Farksal
Bir yol seçmişsem kendime sonunu görmesemde yürürüm.Çok iddialı değilimdir tüm yollarından geçmediysemde hayatın en azından patikaları bilirim;
"Benim için zaman, sadece bir illüzyon. Özellikle de yayınevinin son teslim tarihi yaklaşınca." - Albert Einstein"
"Benim için zaman, sadece bir illüzyon. Özellikle de yayınevinin son teslim tarihi yaklaşınca." - Albert Einstein"
yeni yıla hoşgeldin demek istedim ve kalemi elime aldığımda yazmama sebeh olan MeD-CeZiR HaLLeRi için karaladım bişeyler...
Belirsizlikler büküyordu belimi, belirsizlikler alıyordu yaşama hevesimi, belirsizlikler engelliyordu beni, hepsi belirsizliklerin suçuydu
Birini sevmek zalimce bir şeydir. Tutkudan gözünüzü kör eden o vahşi duyguya elinizi verip de nasıl bir bedenmiş gibi kalabilirsiniz. Artık bir suret olmak ya da zalimlerden zalim olmaktır elinizdeki, ne elinizdekiyle mutlu olacaksınızdır, ne elde edemediklerinizle.
Müziğin ruhun gıdası olduğuna dair bir önerme var, biliyorsunuz. Şunu söyleyeyim; müzik gerçekten de insanı doyuruyor (elbette öyle boktan bebek'te üç beş tur atarımlar falan hiç bir yeri doyuramaz!). Fakat ondan da öte, bazen müzik insanı başka dünyalara uçuruyor.
İzmirli güzel işletmeci Fahire, 6 yıl olmuş İstanbula geleli ama ah İzmir diyor yine de ve İzmirin o güzel esintisini ve sıcaklığını yansıtıyor mekanında.
Gazze, ateş altında… Bu bir yalan. Kim dedi size Gazze’nin ateş altında olduğunu.Gazze ateşin tam ortasında!
"Neden kemiriyorsun tırnaklarını
-neden acı veriyorsun kendine çocuk?"
"Fiziksel acı istiyorum ablam
-ruhumdakiler azalsın diye…."
Bütün bu gıcırtılar tamamen benim kapımdan çıkanlardır, komşulardan özür
Herkesle herşeyi herkesle aynı şeyi yaşayamazsın.
Sardunya zamanlarıydı ve her şeye rağmen mutluyduk...
"bir aşkın içindeyken biriktirilmiş çok kelime kalır insanın içinde. kullanılmamış kelimeler. o kadar çok konuşulduğu halde, gene de kullanılmamış kelimeler. bir sonrakine vermek isteriz onları. içiniz çürümedikçe, kelimeler içinizde diri kalır. dipdiri. kendi hikayesi için bizden hakkını isteyen ve boğazımızı düğümleyen bunlardır. günün birinde diliniz kabuk bağlayıp, ruhunuz
Hayat sorgulamalarla değerlenir. Bataklığa çevrilen yanı ise tutarsızca aynı fikirlerde diretmemizdir diye düşünüyorum. Fikirlerin sabit doğruluğuna saplanmış düşünce adamları ve yaşam profesörleri kendi
Mutluluğu düşünebilecek ya da sorgulayacak kadar gelişmiş değildi beynim. Geçmişim öylesine kısaydi ki keşkelerim yoktu, belkilerim yoktu bir de. Bu yüzden de beklentilerim yoktu. Umutlarım yoktu en önemlisi. Umuda ihtiyacım yoktu.