Prospero'ya Mektuplar - 6 -
Nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci...
"“Yazarlık, kelimelerle uğraşmak değil, kelimelerin seni uğraştırmasına dayanabilmektir.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle uğraşmak değil, kelimelerin seni uğraştırmasına dayanabilmektir.” – Franz Kafka"
Nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci...
Cam kırıklarıyla doluydu her yer... Tiz bir çığlık ile cam kırılma sesi, müthiş bir ikili sayılabilirlerdi yerine göre. Kaygı dolu bir çift göz, olan bitene kılıf uydurmaya çalışıyordu. Şok kısa sürmeliydi. Öyle de oldu.
Çıplak ayağını tüylü paspasa değdirmeden, temizlik teçhizatlarının olduğu dolabı açtı ve faraş
Peki kazanmak ve ödül? Hiçbir ödül kazanmanın kendisi kadar tatmin edici olamaz gibi geliyor bana. Çoğu yarışmada ödül zaten semboliktir.
Kısa kısa tanımları bir arada topladığım kelimeler yazısı. Yeni kısa tanımlar eklendikçe gelişecek.
Bu mektubu yazdığımda yeni yuvana yola çıkmıştın... Yanına geldiğimde kulağına fısıldayacaktım yazdıklarımı, ama sen beni bekleyemeden uçup gittin. Mektubun sonunda da söylediğim gibi, gittiğin yerde mutlu ol, melekler okşasın başını...
Zorunda kalırsa insan tamamen su ortamında yaşamaya da adapte olabilir.
Ama büyük çaplı, dünyanın büyük kısmının nükleer kirlilik altında kalmasına sebep olabilecek bir nükleer saldırılar zinciri mümkün. Böyle bir zincir herhalde bir günü aşmayan bir sürede olup biterdi. Bu kadar hızlı ve köklü bir olay giyotindir.
Hayatımızda sevdiklerimiz, dostlarımızı da zaman içinde belki kendimize göre değiştiriyoruzdur...
ey yüreğine hüznü eken
ç o c u k!
savur korkularını
kınından kasvet akan yaşama...
Bir anda bir ambulansın sireni, sadece davulun sesini değil, köyün bile nefesini kesiyor. Köye aniden giren yeşil renkli arabaları kimsenin gözü görmüyor. Ambulans saniyeler sonra düğünün ortasına giriyor. Gökyüzü yavaş yavas kararmaya başlıyor. Kuşlar bir anda izini kaybettiriyor. Sonsuzluğa doğru kanat çırpan kınalı kuşlar.. Sonsuzluğun da sonunu hatırlatır
Sakın indirme yumruklarını yüzünden aşağıya diye öğretilirmiş hayat çocuklara, indirme ki aldığın darbe burnunu dağıtmasın. Ama kendi yüzünü korurken öyle bir indir ki yumruğunun birini karşında ki bedenin boş olduğu anda zayıf yanına, devrilsin boylu boyunca, kalkamasın bir daha…
Obama Amerikan seçmeni üzerinden sanırım dünya kamuoyu’na da bir mesaj vermektedir. Verilen mesaj ne olabilir? Amerika’nın son yıllarda izlediği bu şiddet politikalarından artık vazgeçeceği mi? Onca yıkım ve felaketin ardından, kontrol altına alınmış petrol ve enerji kaynaklarından elde edilen imkânların, bu politikaları destekleyen ve desteklemeyi sürdürecek olan ülkelerle
Savaş, akla gelen her şeye sahip olmak ve bunları öteki nden korumak için, gücü elinde tutmak isteyen; cehaletle yoğrulmuş bir üstünlük duygusuyla saldırganlaşan insan ya da toplumların yakalandığı korkunç bir hastalık halidir.
Yağmur hızlanmaya başlayınca damlalar koşturdu izler karıştı her damla kendi başının çaresine bakmaya başladı.
Bu durumda ne iz kaldı ne yol ne çaba ne başka bir şey…
Telaş böyle bir şey.
Telaşlanıp ne yapacağını bilememek böyle bir şey.
Ne idealin
Yaşadığımız çağa mısır çağı da denilebilir. Çünkü yediğimiz et: mısırdan, ekmek mısırdan içtiğimiz içecekler mısırdan yapılıyor. Yani raflarda gördüğümüz yüzlerce ürünün ham maddesi mısır bitkisidir. Mısır sektörünü elinde bulunduran güç ise; her şeyi elinde bulunduran insanlığın gidişine yön veren en büyük emperyalist güçlerdir.