- ŞIZOFREN MORU -
Arsız kelimeler ve
|
|
Gitmeseydi Ölecektim
(Elif Bengü) |
İronik |
| |
Gülümsüyor. Öyle masum ki bu gülümseyiş… İlk tanıştığımızdaki gibi… Sonraları bu gülümsemeyi esirgiyor benden, esirgediği bir çok şeyin yanında. Fakir bırakıyor beni. Rahat uykuları esirgiyor, anlamayı, anlatmayı... |
|
Firuze
(Elif Bengü) |
Fantastik |
| |
Vakitler aşındırıyor kıvrımlarını eteklerimin. Buklelerim çözülüyor. Şalımın rengi siyahtan yeşile dönüyor yağmurlar altında. İnatçıyım ben de bir o kadar. Dönecek,
dönecek…
|
|
Lanet
(yeşim kırlı) |
Yüzleşme |
| |
Dipsiz kuyularda kaybolduğum, yitik aşklarımın suyunda boğulduğum oldu, hayat öpücüğünü kendim koyduğum oldu dudaklarıma…
Arsız bir iştahla yediğim can simitlerimin susamları ağzımda duruyor bak hala…
|
|
Yırtık Davetiye
(Doğan Deniz) |
Beklenmedik |
| |
Tecrübe edilen acılar ve derin hüzünler çoğu zaman insana vazgeçilemez bir his verir, ilahi yahut kontrol edemediğimiz bir kurgunun özelliğinden dolayı beliren bu his; acı ve ıstırap verenin beraberinde iyi ve güzel ayrıntılarıyla gelmesidir. Bir diğer ifadeyle bu; iyi ve güzel haberler, gelişmeler, olaylar vs.. ile birlikte karanlık ve karamsar bir gerçeğin reddedilemediği yahut değişmediği sabitliği şeklinde açıklanabilir. Buna tanık olan insan
Ölüme tüm dehşeti ve çıplaklığıyla hazır olabilmesi koşuluyla –ve hazmedebilmiş olarak- hayat sürecinden zevk alabilecektir.
|
|
Kadınım, Bana Yakışanı Yaptım! Kaçtım...
(yeşim kırlı) |
İtiraflar |
| |
Gittiğim her şehrin gecesinin ırzına geçtim. Hüzne gebe artık sensiz adım attığım her şehrin gecesi… İkimizin dokunamadığı her coğrafyada tüm geceler zifir karası bebelerini doğuruyor yetim yalnızlığımın. Doğum sancılarında yankılanıyor senin adın, |
|
Bir Garip Aşkın Mektubu
(Gültekin BAYIR) |
Suçbilim |
| |
Sana zümrütlü saatler değil keyifli günler vaat ediyorum. Sana pahalı giyinmeler değil, paha biçilmez soyunmalar vaat ediyorum. Sana aklını başından almayı değil aklımı sana vermeyi vaat ediyorum. Sana sendekilerle bendekileri birleştirip daha varlıklı ol |
|
Kan Kurusu...
(Aylin Çiftçi) |
Bireysel |
| |
İçimdeki acıyı silip tensel acıya hazırlanmak zorundayım. Damarıma iyice bastırıp bıçağı, nefretle etrafa fışkıracak kanı görmek zorundayım. |
|
Tuonela
(Lemminkainen) |
Kent |
| |
En vitrinli caddelerden geçiyor. En lambalı sokaklar... Geçmişini hatırlatan çağrışımlar nesneleşmiş bazı dükkanlarda. Baktıkça dalıyor. Daldıkça nedamet. Nedametle bakıyor, baktıkça buhran. Çok eşli bir özlem miydi bu uyanan? |
|
|
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eser sahipleri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları
yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin
izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin
izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar
dışında— herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.
|
|