Aldanışlar
Aldatanla aldatılan daha cümleler kurulurken el değiştiriyorlar...Bu ne biçim duyumsama!
"Kitaplar, size hiçbir zaman yalan söylemeyen tek dostunuzdur. Tabii yazarı siz değilseniz." - Oscar Wilde"
"Kitaplar, size hiçbir zaman yalan söylemeyen tek dostunuzdur. Tabii yazarı siz değilseniz." - Oscar Wilde"
Aldatanla aldatılan daha cümleler kurulurken el değiştiriyorlar...Bu ne biçim duyumsama!
İnsan, neden insanca yaşamayı denemez?
Kendilerine ait olmayan yaşamları, yaşanmaz hale getirmek için neden yarış içine girer? İnan ki ''gücüme gidiyor, böyle yaşamak''
Korktuğun,ağladığın görülmemeliydi,zayıf sanırlardı.
Gülümsememelilerdi herkese,hafif algılanırlardı.
Bilmiyorum diyemezlerdi,cahil sanılırlardı.
Yikik Kentleri̇n Terkedi̇lmi̇ş Evleri̇nde Eski̇den Kalma Bi̇rkaç Çocuk Gülüşü O Kadar…
Sessizlik o kadar güzelki sanki yıllarca hasretim bu sessizliğe.İnsanın benliğini alıyor. Büyülü bir iksir gibi insanın ruhunu alt üst ediyor.Başımı kaldırıyorum ve gündüzün maviliğinden geriye kalan simsiyah bir gökyüzü görüyorum...
Sessizlik tanıdık bir sesin kulağıma çalınan tınısı gibi derinden ve benden başkasına duyulmayacak kadar şizofrenik yanılgılarıyla hissettiriyordu varlığını.
Çok zaman önceydi... Boğaz’da dalgın dalgın araba kullanıyorum. Aşiyan’a geldim, Bebek göründü ve trafik tıkandı. Adım adım ilerliyoruz. Radyodan bir müzik yayılmaya başladı, arabanın içinde şöyle bir dolanıp ruhumun en derin köşelerine iniverdi bir anda nağmeler... O ne güzel klarnet öyle diyorum içimden. ‘Istanbul Istanbul Olalı’ çalıyor...
.'Anlatabilsem' ile 'anlayabilsen' arasında kaldığın zamanlar incecik bir sızı duyurur kendini, içini yavaşça, derinden yayılarak kaplar. Nefes alamamaktan duyduğun ani bir korkuyu hissedersin, kalıcı olmayan, giderken ciğerlerini patlatırcasına havayla
Zaman.... hani şu bendini yıkıp su gibi akıp giden acımasız zaman......Hani,yelokovanla akrebin birbirini kovaladığı,giden günün bir daha sla geri gelmediği,hani şu "zaman en iyi ilaçtır" dedikleri zaman.En kötü durumda geçmek bilmeyen,ama en mutlu anda göz açıp kapayıncaya kadar geçen ,eskiden herşeyin daha kıymetli olduğu "ah...bizim zamanımızda" diye başlayan
Bunca zaman neden yüz çevirdik, bunca zaman neden göz yumduk bildiğimiz gerçekleri yok sayarcasına,
İnanıyormusunuz sahiden karşınıza bir kurtarıcı çıkacağına, yada belkide hiç bir şekilde inanmıyorsunuzdur başınıza gelecek o kaçınılmaz sona...
Sabahın ayazında üşüyor ellerim, buz kesmiş yırtık ayakkabılarımın deliklerinden fırlayan parmaklarım… Güneş bulutların arasından kısık aydınlığını gösterse de değmiyor zamana yenilen ve zamanla ezilen bedenime sıcaklığı… Güneş aydınlatamıyor biriken karanlıklarımı. Ben gözlerimi dünyaya açalı beri gönül heybemde karanlıklar biriktiriyorum. Bu benim tercihim olmasa da hayattan payıma düşen karanlıklardan
Direnmenin anlamı yok; geldi işte yine, yeni yıl. Yani en klişesinden, bir yıl daha yaşlandık, olgunlaştık, hatalarımızı gördük, hayatlar kattık hayatımıza...
“Beri gel, daha beri, daha beri/ Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?/Bu hır gür, bu savaş nereye dek?/ Sen bensin işte, ben senim işte… Dünyada nice diller var, nice diller/ Ama hepsinde anlam bir/ Sen kapları, testileri hele bir kır/ Sular nasıl bir yol tutar, gider/ Hele birliğe
Şule Gürbüz