Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Oysa Yüce Allah Kur’an’da, tüm Müslümanlarýn birlik olarak "birbirlerine kenetlenmiþ bir bina gibi" (Saff Suresi, 4) yaþamalarý gerektiðini haber verir, “Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn...” (Ali Ýmran Suresi, 103) buyruðuyla da birlik ruhu içinde hareket etmelerini ister. Birlik olmamalarý halinde ise, güçlerinin azalacaðýný, “Allah’a ve Resulü’ne itaat edin ve çekiþip birbirinize düþmeyin, çözülüp yýlgýnlaþýrsýnýz, gücünüz gider. Sabredin. Þüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46) ayetiyle haber verir. Bu ayet, günümüz dünyasýnda Müslümanlarýn neden yeterince güçlü olmadýklarý sorusunun da cevabý. Cevap; “birlik ruhu içerisinde olmamak”. Oysa Müslümanlar birlik olsalar; Ýslam ülkelerini kalkýndýrmak, zulüm görenlere yardým etmek ve onlarý korumak için gereken fikir mücadelesini yapmak, Kur’an ahlakýný tüm dünyaya teblið etmek, Ýslam adýna ortaya çýktýðýný iddia eden sapkýn terörist akýmlarý engellemek, bilim, sanat ve kültür alanýnda geliþme kaydetmek gibi pek çok baþarýyý- Allah’ýn dilemesiyle- kazanabilirler. Kur’an ahlaký gereði tüm farklýlýklara raðmen ýrký, dili ya da mezhebi ne olursa olsun tüm Müslümanlar kardeþtir. Bütün Müslümanlar ayný Allah’a ve peygambere iman eder, ayný Kitabý okur, ayný kýbleye yönelerek namaz kýlar ve ahirette ayný güzel karþýlýðý umarlar. Her Müslüman; cinayet, zulüm, hýrsýzlýk, sahtekarlýk, sapkýnlýk gibi günahlara karþýdýr ve ayný ahlaki deðerleri savunur. Ýnananlarýn Sorumluluðu Samimi mümin, çevresinde yaþanan olaylara karþý duyarlýdýr. Allah yolunda olan ve O’na teslim olmuþ bir insan, yeryüzünde iyiliðin temsilcisidir. O halde zulüm ve teröre karþý tepkisiz kalamaz. Müslüman, suçsuz insanlarý katleden terörün, gerçekte en büyük düþmanýdýr. Çevrelerindeki olaylar kendi çýkarlarýna dokunmadýðý sürece rahatsýzlýk duymayan kimseler, Kur’an ahlakýnýn kazandýrdýðý özveri, dostluk, dürüstlük ve yardým anlayýþýndan yoksundurlar. Yaþamlarý boyunca, insanlýðý bekleyen tehlikelerden habersiz, nefislerinin bencil tutkularýný tatmine çalýþýrlar. Oysa Allah, iyilik yapan, çevresine hayýrlý ve olaylara karþý ilgili olan, insanlarý doðru yola çaðýran bir ahlaký tavsiye eder. Söz ettiðimiz bu farklý insanlar bir Kur’an ayetinde þu þekilde tarif edilir: "Allah þu örneði verdi: Ýki kiþi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir þeye gücü yetmez ve herþeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayýr getirmez; þimdi bu, adaletle emreden ve dosdoðru yol üzerinde bulunanla eþit olabilir mi?" (Nahl Suresi, 76) Ayetteki gibi ‘dosdoðru yol üzerinde bulunan’, Allah’tan korkup sakýnan, deðerleri önemseyen, ülkesine ve insanlýða hizmeti görev edinen bir insan, yaþadýðý topluma büyük yararlar getirir. Bu nedenle insanlarýn gerçek dini öðrenmeleri ve Kur’an’la bildirilen üstün ve güzel ahlaký yaþamalarý son derece önemlidir. Bu insanlar Kur’an’da, "Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleþtirir, iktidar sahibi kýlarsak, dosdoðru namazý kýlarlar, zekatý verirler, ma’rufu (güzel olaný) emrederler, münkerden (çirkinden) sakýndýrýrlar. Bütün iþlerin sonu Allah’a aittir." (Hac Suresi, 41) ayetiyle tanýmlanýrlar. Allah’ýn buyruklarýný yerine getiren, Kur’an ahlakýný dikkatle uygulamaya çalýþan, dünyayý yaþanýlacak güzel bir yer haline getiren, barýþý ve huzuru hakim kýlan insan samimi mümindir. Ve hedefi Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak amacýyla iyilik ve hayýr yapmaktýr. Bir Kur’an ayetinde Rabbimiz müminlere þöyle buyurur: "... Allah’ýn sana ihsan ettiði gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanlarý sevmez." (Kasas Suresi, 77) Ayette de belirtildiði üzere Allah müminlerden güzellik ve iyilikte bulunmalarýný, bozgunculuktan kaçýnmalarýný ister. Ýyilikte bulunanlarý "... Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katý vardýr..." ayetiyle müjdeler, kötülükte bulunanlarý ise "... kim bir kötülükle gelirse, onun mislinden baþkasýyla cezalandýrýlmaz ve onlar haksýzlýða uðratýlmazlar." (Enam Suresi, 160) ifadesiyle uyarýr. Ýslam dini, terörün her türlüsüne karþýdýr ve henüz eyleme dahi geçmeden, düþünce aþamasýnda terörü engeller. Toplumda barýþ ve adaletin saðlanmasýný emreder ve insanlarý fitneden, kargaþa ve bozgunculuktan sakýndýrýr. Gerçek adalet, insanlar arasýnda hiçbir ayrým yapmadan adaletle hükmetmek, zulme asla rýza göstermemek ve mazlumun yanýnda olmaktýr. Sahip olduðu Kur’an ahlaký ölçüsünde ön yargýsýz, tarafsýz, dürüst, hoþgörülü, merhametli olan kiþi, duygularýnýn etkisinde kalmayacak, her durumda doðrudan yana olacak ve Nisa Suresi’nin 48. ayetindeki gibi, "insanlar arasýnda hükmedildiðinde adaletle hükmedilmesi " buyruðuna uygun adaletle hükmedecektir. Yüce Allah’ýn emrettiði adalet, dil, din, ýrk ve etnik köken ayýrt edilmeden, tüm insanlar arasýnda eþit uygulanacaktýr. Günümüzde insanlara ýrklarý ya da tenlerinin rengi nedeniyle zalimce ve adaletsizce davranýlmaktadýr. Kur’an’da ise bu farklýlýklarýn yaratýlýþýndaki hikmet, insanlarýn birbirleriyle tanýþmalarý olarak bildirilir. Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir diþiden yarattýk ve birbirinizle tanýþmanýz için sizi halklar ve kabileler (þeklinde) kýldýk. Þüphesiz, Allah Katýnda sizin en üstün (kerim) olanýnýz, (ýrk ya da soyca deðil) takvaca en ileride olanýnýzdýr. Þüphesiz Allah, bilendir, haber alandýr. (Hucurat Suresi, 13) Aydýnlýk bir gelecek için, Kur’an ahlakýnýn özünde olan birlik ve kardeþlik ruhunun yaþatýlmasý son derece önemlidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), "Size iki þey býrakýyorum onlara sýmsýký sarýldýkça asla dalalete düþmeyecek ve sapýtmayacaksýnýz; Kur’an ve sünnetim" sözleriyle Müslümanlara uymalarý gereken yolu gösterir. Bizlere düþen bu yola uymak ve Allah’ýn þu buyruðunu unutmamaktýr: Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn. Ve Allah’ýn sizin üzenizdeki nimetini hatýrlayýn. Hani siz düþmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasýný uzlaþtýrýp-ýsýndýrdý ve siz O’nun nimetiyle kardeþler olarak sabahladýnýz. Yine siz, tam ateþ çukurunun kýyýsýndayken, oradan sizi kurtardý. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açýklar. (Al-i Ýmran Suresi, 103)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |