Sadece Sen Kaldın Geriye Benden
Sen benim ilk cesaretimsin , yazdıklarıma baktımda sen benim nelerimsin
"Yılın en uzun gecesi mi? Benim için her gece uzun, hele bir de yazılacak bir kitap varsa..." – Virginia Woolf"
"Yılın en uzun gecesi mi? Benim için her gece uzun, hele bir de yazılacak bir kitap varsa..." – Virginia Woolf"
Sen benim ilk cesaretimsin , yazdıklarıma baktımda sen benim nelerimsin
Geriye baktığımda seni sevmek ne güzeldi diyebilmeliyim, geriye baktığında seni sevmek ne güzeldi dedirtebilmeliyim. Sana tutamayacağım sözler vermem ama varamadığım gecelerine yıldızlar saçmaya söz veriyorum sevdiğim. Gözlerimin siyaha çalışına inat , ge
Hiçbirşey anlamsız değildir, sen de ben de anlamsız değiliz.Ve söylediğimiz hiçbirşey anlamsız değil, yaşadıklarımız da.
Karların düşmesini bekliyorum ruhumu temizlemesi için. Gözyaşlarımı saklaması için yağmuru bekliyorum ve gelmiyor hiç bir zaman beklediğim. Seni bekliyorum yaşayabilmek için.
Danışmanlığını yaptığım bir çok danışanımın temel sorunlarından birisi zaman programlama konusundaki yetersizlikleri oluyor.
“Zamanım yetmiyor, 24 saat çok az” diyenlerin ardını “ eğer zamanım olsaydı neler yapmazdım” serzenişleri takip ediyor.
“Bir lodos gerek; yeni bir tende vücut bulup, yeniden doğmak gerek; ancak böyle sileriz bu kirlenmişliği” demiştin bana bir gece. İçimiz acıyarak suskunluk oyumuza devam etmiştik.Oysa her ikimiz de biliyorduk ki. İnsan geçmişiyle gelir yaşadı
Kadın ve yaralı kalbi yavaş yavaş, ve tadını çıkarak yürüyordu İstiklal
caddesini. Yanındaki adamın türlü düşünceler geçiyordu kafasından. Adam deli
gibi aşıktı kadına.
Ömrünün yeni yaşı hoş gelmiş... İyi ki doğdun sen...
İşte…
Saat yine gece yarısını devirdi…
Yüreğimin acılarını mantığımın duvarları arasına hapsetmeye götüren kara trenim bugünkü seferine kalkmak üzere… Şöyle bir bakıyorum da; seni tanıdığım günden bu yana birkaç vagon daha arttı bu kara trenin uzunluğu. Daha bir yavaş gitmeye başladı üzerindeki yükün muazzam
Sevgili!..Her seher vakti, çiğ damlaları ile ürpererek uyanan kan kırmızısı güller, dönmedin diye, zemherilerde üşüyen kardelenler gibi boyun büktüler....
Sensizliğin yükü zordu... Çoğu kez karanlıktı ve kimsesiz bir sokak arkası kadar soğuktu.. Üşüdüm be dostum hemde delicesine... Ama korkmadım karanlıktan biliyordum elbet bir ışık parşası vuracaktı yamaçlarıma..
Serkan Karaismailoğlu