Helal Kazanılan Küçük Paralar Büyük Mutlulukla Yeniyor
Helalinden kazanıp helal yemek ne kadar güzel. Böyle bir mutluluk yok...
"Zaman, en iyi yazarın bile son taslağını yazmakta zorlandığı bir editördür." - Terry Pratchett (kurgusal)"
"Zaman, en iyi yazarın bile son taslağını yazmakta zorlandığı bir editördür." - Terry Pratchett (kurgusal)"
Helalinden kazanıp helal yemek ne kadar güzel. Böyle bir mutluluk yok...
Kendin ol, sevdiğini üzme, ülkeni sev, taraf seçme, çözüm yarat ve asla yenilgiden korkma...
100-150 filmde en küçük roller de yer almış. filmlerde ağzını açıp da konuşmamış veya bir veya iki kelime ancak söyleyebilmiş. figüran figüranlığı yapmış. filmlerde istenmeyen, nefret edilen, dikkati çekmeyen kişileri canlandırmış. hep dayak yiyen, kızılan bağırılıp çağırılan kişileri canlandırmış...
Anlatmak istediğimiz, anlatamadığımız ve bir tebessümün ardındaki o sevinçli nida sonrası;
bak ben geldim, yüreğimle geldim, iyi/kötü, hüzünlü/sevinçli, her ne yaşanmışsa ardımda kaldı, bak sanki yeniden doğdum der gibi
Sırların arayışıyla geçen ömürler, kırlangıç kanadında yaşamak gibi, soluk soluğa bir uçuşta...
Fırtınaları önceden bilmek ertelemedi gelişlerini, toprağa serpildik her birimiz, filiz verecek tohumlar gibi...
Varlığa inancınız ve anlama dair arayışınızın hiç bitmemesi dileğiyle. Huzursuz kalın, akılsız kalmayın.
yalnızlaşan ruhumuza ağır gelir yaşamak bazen
alıp başını gidersin gitmek istemediğin yerlere...
Derin bir sonsuzluk rüzgarı, müziğin solgun tınılarına dokundu.. Söylediğin şarkı, kalbindeki hüzne yeni bir ayna tuttu..
Bu, gerçeğin elle tutulur ve birbirinden ayrılamaz parçalarının değişmez armonisiydi aslında..
Şekil değiştiremez ve yaşamın ılık rüzgarlarında kaybolamaz bir gerçeklikti. Göğün ve yerin birbirinden ayrıldığı nokta kadar görünmez,
Görüldüğü gibi bilginin yanlış kişilerin eline geçtiği takdirde insanın zarar görmesi içten değildir. Öyleyse bilginin kölesi olmuşlara dikkat etmek ve önemsememek gerekiyor. Bilgi kölelerin en büyük acısı hesaba alınmamaktır. Bu acı onların yok oluşudur.
Biraz da birbirimize olan dualarımız ile ayakta duruyoruz. Çocuğunuza, eşinize, ana babanıza illa ki dua ediyorsunuz zaman zaman, şunu da deneyin çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza ya da uzun zamandır görmediğiniz uzak bir akrabanıza veya tanıdığınız ve zamanında size kötülüğü dokunmuş bir adama iyi olması için dua edin. ''Dua
Bu dünyadaki, yaşam süremize son noktayı ölüm koyar. Kısa veya uzun bir süre sonunda, er geç her canlı o noktayı kullanmak zorunda kalacaktır, istese de istemese de. Bu noktanın ne zaman, nerede, nasıl konacağı bizim seçimimize bağlı değildir. Madem bu son nokta bizim parmaklarımızdaki kalemin ucunda değil, bizim
Hayat bizi küçük şeylerle mutlu olmaya mecbur eder. Hayatın izin verdiği mutluluğa erişmek için kavrayışımızın kapasitesi önemlidir. Hassasiyetlerimiz, beden sağlığımız, mizacımız saadete erişimin açarı. Bazı insanlar mutsuz olmak için bahane arar. Mutlu olmak için sebep çok bence. Şikâyet etmeye başladığında sonsuz arızalar, eksikler bulmak zor olmasa gerek.
Kimi kaleminin ucunda, kimi sazının telinde, kimi düşüncelerinde yaşar. Yazabilen şiire, romana, besteleyebilen notaya, kimi de yastığına döker içini.
Maddi açıdan zorlandığımız zamanlarda, dostlarımızın ortadan kaybolduğunu, ya hiç kalmadığını, ya da bir iki kişi ile sınırlı kaldığını hepimiz biliyoruz zaten. Gerçek bir dosta sahipseniz eğer, dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz demektir. Paranız varsa, dostlarımız da yanımızdadır, bu nedenle birinci planda maddi açıdan güçlü limanlarımız (birikimimiz) olmalı demek
Bilmem nereden esti? Bu akşam, vakit geç olmadan demledim çayı. Belki de yalnızlığıma çeşni olur diye mi... Elimde içinde mis gibi demli çay, sımsıcak ince belli. Şu an yalnız yudumladığıma bakmayın, yâranla içerim eskiden beri.
\*Gittim, gördüm, gezdim geldim 4G li 3 gün geçirdim. Bu şehir için Sevgi ve Barış kenti denilmesi tesadüf değilmiş, bunu öğrendim. Tarihmiş, turizmmiş, değişimmiş, beyaz altınmış, sanatmış. Evet, gittim, gördüm gezdim ve mutlu geldim Yaslı gittim şen geldim derler ya Öyle oldu Mutlu geldim
Bizler de öyle değil miyiz? Tül görevi gören, sis tabakası oluşturan, davranış ve sözlerimiz bazen yetersiz kalır. Bazende bilgi birikimimiz dışarıya karşı yetersiz durumdadır. Bu anlarda yetersizliğimizin anlaşılması asla kabul edilemez. Hemen zihnimizin kalın keten perdelerini çekeriz: Yani, inatla dogmalarımıza sarılırız.