Affet...
Mühürlerinde yüreğimin zincirlerini kırdığım boynu bükük sevdiğim, gidişine ağlayamadığım, gelişine sevinemediğim, belki hep düşlediğim, belki hiç elde edemediğim.
"Hayat bir kitaptır, aptallar sadece arka kapağı okur." – Oscar Wilde"
"Hayat bir kitaptır, aptallar sadece arka kapağı okur." – Oscar Wilde"
Mühürlerinde yüreğimin zincirlerini kırdığım boynu bükük sevdiğim, gidişine ağlayamadığım, gelişine sevinemediğim, belki hep düşlediğim, belki hiç elde edemediğim.
Yüreğime dokunan yüreğin, bütün benliğimi kor kor yakacak ve içli bir kemanın tellerinde dile gelen nağmeler gibi yüreğim çaresizce sızlayacak.
Saçların değiyordu galiba omuzlarına, üzerinde çiçekli bir elbise vardı, hiçbir kadına yakışmazdı senin üzerinde olmasaydı. Bir elin yumruk olmuş yanağındaydı, diğer elin kucağında, gözlerin vardı rengi gelmiyor aklıma, o kadar güzeldi ki eritiyor beni hala hatırlamaya çalıştıkça.
Şimdi ayrılığın derin zamanlara vurulmuş prangalar gibi.Çehremde çözümü zor bilmeceler.Enginliğin, derinliğin esrarı bakışlarımda.İçimde uykusu olmayan geceler....
Git demesi gerekirken insanın, neredeyse gitme diye yalvaracak olması ne garip, bana gittiğini söyleyen gecenin yalancı olduğunu, gitti artık(!) diyen dostlarımın birer düşman olduğunu düşünmek ne garip. Sana sarılmadan uyuduğum gecelerin ömrümden sayılmadığını düşünmek ne garip. Aldığım nefeslerin içinde oksijen değil, sensiz geçen her dakika içini yüreğime lanet
anlatabilmek seni... en yüklü duygularla yaşanmış sevdaların, yanında ancak keleme kalabilecek büyüklüğünü anlatabilmek...
Benim olmayan bir masal kahramanım vardı… Masaldaki gibi öperek uyandırsın istemiyordum! Tam tersi elleriyle gözlerimi kapatsın istiyordum. Gözlerimi kapatsın ve ona yaslanarak uyuyayım. Hem de öyle bir uyku olsun ki bu , sonsuza dek sürsün
Umut ektiği tarlalar kuruduğunda, ölesiye susuzluk çeker insan. Hayat çoğu zaman seyrini ve hızını değiştirmeyen bir Doğu Ekspresi trenine benzer: Usul, gürültülü, yavaş… Ölüme doğru akıp gittiğini düşünürüz zamanın; ta ki o gelene kadar.
O diyorum. Adını söylemekten korkuyorum nedense. Dudaklarım kanar, yüreğim sızlar sanıyorum. Sonra
Aşktan, umuttan, kendinden vazgeçmiş insanları düşününce, onlar adına üzülüyorum.Oysa; Aşktan , umuttan hele de kendinden vazgeçmek nasıl da hastalıklı bir hadise
nedense hep güzel şeyler için geç kalırız yada kalmak zorunda bırakılırız ama bari bir kez olsun geç kalmayalım
Güneşin sıcaklığını yansıtarak belki buralardan aynı sıcaklığı seninde hissetmen temennisiyle kuruyorum cümlelerimi
Şiddetli bir şimşek çarptı.Birkaç saniye sonra Yağmur başladı. Ağaçlar ağlıyordu, gökyüzü ağlıyordu,boynumdan yükselen ses küçük bir kızın çığlıklarıydı. Balkona inşaat sesleri damlıyordu. Birileri kulağımın dibinde hiç durmadan, acımasızca bir kağıdı parçalıyordu,göğsümden kedi sesleri yükseliyordu. Tüm bu ses karmaşasına yenik düşüp, kalemi bıraktım.
Reçetesi 24 saate uzatılmış bir ömür tıkanıklığı bendeki. Sendeki duyarsızlık yaşımın yargısız infazı.
Çocuklar çiçektir, okullarımızın, evlerimizin vazgeçilmez süsleridir. Her çocuk toprağın bağrında açan bir çiçektir. Kimse çiçeklerin daha az renkli olduğunu söyleyemez. Güllerini budayıp, dikenlerini besleyemezsiniz.
Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim, gözlerimdeki yanardağlar söner, gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın...