Ömer Hayyam - H. Bektaş - Mevlana ve Yunus Gibi Olabilsek Keşke
Genelde, bir dost kazığı sırtımıza çakıldığında veya bir aşk acısı yaşadığımız anlarımızda, Hayyam'ı hemen yanı başımızda buluruz.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Genelde, bir dost kazığı sırtımıza çakıldığında veya bir aşk acısı yaşadığımız anlarımızda, Hayyam'ı hemen yanı başımızda buluruz.
Dostoyevski, devrin bir çok ilerici genci gibi büyük toprak ağalarını koruyan kölelik kanunlarının yarattığı sosyal ve siyasal yapıdan rahatsızlığını Belinski’nin toplantılarına katılarak belirtir.
her popüler yazar ve şair türkçeyi iyi yorumluyor demek değildir...
Her gün yazılar düşer bu sayfalara renkli..kimisi siyah, kimisi beyaz, ben en çok ela olanları severim..
Hayat Memat:
Mermer tezgâh Evet, tezgâh kavramını, toplum olarak, anlam genişlemesine uğratmış, gerçek anlamı dışında, tuzağa düşürme anlamında kullanmışız. Eskiden tuzaklar kalın iplerle, ağaçlarla, demirlerle yapılırken, şimdi de mermerden yapılıyor. Herkes birbirini tezgâha getiriyor. Hem de mermer tezgâha
Vuslata hiçbir zaman erişilmeyen, muhatabı inciltiş yıpratış. Dudaklardan ruhunun dökülen aksi, çıldırma noktası, bedeninin çözülüşü...
Gönül erleri maddeden ölseler de manen gönüllerde yaşarlar. Çünkü onların davası Allah’ın davasıdır. İlayi kelimetullah davası için nefes alan bu ulu zatlar, dünyayı bir durak olarak görmüşlerdir. Gerçekte dünya cennet hayatını kazanmak ve manevi mertebe elde etmek için bir mekteptir. Bu mektepte ham ruhlar manevi ilimlerin ziyasıyla olgunlaştırılır.
Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı, özlemlerimi, öteki olmam veya berikine sığınmamı, özlemlerimi, sıkıntılarımı, iç çekişmelerimi, umutlarımı bulduğum bir kitap. Faik Öcal’ın Yitik Anılar Şehri kitabı.
Yaşamı boyunca derin bir kimlik çatışması yaşamış, ne gerçek bir Alman ne de gerçek bir Çek olabilmeyi başarabilmiş Franz Kafka...
Kuşkusuz akkuş'un "Cennetlik Dul" adını taşıyan ilk öykü kitabında da kırsal kesimin, genelde Anadolu yaşamının ve insanın dayanılmaz çilesini ve engelleyici doğa koşullarını başarılı bir şekilde yansıttığına tanık olmuştur. Bu yaşamın ortaklığında; halkıyla, doğasıyla, giderek katı gerçeklerieyle bütünleşen bir yazar.
"zavallı şair... Bülbül hamûş, havz tehî, gülistan harab diye inliyordu. ne bülbül kaldı ne havz."
Diriliş, bir solukta okuduğum kitabıydı onun. İnanan insanın psikolojisini entellüektüel birikimiyle ne kadar güzel tahlil etmişti bu romanda. Rus klasizmini bana sevdiren güçlü yazarlardan biri oldu. Arayışları ve hayatı öğretile gelenin dışında sorgulama eğilimi, eserin her sayfasında hissediliyordu. Yalnız, bunlara verdiği cevaplar nedense pek özenilerek, olgunlaştırılarak hazırlanmış gibi
Öğretmenlik yaptığım yıllarda rahatsızlık duyduğum bir konu vardı. O da Atatürk’ü öğrencilerimize anlatabilmek ve tanıtabilmek için giriştiğimiz yoğun çabalardı. Rahatsızlık duymam; Atatürk’ü tanıtmak ve anlatmak için gösterdiğ
ŞAİRLER BİRLİĞİ KAYSERİ TOPLANTISI ÜZERİNE
Türkiye Şairler Birliğinin bu yılki toplantısı Kayseri'de yapıldı. Öncelelikle toplantıyı hazırlayan, düzenleyen, katkıda bulunan ve katılan şair dostlarımıza teşekkür ederek yazıya başlamakla bir hak teslimi yapalım.
Genel anlamda Orhan Pamuk ve onu destekleyenleri, özelde "Benim Adım Kırmızı" romanını eleştiren bir çalışmadır.