..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doðmalý. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Doða ve Dünya > Oðuz Düzgün




3 Mayýs 2009
Domuzlara Özgürlük, Tavuklara Ölüm  
Oðuz Düzgün
21. yüzyýla geldiðimiz þu günlerde itlaf etmemiz gereken tek þey, sýnýr tanýmayan maddi ihtiraslarýmýzdýr.


:AEGB:
Bildiðiniz gibi Dünya Saðlýk Örgütü (WHO), domuzlarýn itlafýný önlemek amacýyla, Domuz Gribi teriminin kullanýmýný durdurduðunu açýkladý. Dünya genelinde katledilen milyarlarca tavuk için ayný hassasiyeti göstermeyen WHO’nun domuzlara sahip çýkmasý, bana oldukça ilginç geldi. Bakýn Dünya Saðlýk Örgütünün yaklaþýmý medyaya nasýl yansýmýþ geçmiþte:

30 Nisan. 2009 Perþembe
CENEVRE - Dünya Saðlýk Örgütü 'domuz gribi' teriminin kullanýmýný, domuzlarý korumak için durduracaðýný bildirdi. WHO Sözcüsü Dick Thompson, isim deðiþikliði kararýnýn, tarým söktörü ve BM gýda örgütünün 'domuz gribi' teriminin tüketicileri yanýltacaðý ve ülkelerin gereksiz yere domuzlarýn itlaf edilmesi talimatý vereceði kaygýsýný açýklamasýndan sonra alýndýðýný söyledi. WHO'nun Ýsviçre'nin Cenevre kentindeki genel merkezinde gazetecilere açýklama yapan Thompson, bundan sonra domuz gribinin bilimsel teknik ismi olan 'H1N1 grip A'yý kullanacaklarýný kaydetti.
http://www.ntvmsnbc.com/id/24962276/

Görüldüðü gibi Dünya Saðlýk Örgütü domuzlarý koruma konusunda oldukça hassas. Halbuki Kuþ Gribi vakalarýnýn olduðu dönemlerde, baþta Avrupa olmak üzere dünyanýn pek çok bölgesinde adeta bir tavuk katliamý yaþanmýþtý. Nedense daha sonralarý bu Kuþ gribi vakalarý birden býçakla kesilmiþ gibi duyulmamaya baþlanmýþtý. Bu taraflý tutum da medyaya þöyle yansýmýþtý:

Canoler'in verdiði bilgiye göre, Hollanda'da, 15 Nisan itibarýyla 14.2 milyon adet tavuk itlaf edildi, bu sayýnýn 20 milyona ulaþmasý öngörülüyor. Canoler, Türkiye'nin AB ülkelerine sektör ürünlerini ihraç edemediðini, ancak, Hollanda'nýn çekildiði pazarlar açýsýndan fýrsat yarattýðýný da sözlerine ekledi.

02/05/2003

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=73914

Avrupalý Tavuk Yetiþtiricileri Zor Durumda 20/02/2006

Almanya Baþbakaný Angela Merkel, kuþ gribinin ülkesinde görülmesinin ardýndan, durumun “ciddi olduðu” uyarýsýnda bulundu. Alman yetkililer, dün ülkenin kuzeyinde iki yaban kuþunda ölümcül H5N1 virüsüne rastlandýðýný duyurdu. Baltýk Denizi’ndeki Rügen adasýnda da, 18 kuþta ayný virüse rastlandý.
Bu arada Fransa Tarým Bakaný, Dominique Bussereau, halka, “iyi piþirilmesi koþuluyla” tavuk yemesi çaðrýsýnda bulundu. Fransa’da ilk kuþ gribi vakasý Cumartesi günü görülmüþtü. Ýtalya ise tavuk ve hindi tüketiminin azalmasýndan dolayý, kümes hayvaný yetiþtiricileri için Avrupa Birliði’nden yardým istemeye hazýrlanýyor. Hindistan’ýn batýsýndaki Maharaþtra eyaletinde ölümcül H5N1 virüsüne rastlanmasý üzerine, kümes hayvanlarýnýn itlafýna baþlandý. Yetkililer, kuþ gribi görülen çiftliðin etrafýndaki 3 kilometrelik alanda bulunan yarým milyondan fazla kümes hayvanýnýn itlaf edileceðini bildirdi.

http://www.voanews.com/turkish/archive/2006-02/2006-02-20-voa4.cfm?moddate=2006-02-20

Bu haberlere genel hatlarýyla baktýðýnýzda açýk bir hayvan ayrýmcýlýðý göze çarpmýyor mu sizce de? Nispeten hýzlý bir yayýlma oranýna sahip olmasýna raðmen domuz gribinin, adý üstünde, çýkýþ noktasý olan domuzlarýn itlafýnýn adeta yasaklanmaya çalýþýlmasý ama buna raðmen tavuklarýn cömertçe itlaf edilmeleri, „neden kaynaklanýyor olabilir?“ diye sizler de düþünmüþsünüzdür benim gibi..

Bu ayrýmcýlýðýn nedenlerini sorgularken, aklýma George Orwell’in Hayvanlar Çiftliði adlý romaný geldi her nedense? Romanýn baþ kahramanlarýndan olan Domuzlar, tavuk, at, eþek, koyun gibi hayvanlarýn bulunduðu çiftliðin liderleri konumuna gelirler. Domuzlar, okuma yazma bilmeleriyle ve hayvanlarýn haklarý için mücadele ettiklerini iddia etmeleriyle diðer hayvanlardan ayrýlýrlar. Kendilerini diðer hayvanlardan daha üstün ve zeki kabul ederler. Domuzlar, Hayvanizm ilkelerini belirleyerek bunlarý kaðýda dökerler ve çiftliðin kapýsýna asarlar..

Konumuzla ilintili olan ilkelerden birisi ve en birincisi þudur:

1-     Ýki ayakla yürüyenlerin hepsi kötüdür..

Hatta büyük domuzun bu ilkeden yola çýkarak tavuklara karþý uyguladýðý baský ve þiddet inanýlmazdýr. „Büyük domuz, aldýðý bir kararla, tavuklarýn yumurtalarýnýn çiftlik dýþýnda satýlacaðýný, tavuklarýn kuluçkaya yatmalarýný yasakladýðýný ilan ediyor, buna karþý çýkan tavuklarý, yetiþtirdiði köpeklere öldürtüyor... Bunun üzerine hayvanlar; "hiçbir hayvan diðer bir hayvaný öldürmeyecektir" ilkesini hatýrlýyorlar. Hemen bu ilkelerin yazýlý bulunduðu duvarýn yanýna gidiyorlar. Ancak duvarda: "Hiç bir hayvan diðer bir hayvaný bir sebep olmadan öldürmeyecektir" yazýldýðýný görüyorlar, bu ilkeyi de yanlýþ ezberlemiþ olduklarýný düþünüyorlar!“ Hatta tavuklar baský karþýsýnda öyle çaresiz kalýyorlar ki, liderleri domuzu adeta bir Tanrý gibi görmeye baþlýyorlar ve her gün þöyle baðýrýyorlar: "liderimiz sayesinde altý günde beþ yumurta yumurtladým"

http://www.ogretmenlerforumu.com/roman_ozetleri/hayvan_ciftligi_domuzlar_diktatoryasi_gorvell-t7974.0.html

Bu örneklere bakýnca, George Orwell’in Hayvanlar Çiftliði adlý romanýnýn, dönemin bazý devletlerini ve ideolojilerini hicvetmek amacýyla yazýldýðý anlaþýlýyor. Ancak konu insan ve onun ürettikleri olunca, yaþananlar da tekerrür etmeye devam ediyor her defasýnda.

Bugün de Avrupa, kendisini çiftliðin Domuzu olarak görüyor seleflerinden ilham alarak. Tavukgillerden bir hayvanýn ismiyle anmaya devam ettiði Türkiye (Turkey-Hindi) gibi ülkeler ise devamlý yönetilmeye, yönlendirilmeye çalýþýlýyor. Hatta þu evrim felsefesi bile sonuçta Hindo-Europian insanýn en evrilmiþ, mükemmel insan olduðunu ispatlamaya uðraþýyor. Bu ideolojiye göre tekamül seviyesinin son halkasý Avrupa ve onun deðerleridir.

Muhtemeldir ki Avrupa, kendisini bu hikayede geçen domuzla özdeþleþtiriyor ve domuzlara bu nedenle daha bir müsamaha ile yaklaþýyor. Bizler gibi tavuklar ise ufacýk bir yanlýþýmýzda topluca itlaf edilmenin çaresizliðinden kurtulamýyoruz. Irak’ta, Filistin’de ve Afganistan’da son 10 yýl içinde ölen insanlarýn sayýsýný bir incelerseniz, iki ayaklý tavuklarýn acýmasýzca ve topluca nasýl itlaf edildiðini görürsünüz. Ufak bir virüs, ufak bir yanlýþ suçsuz tavuklarýn da canýna mal oluyor maalesef..
Bu açýklamalarým sizi tatmin etmedi ve belki de mistik açýlýmlardan hoþlanýyorsunuz. Bu da olabilir.. O halde Hz. Ýsa’nýn kýyamete yakýn yer yüzüne geleceði, haçý kaldýracaðý ve domuzu öldüreceði þeklindeki Ýslami kaynaklarda geçen rivayetler malumunuzdur. Þimdi bu bakýþ açýsýyla baktýðýmýzda „domuz gribi“ olarak adlandýrýlan domuz kaynaklý hastalýk, Avrupalý insanlarý domuzdan soðutmaya baþlayabilir. Bu da domuzun bundan sonra çok az tüketilmesi anlamýna gelebilirdi.

Ancak haç gibi domuz da, Hýristiyan dünya ile özdeþleþmiþ durumda. Yeni Ahid’de domuzun yenilmesini emreden bir ayet bulunmamasýna aksine Eski Ahid’de de domuzun yenilmesinin yasak olmasýna raðmen domuz, Hýristiyan batýlýlar arasýnda oldukça yaygýn. Avrupa ülkelerinin genelde soðuk olmasý ve domuz etinin ucuz olmasý gibi sebepler bunda etken olabilir ama dünyanýn neresinde bir Hýristiyan yaþýyorsa, domuzu gönül rahatlýðýyla yiyebilir. Yani artýk bu þarap içmek gibi bir dini gelenek, bir kültür haline gelmiþtir. Çizgi filmlerdeki sevimli domuz figüründen bile bunu rahatlýkla anlayabiliriz..

Richard Dawkins gibi ateist batýlýlar bile kendilerini diðer inançlardan ve dinlerden ayrýþtýran „Hýristiyan kültür ve geleneklerinin“ yaþatýlmasý taraftarýdýrlar. Çünkü onlarýn yaþadýklarý ve kiþiliklerinin þekillendiði Avrupa, bu deðerler olmadan asla düþünülemez. Hýristiyanlýðý bir kültür olarak bilmeden, ne Nietsche’yi ne de Descartes’i anlamak mümkündür çünkü.. Hem de bu kültür ve gelenekler sistemi, bilhassa Müslüman dünya ile Batý arasýnda en köklü ayrýþmalarýn ana sebebi durumunda. Eðer bu ayrýþmalar ortadan kalkarsa elbette Huntington gibilerinin tezleri olan „Medeniyetler Çatýþmasý“ gibi ihtimaller daha bir geçerlilik kazanacak. Bu da batýnýn bugün elde ettiði müthiþ gücü de kullanarak, yeni çaðdaþ sömürgeler elde etmesi ve sýcak topraklara (petrol ve doðal gazý olan topraklara) daha rahat ulaþmasý anlamýna geliyor. Yani aslýnda köklerini ancak Haçlý Savaþlarýyla açýklayabilen gelenekçi bir Hýristiyanlýk anlayýþý, çatýþmanýn da kaçýnýlmaz bir sebebi olacak..

Batý ancak domuzuyla, þarabýyla, ideolojileriyle, felsefesiyle ve diðer özellikleriyle batýdýr. Bu özelliklerini reddetmesi, hatta dünya insanlarýnýn saðlýðý raðmýna böyle bir inkar giriþiminde bulunmasý düþünülemez. Sigaraya karþý gerçekleþtirilen mücadelenin binde birinin alkollü mamüller için gösterilmemesi de köklerini „þarap“ ayininde bulan bir geleneðin sarsýlmaz taassubunu gösterir. Batýnýn bu alýþkanlýklarýndan taviz vermesi demek, Ýslam’ýn tezlerini de kabul etmesi anlamýna geliyor. Sadece Ýslam’ýn deðil elbette, Yahudiliðin de. Yani batý, iki taraftan sýkýþtýrýlmýþ durumda. Böyle bir gelenekçilik anlayýþýna sahip olanlarýn, kadim yaþamalarýnýn bir parçasý olan „domuzu“ itlaf ettirebileceklerini düþünmek, çok da mantýklýca gelmiyor bana. Hem de þu ekonomik kriz sýrasýnda… Vakta ki zorunluluk neticesinde buna mecbur kalalar..

Domuzun hayvan haklarýna hürmet için itlaf edilmediði fikri pek sýcak gelmiyor bana. Dedim ya, o halde yüz milyonlarca tavuðu niye katlettiniz diye sorarlar adama.. Hem zaten domuz, sütü ya da yünü için deðil bizatihi eti için yetiþtirilen bir hayvan. O halde gerçekten hayvan haklarýna riayetkarlarsa, domuzun yenilmesini de yasaklamalarý gerekiyor. Çünkü öyle ya da böyle öldürülüyor bu hayvan.. Ýtlaf için olmasa bile, etini yemek ya da derisi için.

Peki konu tavuklar olduðunda vicdanlarý neden harekete geçmiyor batýlýlarýn? Bunu anlamak için sanýrým derinlere daha da derinlere inmemiz gerekiyor. Kuþlar ve dolayýsýyla onlarýn yerdeki temsilcisi olan Tavuklar ruhaniliði, göklerin ötesini temsil ediyor olamaz mý? Bu kanatlý yaratýklar hýristiyanlýk mitolojisindeki melekleri az da olsa çaðrýþtýrmýyor mu? Evet domuz, hýristiyanlar için bir gelenek olmuþtur ama gerçekte bu dinin köklerinden kaynaklanmamaktadýr. Göksel deðil arzidir, yeri, beþere ait olaný temsil eder. Kuþlar ise her kültürde sonsuzluðu ve kutsal olaný iþaret etmiþlerdir. Zaten hýristiyanlýðýn inanç yapýsýyla gökler arasýnda derin bir baðlantý vardýr. Hz. Ýsa göklere yükseltilmiþtir ve göklerden süzülerek geri gelecektir. Ýþte Avrupa, Hýristiyanlýðýn maddi kültürünü ve geleneklerini kabul etmekle birlikte onun manevi ve inanca dönük yapýsýný reddetmektedir. Belki de Hýristiyanlýðýn inanç yapýsýný hatýrlatan kuþgillerden olan tavuklarý acýmasýzca katletmelerinin altýnda bu gibi ince ve derin anlamlar da yatabilir. Bu zorlamalý bir yorum diyorsanýz, meseleye farklý bir açýdan bakmaya devam edelim..

Tavuðun kökenlerini incelediðimizde çok ilginç sonuçlara varýyoruz.. Tavuklar ilk olarak Güney Doðu Asya’da evcilleþtirilmiþlerdir. Türkler de tavuklarýn evcilleþtirilmesine katkýda bulunan birinci sýradaki topluluklar arasýnda yer alýrlar. Çok daha sonralarý bu evcil tavuklar Anadolu yoluyla Avrupa’ya yayýlmýþlardýr. Avrupa dillerinde Tavuk, Horoz ve Hindi kelimelerini karþýlayan kelimelerin kökenleri bile bu gerçeði ortaya koyar. Almanca’da tavuk „Huhn“ kelimesi ile ifade edilir. (Ýngilizce „Hen“ ayný kökten) Bu da tavuðun Hun Türkleriyle Avrupa’ya yayýlmýþ olabileceðini düþündürür. Hatta Horoz’un karþýlýðý olarak „Hahn“ kelimesinin kullanýlmasý, Tavuklarýn kralý olan Horoz’u ifade etmek için kullanýlabilecek en güzel tercihtir. Yine baþka bir kümes hayvaný olan Hindi’nin de „Türke ait“ anlamýna gelen „Turkey“ kelimesi ile ifade edilmesi tesadüfi olmasa gerektir..

Belki de tavuklara karþý gösterilen acýmasýzlýðýn altýnda bütün bu anlamlar da yüklü olabilir. Yani batýyý temsil eden domuzun itlaf edilmesi, batýlýlarýn hislerini, kültürlerine olan baðlýlýklarýný zedeleyebilir ama doðudan ve bilhassa da Türklerden gelmiþ olan tavuklarýn itlaf edilmesi, ayný kötü sonuçlarý doðurmaz. Bu durumda batýlý kendisiyle çatýþmak zorunda kalmaz. Üstelik binlerce yýldýr bu hayvanýn etini yiye onu öylesine kanýksamýþlardýr ki, onun öyle tiryakisi olmuþlardýr ki, kendileri onu itlafa yönelseler bile, hücreleri, etleri, elleri ve ayaklarý onlarý engelleyecektir. Aksine þuuraltýndaki bazý açýklanamayan intikam duygularýný tatmin etmesi açýsýndan, mevcut kültürün beslenmesine daha da büyümesine de katký saðlayabilir..

Sebep ister ekonomik, ister dini isterse de kültürel olsun, ortada bir hayvan ayrýmcýlýðý olduðu kesindir. Domuzlar kollanmakta, tavuklar ise acýmasýzca itlaf edilebilmektedir.. Bize soracak olursanýz biz, ne domuzlarýn, ne de tavuklarýn katledilmesinden yanayýz. Bu soykýrýmlar gerçekleþtirilmeden de dünya yaþanýlabilir bir hale getirilebilir. Bünyeleri korumasýz hale getiren kimyasal ve beþeri içerikli maddi gýdalar yerine, vücut direncini arttýran doðal-manevi gýdalarýn tüketilmesi saðlanmalýdýr. Fikri ve maddi bulaþýcý hastalýklarý önlemenin baþka da yolu yoktur.

21. yüzyýla geldiðimiz þu günlerde itlaf etmemiz gereken tek þey, sýnýr tanýmayan maddi ihtiraslarýmýzdýr. Bunun için de maneviyat reçetelerini kullanmamýzýn zamaný gelmiþtir. Ancak maddi ihtiraslarýn azaldýðý, manevi duygularýn harekete geçtiði bir dünya çiftliðinde domuzlar da, tavuklar da huzur içinde daha uzun süreler yaþayabileceklerdir.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn doða ve dünya kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Noel Baba Türk Mü?
Genlerdeki Virüsler, Maymun Ayumu ve Budistler
Evrim Kuramý Hakkýnda Düþünceler - 1
Hayatýn Anlamý
Bir Fantastik Kurgudur Kâinat
Süper Amcalarý Arý Soktu!
Dünyaya Sesleniþ
Atamýz Ýda mý?
Yaðmur Ýstiyoruz!
Yüreksel Cehennemleþme

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fâtih Ýstanbul'u Kaç Yaþýnda Fethetti?
Mevlid Kardeþliði
Kâfiyelerin Birliði
Kemençe Kimin?
Baklava'nýn Kökeni
Kurân'ýn Kökeni Sümerde mi?
Þiir Düþünceleri
Amerika Osmanlý Tarafýndan Keþfedilseydi?
Medeniyet Bestemizin Notalarý
Evliya Menkýbelerinden Türk Fantastik Edebiyatýna

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.