..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Þenol Durmuþ




5 Mayýs 2010
Karakol  
Þenol Durmuþ
Bekçinin baðýrmasýyla insanlar yangýndan kaçarcasýna hemen uzaklaþýyordu. Semt halkýnýn çoðunluðu bu kuralý biliyordu... Ýkaz edilenler büyük ihtimalle bu semtin yabancýsý olmalýydý... Bunu düþünürken gevrek gevrek gülüyordu bekçibaþý Kemal.Az sonra karakoldan çýkan bir polis bekçinin yanýna geldi.Polis memuru telaþlýydý...


:AICB:
Karakol önünde nöbet tutan bekçi, göbeðinin üstündeki tüfeðin kayýþýyla oynarken, çevreden geçen insanlarý da göz ucuyla izliyordu. Bazý vatandaþlarý da sýk sýk ikaz ediyordu:

"Hop hemþerim karþýdan geç, yasak hemþerim!"
"Dur lan kime diyorum, hoop yasak lan"
"Görmüyon mu karakol, gözün mü kör senin hayvan herif."

Bekçinin baðýrmasýyla insanlar yangýndan kaçarcasýna hemen uzaklaþýyordu. Semt halkýnýn çoðunluðu bu kuralý biliyordu... Ýkaz edilenler büyük ihtimalle bu semtin yabancýsý olmalýydý... Bunu düþünürken gevrek gevrek gülüyordu bekçibaþý Kemal.Az sonra karakoldan çýkan bir polis bekçinin yanýna geldi.Polis memuru telaþlýydý...

"Kemal benim acil bir iþim çýktý, sana zahmet bir paket sigara da ben vereyim, benim yerime de nöbeti tut."

Alnýndaki teri koluyla silerken saatine bakarken kýsa bir süre düþündü.
"Yok valla olmaz Hasan, üç kiþinin yerine nöbet tuttum. Ayaklarýmýn dermaný kesildi, komiserim de dedi, nöbet bitince gel diye."

Polis memuru kýzgýnlýkla bekçiden tüfeði devralýrken sitem ederek konuþtu:
"Geçen gün altý kiþinin yerine tuttun bir þey olmadý da þimdi mi zoruna gidiyor. Marlborolarý toplarken güzel oluyor dimi."

Polis memuru söylenirken bekçi umursamadan karakola girdi.Sinirlendi bekçibaþý..
"Deyyuslar, dünkü çocuklarý polis yapýyorlar, bizi de eþek yerine koyuyorlar. Senin de vereceðin sigaranýn da namussuz herif."

Komiserin makam odasýnýn kapýsýný çaldýðýnda düþüncelerinden sýyrýldý. Komiser Hamdi iki eli ensesinde olduðu halde koltuðunda yaylanýrken daire çiziyordu. Tavanda asýlý duran lambada dönen koca bir kara sineði izleyen komiser bekçiye bakmadan sordu:
"Kemal bu sinek beni uyuz etti. Yahu bunlarýn ömrü kaç gün sürüyor. Haftalardýr bu sinek oda da dönüp duruyor."

Bekçibaþý da gözlerini tavana dikti. Ýkisi kýsa bir süre hiç konuþmadan dönen sineði izledi.
"Komiserim bu namussuzlar hep ürer, biri ölür gider, öbürü gelir. Zannederim ayný sinek deðildir."

"Haklýsýn Kemal, orasýný hiç düþünmedim. Az önce ne oldu biliyor musun, bir tane çatlak karý telefon açtý. Neymiþ kocasý onu dövüyormuþ, þikayetçiymiþ falan filan...Galiba karýnýn þeyi kaþýnýyordu, her neyse. Ama fena bozdum onu. Ulan sen nasýl kadýnsýn dedim... Ýnsan kocasýný þikayet eder mi. Burasý devletin karakolu. Ýþimiz gücümüz yok, bir de karý koca kavgalarýný mý ayýracaðýz. Müsibet kadýn dedim. Gelirsem asýl ben seni öyle bir döverim ki aklýn baþýna gelir. Git kaynanana þikayet et lan cadaloz dedim. Kadýn anýnda telefonu kapattý biliyor musun."

"Çok iyi yapmýþsýnýz komiserim. Millette ahlak, utanma kalmamýþ...Ýnsan kocasýný hiç þikayet eder mi... Kesin eminim, karýnýn mutlaka kaþýntýsý vardý., komserim..."

Gözlerini tavandan indiren komiser gülümsedi.
"Neyse sineði de karýyý da siktir et. Kemal biz iþimize bakalým. Ýyi nöbeti devretmiþsin. Hava kararmak üzere sabaha daha çok var. Sen çarþýya alýþveriþe çýk Kemal. Esnafa selamýmý söyle. Güzel bir köfte yap, salatayý da hazýrla. Yoðurdu unutma da bu gece bir þiþe rakýyý devirelim."

"Derhal çýkýyorum komiserim. Sarmýsakta koyiyim isterseniz köfteye daha lezzetli oluyor. Sonra iyi gider rakýyla. Yine de arzunuz bilir.."

Ayaklarýný masanýn üstüne attýktan sonra baþýný salladý.

"Biraz kokuyor ama haklýsýn, tansiyonu düþürür bu sarmýsak mereti. Ýkimiz de yaþlandýk Kemal, göbek de maþallah davul gibi olmuþ, saðlýða dikkat etmek lazým."

Komiserin söyledikleri bekçiyi biraz güldürdü. Bekçi zorlayarakta olsa sahtelikle gülmesini arttýrdý. "Kendi göbeðini görmüyor, benimkini neredeyse ikiye katlamýþ, ne buluyorsa yutuyor tövbe estaðfurullah" diye düþündü.

"Çok haklýsýn komiserim, inþallah Ramazanda eritirim."

"Hadi fazla traþ etme Kemal iþine bak. Sen çýk Suata da söyle yanýma gelsin."

Son cümleler biraz sertti. Bazen gülen komiser bir anda asýk bir surata bürünüyordu. Bekçi ciddi bir selam vererek odadan çýktý.

Yaz mevsiminin ilk günleri olmasýna raðmen, akþam karanlýðý dahi insaný bunaltýyordu. Bekçibaþýný gören bir kahvehane garsonu hemen dýþarý çýktý. El sýkýþýrken küçük bir miktar parayý aldý. Gören oldu mu diye çevresini kontrol ederken komiserin selamýný iletti. BÝr kaç kahvehane daha dolaþtýktan sonra sýrasýyla bazý manavlara, kasaplara, bakkallara girdi. Yapmacýk, babacan gülüþ tarzýný sürdürürken komiser Hamdi'nin selamýný esnaflara sýklýkla hatýrlatýyordu.

Buna raðmen bir çok yerden de eli boþ çýktý. Sonunda elinde iki poþetle karakolun önüne geldi. Az önce nöbeti devralan polisin sert bakýþlarýyla karþýlaþtý. Poþetleri gören nöbetçi polis kin ve nefretle bekçiye tekrar baktý. Bekçi bozuntuya vermeden içeri girdi. Komiserin odasýna girdiðinde bir tartýþmaya istemeden þahit oluyordu.

"Suat bu kahvecileri çok þýmarttýnýz, sabahtan akþama kadar kumar oynatýyorlar, üç kuruþ istediðimizde onu bile çok görüyorlar. Ben anlamam arkadaþ, her kahveci adam gibi haftalýðýný verecek. Vermeyenin kahvesini basýn, oyun alýn, zabýt tutun, kapatýn kardeþim."

"Ama komiserim ben de söylüyorum devriyelere dinleyen yok ki. Benim ne kabahatim var."

"Bir daha söyle, iþini doðru dürüst yapmayaný akþama kadar nöbete dikerim. Söyleyin kahvecilere kumarýn vergisini biz tahsil ediyoruz. Kalýn kafalarý bunu da mý almýyor. Sen çýk bakayým."

Kýpkýrmýzý bir suratla odadan çýkan memur nöbet tutan polis gibi bekçiye ve elindeki poþete kýzgýnlýkla baktý. Bekçi bazý esnaflarý þikayet ederken, mal verenleri vermeyenleri isim isim söyledi. Komiser baþýný sallarken farkýnda olmadan küfür de ediyordu.

"Demek rakýyý kurtaramadýn, pekala nezarethanede kimler var?"

"Yaþý tutmayan bir hýrsýz çocuk var. Kuruyemiþçiyi soymuþ. Ýki tane de þüpheli þahýs var komiserim."

"Poþetleri mutfaða koy. Nezarethaneyi aç da þu puþtlara bir bakayým."

Odadan hýzlý adýmlarla çýktý. Karanlýk nezarethanenin, mazgal deliðinden süzülen ýþýkla yerde oturan üç kiþiyi gördü. Anahtarý çevirerek kapýyý açtý. Bekçi adamlara gülüyordu. Üçü de þaþkýnlýkla korku içerisinde baktý.

"Ýyi akþamlar beyler, Allah rahatlýk versin. Bir arzunuz, bir isteðiniz var mýydý acaba."

Bekçinin samimi, güven dolu sözleriyle çocuk hýrsýz titreyerek konuþtu:

"Abi çok sýkýþtým, tuvalete gidebilir miyim."

Bekçinin gülen yüzü bir anda karardý. Öfkeyle baðýrdýðýnda nezarethane adeta çýnladý.

"Çabuk ulaaaaan yavþaklarrrr, hemen esas duruþa geçin komiserim geliyor."

Üçü de panikle ayaða kalktý. Esas duruþa geçti. Komiser dev cüssesiyle nezarethanenin kapýsýnda dikildi. Kemerini, göbeðinin seviyesine çekerken üç zanlýya dikkatle baktý. Bu arada eliyle aletini düzeltiyordu.

"Suçunuz ne ulan sizin."

Otuzlu yaþlarda görünen iki adam heyecanla, ayný anda cevap vermeye çalýþtý:

"Komiserim biz iki arkadaþ Topçular da, tekstil atölyesinde çalýþýyoruz. Ýþ çýkýþý ekip otosu bizi sokakta aldý. Kimliklerimiz yokmuþ. Ýþ yerimizin telefonu burada, inanmýyorsanýz arayýn. Bizim bir suçumuz yok."

Komiser firmayý tanýdý. Az da olsa vicdaný sýzladý. Ýki tane zavallý iþçiyi boþ yere almýþlardý. Ýstese sabaha kadar bu iki adamý tutardý.

"Üstünüzde ne kadar para var."

Sessizlik oldu. Bir tanesi cevap verdi:

"Benim yok komiserim."

Sanki gök gürlemiþti. Komiserin baðýrmasý ile son konuþana vurmasý bir saniye bile sürmedi. Dev pençeyi yiyen kýsa boylu, zayýf iþçi boylu boyuna yere uzandý.

"Paranýz yok he. Ulan burasý hayýr kurumu mu ibneler. Parasýz ne iþiniz var ulan karakolda."

Diðer iþçi panik halinde elini cebine sokarak bir miktar para çýkardý.

"Benim var abi, yeni avans almýþtým, elli liram var" dedi güçlükle titreyerek.

Komiser Hamdi bir anda yumuþadý. Ses tonu daha da yumuþaktý.

"Güzel, çok güzel.. Sen hemen koþar adým karþý büfeden bir büyük raký al. Kemal sonra bu ikisini býrak gitsin. Senin suçun neydi?"

Hýrsýz çocuk korkudan altýna iþiyecekti. Öyle bir titriyordu ki diþleri birbirine vuruyordu, konuþamýyordu.

"Konuþsana ulan, dilin yok mu senin"

"Abi evden kaçmýþtým, bir daha yapmayacaðým, karným açtý, sadece camý kýrýp bir karton sigara aldým. Ekmek kuran çarpsýn bir daha yapmayacaðým."

"Demek hýrsýzsýn. Seninle gece görüþeceðiz. Geceye hazýrlan, kapat kapýyý Kemal, ben odamdayým."

Nezarethane kapýsý kapandýðýnda yalnýz kalan hýrsýz çocuk yere diz çökerek aðlamaya baþladý. Bekçi baþý iþçiden rakýyý aldýktan sonra, ikisini de serbest býraktý. Köfteyi yoðururken sevdiði bir türküyü söylüyordu.

"Uzun ince bir yoldayým, gidiyorum gündüz gece, gündüz gece, vay vay vay"

Komiser Hamdi hayretle ona bakýyordu. Bu sineðin niyeti neydi acaba. Kasten mi bu lambanýn etrafýnda dönüyordu. Eski görev yerleri daha da güzeldi. Allahýn belasý bu ilçeye nasýl da düþmüþtü. Tayin torpil yaparak Beyoðlu ilçesine kapaðý atmýþtý. Atmýþtý atmasýna da, fazla yediði rüþvetler dikkati çekmiþti. Para, hayat, Beyoðlu ilçesindeydi. Þikayetler onu Ýstanbulun en sürgün yeri olan Eyüp ilçesine fýrlattý. Kapý çalýndýðýnda eski anýlarýndan çýktý. Bekçibaþý huzursuzdu. Ýki kolunu sývamýþtý. Ýki elinde de kýyma, maydonoz artýklarý vardý.

"Komiserim ekip yine adam getirdi ne yapalým."

"Allah kahretsin, bir rahat oturamayacaðýz þurada, kim yahu bu ekibin þefi." Bekçibaþý sýrýttý.

"Komiserim meslekte yeniler. Kolejliler, ondan çok çalýþýyorlar."

Kýzgýnlýkla baþýný salladý.

"Çalýþsýnlar, çalýþsýnlar. Ýlerde göreceðim ben onlarýn meslek aþkýný. Puþtlar.. Çaðýrýn þu ekibin þefini."

Bir polis içeri girer girmez selam verdi.

"Ýyi akþamlar komiserim, kimliði olmayan bir þüpheli þahýs ile parkta esrar içen bir kiþiyi aldýk. Üzerinde de yarým plaka esrar çýktý."

Ekip þefi raporunu verirken, komiser ona nefretle bakýyordu.

"Tamam tamam, teslim yazýsýný Suattan al. Unutmadan söyliyeyim, kendinizi fazla yormayýn, bu memleketi sizin ekip kurtarmayacak herhalde, anladýn mý."

Ekip þefi þaþkýnlýkla selam vererek tekrar odadan çýktý. Gece yarýsýna doðru karakol sessizliðe büründü. Bir odada bekçibaþý Kemal, komiser Hamdi vardý. Masa üzerinde kirli tabaklar, son kalan raký kadehleri varken, ikili koyu bir muhabbete dalmýþtý. Diðer bir odada ise iki masada bekçiler, polisler, kaðýt oynuyordu. Yazýcý polis memurunun daktilo sesinden baþka ses duyulmuyordu. Karanlýk nezarethanede ise hýrsýz çocuk ve iki adam gergin bir halde düþünüyordu:

"Ah ulan ah, ne eþeklik be. Ne iþin var parkta, böyle kerizlemesine yakalanýrsýn iþte."

Kýsa boylu zayýf, esmer adamýn konuþmasýný diðerleri sessizce dinliyordu. Uzun boylu, pala býyýklý olan þüpheli þahýs sordu:

"Senin suçun ne birader"

"Esrar abi esrar. Bir müþteri parkta bekliyordum. Beklerken dayanamadým bir tek kaðýtlý içeyim dedim. Birden zarbolar ensemde dikilse mi. Ulan kurnazýz diye geçiniyoruz bir de.. Sarýgölde bana Ýstavrit Yaþar derler. Herkes tanýr beni sayýn abim. Duyanlar bu eþekliðime amma da gülecek. Karizmayý çizdirdik abicim, çizdirdik."

"Benim de kimliðim yok diye aldýlar, ne zaman býrakýrlar biliyor musun"

"Sabah býrakýrlar abicim, baþka da bir þey olmaz. Ben nasýl yýrtacaðým onu düþünüyorum. Yine paspas gibi ezecekler. Adalet mi bu, ah ulan ah Yaþar dayaðý ye de aklýn baþýna gelsin þerefsiz.."

Bir köþede, gazete kaðýdý üstünde oturan hýrsýz çocuk iki adamýn konuþmasýný korkuyla dinliyordu.

"Þey, abi, beni ne zaman býrakýrlar"

Yaþar hayretle baktý.

"Senin suçun ne koçum?"

"Þey, abi evden kaçmýþtým, kuruyemiþçinin camýný kýrmýþtým."

"Eee sonra"

"Bir karton sigara aldým."

"Koçum hýrsýzsýn iþte, utanmana gerek yok. Esrar satmak istersen beni ara çýktýðýnda. Ne býrakmasýndan bahsediyon. Paketsin, cezaevi yolcususun. Sorguya aldýlar mý seni."

"Yok abi komiser dedi ki gece görüþeceðiz."

"Ezicekler oðlum, iþ isteyecekler senden. Yaþýn da tutmuyordur senin. Ama farketmez, tutsa ne olur; tutmasa ne olur."

Çocuðun kalbi þiddetle atýyordu. Aðzý burnu iyice kurudu. Þüpheli þahýs da korkmuþtu. Yaþar saatine tekrar baktý.

"Yandýk aga saat bir, üçe doðru bizi alýrlar. Ah ulan Yaþar senin ben ecdadýný..."

Endiþe, korku, nezarethanenin sidik kokusu, rutubet, nem, sýcaklýk üç adamý da gittikçe boðuyordu. Zaman, dakikalar, saatler iþkence gibiydi. Komiser Hamdi saatine bakarken koltuðuna oturmuþtu. Tavana, lambaya, sineðe bir kez daha baktý. Ýnatçý yaratýk oradaydý. Odaya bir polis memuru girdi.

"Komiserim dükkaný soyulan kuruyemiþçi geldi, sizinle görüþmek istiyor.."

"Ýfadesini vermiþ ya daha ne istiyor, çabuk gelsin, ne karýn aðrýsý varmýþ bakalým."

Altmýþ yaþlarýnda, gözlüklü, zayýf bir adamý içeri aldýlar. El pençe esas duruþta olduðu halde, sanki þikayetçi deðil de bir sanýk gibi titriyordu.

"Ýyi geceler komiserim rahatsýz ettim. Düþündüm de siz de uygun görürseniz sigarayý çalan kiþiden davacý olmayacaðým."

Þok geçiren komiser Hamdi adamý azarladý:

"Neee, hem þikayetçi oluyorsun; hem de þikayetini geri alýyorsun, söyle bana neden"

"Komiserim çocuk buralýymýþ, araya tanýdýklar girdi. Yaþý da tutmuyormuþ, bir cahillik yapmýþ iþte. Babasý annesi rica etti. Üstelik bu semtin eski insanlarý, kýrýlan camýn, sigaranýn parasýný ödediler."

"Kes, yeter, bana bak efendi, sen burayý bakkal dükkaný mý zannettin. Yýlanýn baþýný küçükken ezicen ki ilerde seni sokmasýn. Bu bir.. Ýkincisi de karakolu oyalamaktan, iþlenen suçu örtbas etmekten dolayý hakkýnda iþlem yaparým haberin olsun. Çabuk dýþarý çýk."

Yaþlý adam korkudan titriyordu.

"Özür dilerim komiserim, siz bilirsiniz."

Karakolun karþý kaldýrýmýnda, bir kadýn ile erkek bekliyordu. Ýhtiyar aðýr adýmlarla yanlarýna gitti. Sesi de titreyerek çýktý.

"Kusura bakmayýn, elimden geleni yaptým. Olmadý, çok üzgünüm."

Arkasýný dönerek yürüdü. Kadýnýn gözünden yaþlar süzülüyordu.

Nezarethaneye doðru yaklaþan ayak sesleri, üçünün de tüylerini diken diken etti. Dönen anahtar sesi ile paslýu kapý açýldý. Sarhoþ gözleri gülüyordu. Bekçibaþýnýn yanýnda iki genç polis vardý.

"Hayýrlý akþamlar rahatsýz olmayýn, keyfinize bakýn. Misafir umduðunu deðil de bulduðunu yermiþ. Hýrsýz bey lütfen teþrif eder misiniz iki lafýn belini kýralým."

Kapýyý kapattýlar. Tuvaletin yanýnda duran baþka bir kapýyý açtýlar. Karakolun bodrum katýna inen merdivenleri, düþük voltlu bir ampül aydýnlatýyordu. Çocuk bayýlmak üzereydi. Hýrsýz çocuk önde, bekçibaþý ve iki polis merdivenlerden indi. Hýrsýz titrerken, etrafýna da dehþet dolu gözlerle bakýyordu. Duvarda kancalar, kayýþlý sopalar, siyah bir makine, yanýnda çevirme kolu, kablolar, çeþitli kalýnlýklarda sopalar, su hortumu gibi çeþitli aletler vardý. Yerde ise eski çürümüþ kan lekeleri görünüyordu.

"Bana bak aslaným þimdi nereleri soydun, baþka suç ortaklarýn var mý, çevrende bildiðin bu iþi yapanlarý, hepsini bize efendice anlat. Ne bizi üz, ne de biz seni üzelim tamam mý koçum."

Hýrsýz çocuk aðlýyordu.Yalvardý..

-- Abi ekmek kuran çarpsýn ben hýrsýz deðilim. Hayatýmda ilk kez sigara çaldým, karným açtý. Yemin ediyorum baþka bir þey yapmadým--

Bekçibaþý falaka sopasýný aldý. Ýki polise nasýl tutulduðunu gösterdi. Yalvarmalara karþýlýk üçü de gülümsüyordu.

"Çorabýný çýkar, yere otur, ayaklarýný kaldýr."

Falaka sopasýný ayaðýna taktýlar. Ýki polis falaka sopasýnýn ucunu tutarken bekçibaþý jopu eline aldý.

"Son kez söylüyorum konuþ."

Ayný yeminler, ayný yalvarmalar arasýnda jopu indirdi.

"Konuþ ulan konuþ, nereleri soydun. Yenimahallede ki tekel bayisini sen mi soydun?"

Hýrsýz çocuðun feryatlarý, küçük sorgu odasýnda yankýlanýrken jop peþpeþe yankýlanýyordu. "Ah tamam abi" dediðinde bekçibaþý durdu.

"Pazardan portakal çalmýþtým, okul kantininde gazozlarý ve bisküvileri bir sýnýf arkadaþýmla birlikte çalmýþtýk."

"Onlar ufak iþler, baþka, baþkalarýný anlat. Konuþ ulan konuþ."

Bekçibaþý artýk bilinçsizce vuruyordu. Karýsýndan þüpheleniyordu. Sorunu vardý... Vurdu... Köydeki tarlasýna abisi el koymuþtu.... Vurdu...

"Konuþ ulan, konuþ."

Oðlu da bunun gibi evden kaçýyordu. Belki o da onun gibi hýrsýzlýk yapýyordu.... Vurdu...
Çocuk bayýlmak üzereydi ki polislerden biri bekçiyi uyardý.

"Tamam görmüyorsun birþey olsaydý söylerdi, baþýmýz derde girmesin."

Ayaða kaldýrdýlar. Çocuðu aklýna geldiðinden olacak ki biraz duruldu. Bir elini çocuðun omuzuna koydu.

"Bak evladým benim de senin yaþýnda bir oðlum var. Kusura bakma o puþt aklýma geldi, biraz fazla vurdum. Ama sana þunu söyliyeyim, asýl büyüdükten sonra beni anlayacaksýn. Sen de ilerde baba olacaksýn. Diyeceksin ki iyi ki bekçi baba beni dövdü de aklým baþýma geldi. Nedir ulan o yaptýklarýn. Yok sigara çaldým, yok gazozmuþ, portakalmýþ.. Evladým madem bu iþleri yapacaksýn büyük oyna. Banka soy, kuyumcu soy.. Soy ki kendini kurtar. Buraya geldin mi de sana paþalar gibi hürmet ederiz. Bize de faydan olur, üç beþte biz nasipleniriz. Olur mu koçum, dediðim gibi büyük iþler yap, büyük oyna.. Tamam mý koçum. Bu bekçi babanýn nasihatleri de kulaðýna küpe olsun. Hadi ayakkabýlarýný giy. Geçmiþ olsun..."

Hýrsýz çocuk þaþkýnlýkla, korkuyla, gözleri patlamýþ bir þekilde dinliyordu.

"Tamam bekçi baba tamam dediðini unutmayacaðým, söz veriyorum."

---- Haziran 1991 ---

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: varya..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
7 Mayýs 2010
þöyle alacaksýn eline kýzýlcýk sopasýný bir güzel gireceksin bu bekçiye yer yemez misin ,aðzýný burnunu kýracaksýn görecek dayak atmanýn iþkencenin ne olduðunu / bu sefer mazo yanlarým açýða çýktý ne analizi ne bilimsel izahatý , iyi mi ustam gidip sopayý alýp geleyim ...

:: Türkiye Gerçekleri
Gönderen: Cahit KILIÇ / , Türkiye
6 Mayýs 2010
Þenol Bey, bütüm çýplaklýðýyla Türkiye gerçeklerini, fazla kelime kalabalýðýna boðmadan sade bir dille göz önüne seriyor. Þimdi statikocular yukarýda anlatýlanlarý aþmayalým, adam gibi bir hukuk devleti olalým çabalarýnýn tekerine çomak sokuyorlar. Ve görünürde de güya onlar ilerici, statikoyu yýkmaya çalýþanlar ise gerici. Biz ne iflah oluruz ne de ýslah... Allah sonumuzu hayreyler inþallah.Teþekkürler Þenol Bey, yüreðinize saðlýk.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Köpeklerin Aþký
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanýn Ýsyaný
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
Ýþsiz ve Öfkeli

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.