya başladılar hep bir ağızdan.
Selim’in en sevdiği makamlardan biriydi bu. Acıyla kıvranan gönlün kendini ifşa etme çabaları tıpkı kendinin düştüğü durumu anlatıyordu... |
|
582
|
|
|
|
“Hayat gariptir, ilişkiler de… Birini bulana kadar yalnızlıktan sıkılırsınız. Birini bulduktan sonra ise birlikte sıkılmaya başlarsınız” |
|
583
|
|
|
|
Çekmişsin gözüne kalem
Nere gittiğini bilem
Kız kurbanın kölen olam
Sen kimlere gidiyorsun
|
|
584
|
|
|
|
unutamadan aşkı doyasıya yaşamadan aldanmışıkların acısı birazda aşkı yaşatana sormak |
|
585
|
|
|
|
Gök gürlediğinde içime düşmezdi şimşeğin fotoğraf çeken görüntüsü ve toplanmazdı kara kara kümülüsler yüreğime,humus kokardı topraklarım el değmemişçesine,ne de çekerdim üşüyen ciğerlerime bir duman;keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim,kendimi kendime muhtaç edecek kadar çok sevdim işte... |
|
586
|
|
|
|
Sadece beklediği için mutluydu. İşte o derece seviyordu onu. |
|
587
|
|
|
|
tarihten yaprak................. |
|
588
|
|
|
|
Yaşadığı toplumun sancılarını hisseden, yüzyılların değiştirilememiş kaderini, çaresizce çareler arayarak yaşayan bir yürekte, yeni filizlenen bir aşkın hikâyesi bu... |
|
589
|
|
|
|
Çok özel olan bu yazım yaşamış olduğum zamanlarımdan |
|
590
|
|
|
|
Sensiz yapamıyorum bir tanem. Seni çok ama çok özlüyorum |
|
591
|
|
|
|
uzun zman olmuştu onu görmeyeli |
|
592
|
|
|
|
YALNIZLIK VE MUTSUZLUK İNSANLARIN KADERİ DEĞİLDİR. GÖREBİLMEK ÖNEMLİDİR... SADECE BAKMAYI BİLMEK... |
|
593
|
|
|
|
Kayıyordu yavaş yavaş ellerimizden bir çocuk henüz on yaşında,bahar tadında yaza bir adım kala.Kürek çekiyordu melekler okyanusa açılan kayıkta üstelik bir de çocuk vardı yanlarında dokuzunu yeni bitirmiş bekliyordu onun kapısında.Şimdi o çocuktan geriye dua edilecek bir mezar bile kalmadı apar topar gömülmüştü hemde kimsenin bilmediği bir yere.O anda kesilmişti nefesler,susarken dudaklar çekirdeği fırlamış boş kovandan ibaretti kelimeler ve solunum cihazının fişi çekildiğinde henüz on yaşındaydı bu sevda...On yaşındaydık hepimiz aslında;hayatı keşfederkenki on yaş edasında,bir çocuk gibi büyüttüğümüz bu sevdalarda...
|
|
594
|
|
|
|
Sezsiz limanlar aradım umutsuzca içimdeki fırtınaya,bir boşluğu doldurmasını istedim tuttuğum ellerin,yalnızlığımı boş gözlerle doldurdum,hayallerimi bilinmeyen uzaklara giden trenlere yükledim,sancılarımı hastane koridorlarının duvarlarına yazdım...kanatlarını yeni çırpmaya başlayan bir kuş misali döküldün dudaklarımdan,kalemim hayat verdiğinde sana sen vazgeçilmezim oldun.işte böyle bişey benim için yazmak ve yazdıklarımı paylaşmak. |
|
595
|
|
|
|
İçindeki umut, gözlerindeki ışık, yüzündeki bitmek bilmeyen gülümseme... Kendini hiç böyle görmemişti. Aslında tek o değildi onu daha önce böyle görmeyen; ne yağmura hasret çöl toprakları ne biryerlerde gizli babilin hazineleri nede güneş onu böylesine mutlu, umut dolu, gözbebekleri gülerken görmemişti. O geldiğinden beri bu çorak, sıcak memlekete çok uzaklardan , bulutları ayaklarının altına almış uçuyordu gök yüzü semalarında |
|
596
|
|
|
|
Değmeyen insanlara, hakettiğinden fazla değer verdikç |
|
597
|
|
|
|
...Tekeli düşmanım kabul ettim. Deniz kenarlarına uğramaz oldum.. Salvador Dali'nin canı cehenneme... |
|
598
|
|
|
|
Karanlık bir şehirde eski bir ağacın altında can çekişen umutları ölüyordu kucağında. Menzili yoktu sevdalı gözlerin, bir damla yaş olur akardı mevsimlerin sonbaharı. Saatler hüznü vururken sevdaya hazırlanan bir kadındı hazan. |
|
599
|
|
|
|
Rüzgar yanlız gözlerin ıslalıklarını dondumak istememişti, bulutlar yanlızlığına kırgınlaştı tuzlu hüzün damlalarının. /
Bırakmadı yanlız,ağladı... /
|
|
600
|
|