Büyüdükçe
büyüdükçe yalnızlaşıyormuş insan. içinde ki çocuk saklı kaldığından ve büyüdükçe, daha da artarmış anlamadıkları. düşündüğü ile gördükleri hep çatıştığından....
"“Yazarlık, kelimelerle savaştığın bir savaş; en çok yazan değil, en çok silen kazanır.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle savaştığın bir savaş; en çok yazan değil, en çok silen kazanır.” – Franz Kafka"
büyüdükçe yalnızlaşıyormuş insan. içinde ki çocuk saklı kaldığından ve büyüdükçe, daha da artarmış anlamadıkları. düşündüğü ile gördükleri hep çatıştığından....
Peki kazanmak ve ödül? Hiçbir ödül kazanmanın kendisi kadar tatmin edici olamaz gibi geliyor bana. Çoğu yarışmada ödül zaten semboliktir.
Ehil bir insanı, başarılı olacağını düşündüğünüz ve ülkeye çok fayda sağlayacağına emin olduğunuz bir pozisyona tavsiye etmekten kaçınır mısınız?
Biz şimdi verimlilik artırmaktan bahsediyoruz ya... Önce ölçmediğimiz şeyleri ölçmeye başlamamız kaçınılmaz. Ölçü sistemimizin adil, hilesiz ve nesnel olması da gerekli.
Egosu ya da nefsi kendini dünyanın merkezinde gördürtürken insana kendini, kendine benzemeyenlere, haksızlıklara, zıtlıklara hoşgörü gösterebilmek ya da kabul edebilmek bu dünyayı olduğu gibi kolay değildir herkes için...
Yakın olmasam da bilirsin duygulara sınır yoktur. Ulaşamayacakları yer yoktur. Yeter ki çaldığında kapıyı bir açan bulunsun. Uzak olan nedir? Yanı başında oturan, uzatsan eline dokunabildiklerin, nefesini duyabildiklerin sana ne kadar yakındır? Ya ben? Ben ne kadar uzaktayım sence ? Sadece bir kelime kadar, bir cümle kadar, bir
Zaman...
Sahi, nedir Zaman?
Gelenle gelecek olanın hadısatı
Anların Zamanı yoktur; anıların vardır...
yani başa gelenin.
Şiir sabır ve tahammül ister. İnce bir iştir şiir… Kuyumcu titizliği ve sabrı gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca şiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kısım şiirlerinin tamamlanmasını on yıllara yayması şiirde titizliğin önemine işaret eden müşahhas örneklerdir.
İnsanoğlu bu dünyada yapayalnız ve her geçen gün biraz daha yalnızlaşıyor, ilerliyor ve ilerledikçe daha da yalnızlaşıyor, yalnızlığına bir türlü çare bulamıyor.
Peki niçin? Bunun cevabı çok basit aslında; insanın yalnızlığını ancak diğer insanlar giderebilir ve insanlarlar her geçen gün birbirlerinden biraz daha kopuyor, maddeten kopmasalar
Tek bir şeyin cevabını bulamıyor insanoğlu. AŞK... tanımı yok, formülü, çaresi, ilacı, zamanı yok. Hipermarketlerde herşey satılırken onu bulmak imkansız raflarda...
'Of' ve 'Oh'... Bir harf insanın halet-i ruhiyesini bu kadar değiştirebilir mi... Ya da içi içten daha iyi anlatabilir mi başkaları...
Bulutların güzelliği mavi sulara yansıdığında, iki denizin kol kola girdiği anda bir tatlı yolculuktur başlayan dudakların kıvrımında. An güzellik solumaya başlar bir anda...
Her zaman mutlu olalım, hep mutlu olalım...
Peki ya olabilir mi böyle bir şey?
Belki birbirimize biraz yardım edersek olabilir.Hayatta mutlu olmak için birçok neden var.Onları bulmalıyız.