Gözlerinin gölgesinde Ankara;
Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun…
Cezmi Ersöz
Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun…
Cezmi Ersöz
Zarif bir çiçeğin renklerinde kırmızı dudakların vardır. Bahar dudaklarında şen şakrak kahkahadır. Güldüğün kadar mutlusundur, ağladığın kadar esir. Bırak koyuver gözyaşlarını, sevgilinin adı silinip gitsin. Seni güneşe muhtaç eden, gece karanlığında yıldızlara esir eden sevgili tüm yağmurları yüreğine doldurup da, sana üşüme bırakırsa, uzattığın ellerini geri çek.
Bir his var içimde yüreğimin derinliklerinde yüreğimin kapılarını zorlayan ve git gide artan , artıkça da huzursuzluk veren bir his.Nedeni de özlem... Özlüyorum sürekli, her dakika, her saniye. Sevdiklerimi, geçmişimi hayatımı, hayatıma sahip olan sevdiğimi. Geleceğimi özlüyorum.Hiç yaşanmamış olmasına rağmen.
Bazen çekilmeliyiz içimizde ki Hiraya uzakta yağan yağmuru, yakında kavrulan çölü ve ötedeki sesi dinlemeliyiz.
bU gece almamalıyım çığırtkanlığımı dile…isyanlarımı yutmalıyım su gibi…ne zaman ansam seni,, yüreğime düşsen,, dilime sürçse adın,, dua olsan ne zaman dudaklarımda ben öksüzleşirim…
Yetim kalırım satırlarda…
((NE DUYGULAR VARDIR,,ANLATILAMAYAN, SADECE ANLATILMA ÇABALARINA MAHKUM KALAN...ne aşklar vardır,,satırlarda yaşanmak zorunda kalan....)))
Biriciğim herşey sensin ve herşeye sen layıksın. İyiki varsın.
Hayat yaşandığı kadardır ve kalplerde sevgiler yaşadıkça da hayat vardır. Sizin hayatınız da var mı???
Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim. Gülüşlerinde hep " sevgi Cennetinin " gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm, gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm. Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum..Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum. Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.. Bu
Sen "hoşçakal" diyorsun bana, dönüyorsun arkanı ya... Bağırıyorum "gitme!" diye... Duysan döneceksin bana, biliyorum...
Duyuramıyorum...
ben agora jiyan'ın helin'inde dediği gibi sensizlik dünde kaldı bugünümde yarınımdasın'ı yaşıyorum....
Boş tencere karın doyurmaz. Bu yüzden tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demem. Boşsun, boşsun , boşsun, bomboşsun. Boşluğunu kapakla örtme. Sana kapak olamam. Ben yarım dönümlük araziyim, sen bir dönümlük arazisin ama bomboşsun. Boşsun, bomboşsun. Aşkı herkes aynı yaşamaz. Yüreğin boştur.
Beni gerçekten inandırmalısın sevilmediğime ve istenmediğime. Ki o zaman bile senden vazgeçtiğim için değil, vazgeçilmiş biri olarak, gölge etmemek için giderim.
Ah sizler! Gözleriyle yaşamı tüketenler, dilleriyle yangınları büyütenler... Sevgiyi kutsarken her sözünüzle, kaba ve hayvani cinselliğe teslim olanlar... Size hassas ve özenle yaklaşanlara isteyerek ( ya da istemeyerek, ne fark eder!) zarar verenler, acı
Kendimi uçsuz bucaksız bir yalnızlığın içinde hissettiğim ve yolların çıkmaz olduğunu düşündüğüm bir zamandı.
Bu satırları ağlayarak yazdım, belki daha çok şeyler yazabilirdim belki kalem elimden bir türlü düşmek istemedi ama bu yazımın böyle sade olmasını istedim...