Yalancı Bahar
Sensiz bahar mı gelirmiş, sen varsan bahar... sensiz hayatımda kara kış var...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Sensiz bahar mı gelirmiş, sen varsan bahar... sensiz hayatımda kara kış var...
Önce Tanrı öldü, sonra söz; sıra insanda...
Post-modern algı yasaları, Batı felsefesinin intiharı'nın katilleri tarafından bir tür silah olarak küreselleşen medya aracılığıyla bütün dünyanın alnına dayanmıştır. Oysa post-modern felsefenin önderleri sayılan düşünürler ve düşüncelerinin, insanın yok edilmesine dair bir silah üretmedikleri ortadadır. Onlar, sözün düşünceyi değil,
Her bir mahluk dile gelirmiş zamanla, zamanla oturturmuş bedeni tren rayına, intiharı trenin ışığında isyanı trenin sireninde bulurmuş.
Bir mahluk ki içip içip sabahlara kadar sabahın derin sessizliğinde kendini bir kaçak hisseder, ki zaten bir kaçaktır; sevgidir sevgiden kaçar insandır insandan kaçar korkaktır kendinden kaçar kendini
Her zamanki gibi yorucu bir gundu ve isten cikmistim. Telefonum caldi. Bulentti arayan Aramiz bozuk diye acmasam mi diye tereddutte kaldim ama ayip olmasin diye acmaya karar verdim. Bir iki hal hatir muhabbetinden sonra Onun vefat ettigini soyledi.
Aynılıklar, insanın duyumsadığı şaşırtan farklılıklar nedeniyle kendisini araştırmaya iten sorularının tükenmesine; sonuç olarak, soru geleneğini kaybeden insanın, olanı-biteni sorgusuzca kabul etmeye alışmasına sebep olmaktadır. Görünen o ki, küresel anlamda farklılıklarla beslenen geleneğin yerini; bir tür yasa kabul edilen, üstelik sorgulanmaksızın uygulanmasını ve şekline riayet edilmesini bekleyen ritüelleri de
Hayat işte, karanlıktan sonra aydınlığa varacak, bilinmezliklerdeki bilineni hep arayacak, hayallerden asla vazgeçmeyecek, yine bekleyecek ve yine bekletecek. Hayat işte…
Madem ki durdurulamıyordu zaman, duygularının coşkun ırmağında akıp gitmesini sağlayacaktın. Bir ilki daha yaşayacak ve ilk defa aşkı tende öldürecektin…
Kitapta, baştan sona Ömer Faruk Hüsmüllüye ait özlü sözlere yer verilmiş. Yayımlanmış bu tür başka bir eserin var olup olmadığını bilmiyorum. Görüp duymadığım için ülkemizde, sahasında ilk kitaptır diyebilirim.
Dillerden düşmeyen şiirlerin ünlü şairi Bekir Sıtkı Erdoğan için, İstanbul Beyoğlu’nda Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde 7 Ocak 2010 Cuma günü, ESKADER ve İSTANBUL KÜLTÜR A.Ş. işbirliğiyle gerçekleştirilen tarihî bir saygı gecesi yaşandı.
Aşkta ne mutlu olmak şarttır ne mutsuzluk! Kendi bildiği yollarla gelip yerleşsin hayatımıza, bize katacağını katsın ve gitmek istediği zaman da lütfen bırakalım gitsin. Zorla elde tutulmaya çalışılan her şey gibi, aşk da, baskıyla yüreğe oturtulduğunda anlamsızlaşıp değersizleşiyor.
Bu denemeler tutunamayan bir insanın ama hayata sevgiye ya da dostluğa değil düzene tutunamyan bir insanın kendisine iç dökmeleridir.