Tatil Yerleri
İçleri geçmiş onların. Ruh kavramını unutmuşlar. Hayatın hiç bir anından zevk alamayan ölümün onu almasını bekleyen zavallılar!
İçleri geçmiş onların. Ruh kavramını unutmuşlar. Hayatın hiç bir anından zevk alamayan ölümün onu almasını bekleyen zavallılar!
Gerçeğin peşinden koşmaya başladığımız bu zaman diliminden itibaren, yaşam bizim kendi hissettiğimiz, düşündüğümüz ve hayaller kurduğumuz bir mevkie dönüşmüştür. Daha fazla olmasını istediğimiz gibi davranmışızdır. Hayatın gerek ve gereçleri toplumsal bir yaşam biçiminde geliştikçe ve hatta ilerledikçe teknoloji kendi yaşam alanımıza girerek düşündüğümüz, istediğimiz, hayal ettiğimiz ve peşinden
Yıkılan umutların tekrar yeşeriyor, her şey güzel olacak diyorum her şey içimden...
Hani biri gelecekmiş gibi, o pencereden bu pencereye telaş içinde koşuşturmalar içindedir insan Gözleri, aşağıdaki yokuşu arşınlar sürekli. İstem dışı bir tike uğramış gibi ayakları koşuşturup durur devasa evin kendisine dar gelen odalarında. Kulaklar kapıya dayanmış, bir tık sesinin yoğun özlemindedir. Saniyeler zamanı örerken, hep aynı kelime desenlenir
Çağdaşlığın adı var, geçen yılların tadı var. Doğup büyüdüğüm, sokaklarına gözümü açtığım, caddelerinde boy gösterdiğim Ankara'nın eski Ramazanını anlatmak istemiştim.
Saygılarımla.
Insan dogasi geregi kole degildir ve gozleri ne kadar sacma sapan secimlerle uyusturulursa uyusturulsun illa ki birisi gelir ve bazi seylere kafa tutar... Sonu hos olmasa da... Yine de deger.
Cemal Aslan’la ilgili, geçmişimin fotoğrafları gözlerimin önünde bir film şeridi gibi gelip geçti…
Hiçbir karesinde negatif bir poz göremedim.
Güler yüzlü ve gülmesini bilen bir insandı Cemal Aslan. Onun bulunduğu ortamda hep pozitif bir hava eserdi. Çünkü gülmesini bildiği gibi güldürmesini de bilirdi. Mertlik
Çoğu zaman beni cebinizdeki bozukluklarla satın alan sizler… Ya otobüste yolculuk yaparken, ya da ofisinizdeki masaya bırakılmışken, ya da bir kahvehane köşesinde çayı simitle yudumlarken, ya da bir parktaki oturağa sebepsiz bırakılmışken sizlerle haşir neşir oluyorum. Çoğu zaman okunduktan sonra bir köşeye atılırken zamanla ellerinize tekrar geri gelebiliyorum.
İnsani erdemlerin biz insanlar tarafından ne kadarının anlaşıldığı konusunda bir yazı
Ekonomik bağımsızlık yine eli cebinde dolanıyor mahallede, sahipsiz. Evinde yatağından çıkmadı hala İstanbul Borsası.
Öğleye doğru imece ile düzelttiler TL imajını. Bizim oğlan Yeşil Deve karşı.
Tarihin hiçbir zaman geleceği olmayacaksa,eli başında sürekli kırgınlıklarıyla meşgul,buruk bir insan yerine;bugünü iyi,güzel,saygılı,olması gerektiği gibi sevgiye en layık şekliyle hatırlanacak bir insan bırakmak en erdemli olanıdır..
Önyargılarından kurtul insan
Kalbinde merhamete yer aç
Ruhunu zenginleştirmek senin elinde
Zihnini fukaralıktan kurtar!
Bir anda simsiyah gozlerini goruyorum... Ruya oldugunu hemen anliyorum. Kalbim hizlica atiyor ve uyanmak istiyorum. Basaracagim gibi...
kimse demedi ki bana zamanında; “umut etmek ile elde etmek farklı şeyler” diye…
Ne zaman kış ve kar ile ilgili bir yazı yahut şiir görüp okusam, aklıma hep tedbir almak gelir istemsiz Kış gelince insanlar tedbir alırlar yollarda, hanelerde, iş yerlerinde! Kar yağınca araçlar kaymasın diye zincir takarlar sürücüler! Yanlarında takoz ve çekme halatı bulundururlar
Garip bir sevinç dalgası yükselip dururken içimde, hayatımdaki üç erkeğe de şükrediyorum.