] Ali Bilgili'nin yazısını üzüntü içerisinde okudum... Nedir sizin derdiniz ya, burası bir edebiyat platformu, terkedilmeyecek kadar değerli değil, ancak terketmeyi gerektirecek olarak gösterdiğiniz maazeretlerde değerli değil. Ben aranızda yeniyim, bir kaç ay oldu yazmaya başlayalı. Tesadüfen tanıştım bu siteyle. Ve daha önce kaydımda bulunan "fahişe ruhlar" yapıtını ekledim. Biraz da okumaya başladım. Sitenin trafiği çok hoşuma gitmedi açıkcası. Ve, tıklama şampiyonluğu (bunuda geçenlerde sitedeki bir yazıda okumuştum) gibi saçma bir emelle uğraşanlarıda gördükçe, sitedeki düzensizliğin farkına vardım. Ayrıca, ismini vermeyeceğim bir yazının, üçbin küsürlü sıralardan birden bire 4.lüğe çıkışınada bi mana veremedim. Hoş çokta önemli değil ya. Bunlar gibi bir çok eksiklik gördüm sitede ve yazmaya devam ettim. Bunlar aslında hafife alınacak eksiklikler değillerdi nazarımda. Zira karakter olarak, neyi yapacaksam adam gibi yapma taraftarıyım. Haramın biri ile bini arasında fark yoktur benim yanımda. Ama müdahale etme gücüm yoksa kafaya takacakta değilim. Çünkü gördüğüm hataların çoğu yetersiz yöneticilerden kaynaklanıyor. Örnek olarak, kümesinde birinci olan bi yazı ana sayfa da en çok okunanlarda yer almıyorken, aynı kümede sekizinci olan bi diğer yapıtın ana sayfada en çok okunanlarda dördüncülüğünü görmüşlüğüm var. Bunlar pek fazla değerli şeyler değiller yani. He bir de, eleştiri dozajı mevzusu var. Eleştiri yapıcı olmalıdır gibi laflar uçuşuyor. Ya eleştiri kontrol edilebilseydi eleştiri olmazdı zaten. Ben şahsen ağır eleştiririm. Uslubum budur. Yaşam tarzım, yaşadıklarım, geçmişim, geleceğe bakışım benim eleştiri tarzımı şekillendirir. Ben bu nokta da kendimi biliyorum. Beni de aynı ağır dille eleştirseler, karşılık olarak eleştiri yarışına dahi girmem. (Kişiselleştirme anlamında). Yani kabul eder ve ona göre cevap verebilirim yorumlara. Ve bu yüzden kendimi seviyorum diyorum. Nedeni ni bilmiyorum ama, yeni olduğum bu platformda, umrumda olmadığı halde (saygısızlık değil bu), çok okunan yazılarıma dahi, ağır eleştiri gelmiyor. Verip veriştirmeme rağmen. Düşünüyorum, ya çok ağır eleştirdim ve hakikaten sevdilerse bu yazıyı, en azından tasdik eleştirisi gelir, ya da sevmedilerse ağır bi eleştiri gelir diyorum, yok! gelmiyor çok şükür. Pek zamanı boş bi insan değilim, fazla cevap yetiştiremem, belkide bu yüzden Allah bana yardım ediyordur.
Tabiki ihsasımda şu yok; eleştiri her türlü olmalıdır, kişisel hakaret de olabilir!. Buna son derece karşıyım. Buna eleştiri denmez çünkü. Aklı yerinde olmayan bi insan, sırf aptallık istikhakı dolsun diye zırvalıyor, ve samimice bişeyler yazan diğer insanı, ama güzel, ama kötü, ama gereksiz ama gerekli yazılar yazmaya çalışan insanı üzüyor. Buna da site yöneticilerinin müdahil olması lazım. Şikayet / Kontrol / Ban...
Bi diğer konuda şu; aranızda yeni olduğumu belirtmiştim. O yüzden, kişisel tartışmalara pek rastlamadım. Kişisel atışmalara, ya da desteklemelere. Hatta aranızdan çok azınızla kişisel mailleşmelerim oldu seviyesince. Kâmuran Esen, Ayşegül Engin gibi. Ama dediğim gibi, kimsenin birbirleriyle aptalca çekişmesine şahit olmadım. Ama şahit olursam sanırım, beş senede bende bu platformdan bıkarım. Çünkü, yaşadığımız dünya da çok saçmalıklar yapıyoruz. Bide burada olacaksa, yazmanın tadı da kaçar. O yüzden kafaya takmadan devam etmek en güzeli. He unutmadan, yoksa yazma kaynaklarınız mı kurudu da, blöf mü var?
Dualarımla...