Dede Korkut'tan Bir Hikaye İncelemesi
Dede korkut'la başlayan hikayeciliğimizden bir kesit: Dede Korkut'tan Yegenek hikâyesi...
Dede korkut'la başlayan hikayeciliğimizden bir kesit: Dede Korkut'tan Yegenek hikâyesi...
Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler
Bayan Hawkins, tüm yaşamını, verilen emirleri yerine getirmekle geçirmiş yaşlıca bir kadındır. Önce barındığı yetimhanede, sonra da çalıştığı fabrikada geçirdiği kupkuru, yapayalnız yılların ardından, iş yerinden emekli olacağı gün ölmeye karar verir. Fab
Hayat Memat:
Mermer tezgâh Evet, tezgâh kavramını, toplum olarak, anlam genişlemesine uğratmış, gerçek anlamı dışında, tuzağa düşürme anlamında kullanmışız. Eskiden tuzaklar kalın iplerle, ağaçlarla, demirlerle yapılırken, şimdi de mermerden yapılıyor. Herkes birbirini tezgâha getiriyor. Hem de mermer tezgâha
Edebiyatın ne olduğunu bilmeden edebi bir alanda edebsizce bir yol katetmek nereye kadar gidebilir ?
Oyunlar, dedik Değişen dünya şartlarında değişen oyunlar Kumda oynayan çocuklar, artık çocuk yuvalarında halıflekslerde, internet sayfalarında, playstation başlarında Ne oyunu oyun olarak görebiliyoruz, ne de zamanı zaman olarak
Bu salak saçma masal kahramanları çizgifilm kahramanları çocuklara iyiyi, doğruyu öğretmek gibi boş bir uğraş içerisinde olmaktan vazgeçsinler artık...
onlar elbet bir gün kötünün dünyaya egemen olduğunu anlayacaklar...
Sevgili izedebiyat yazarları! Yüzlerce şair ve yazarın eserlerinden oluşan bu yıllığı hiç merak etmiyor musunuz?
"...ece ayhan'ın beyoğlu'nun bir ara sokağında kuru ekmekle karın doyurmak zorunda kalmasını nasıl açıklayacağız? "
“...Bütün şiirlerinde ona has bir büyü ve albeni var. Rengi, tadı ve tınısı çok çok özel ve ona özgü olağanüstülüklerle süslü.”
Bilsen BAŞARAN
Köşe Taşı Dergisi, Kasım/Aralık 1998, Londra
Genelde, bir dost kazığı sırtımıza çakıldığında veya bir aşk acısı yaşadığımız anlarımızda, Hayyam'ı hemen yanı başımızda buluruz.
Ebu Zerr'in maksadı üzüm yemek İdi..Bağcıyı döğmek değil.
Çağdaş Ebuzerciler bağcı'yı gebertip bağı bostanı gasb etmeyi.
Abdurrahim Karakoç, günümüz şairlerinin en tanınmışı ve en güçlü olanıdır. Yediden yetmişe birçok insan, onun şiirlerini biliyor ve söyleyebiliyor.
Diriliş, bir solukta okuduğum kitabıydı onun. İnanan insanın psikolojisini entellüektüel birikimiyle ne kadar güzel tahlil etmişti bu romanda. Rus klasizmini bana sevdiren güçlü yazarlardan biri oldu. Arayışları ve hayatı öğretile gelenin dışında sorgulama eğilimi, eserin her sayfasında hissediliyordu. Yalnız, bunlara verdiği cevaplar nedense pek özenilerek, olgunlaştırılarak hazırlanmış gibi
Her gün yazılar düşer bu sayfalara renkli..kimisi siyah, kimisi beyaz, ben en çok ela olanları severim..