• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
201
|
|
|
|
- Yazarlar! Nasıl rahat mısınız şimdi?
Ses kapının üstündeki bir diyafondan gelmişti. |
|
202
|
|
|
|
"kurşun duvara saplandı.kuş korkuyla kafese çarptı kendini." |
|
203
|
|
|
|
Kanayan yaraları hep sevmişimdir.
İnce çiziğin tende yarattığı estetiktir onlar.
|
|
204
|
|
|
|
Belki gerçek bir hayatın parçası ,belki de içlerde yasanan hayattan bir alıntı.. |
|
205
|
|
|
|
Adam meşguldü. Bir yığın tahtayı yontup aynı biçime sokuyordu. Bir an kafasını kaldırıp çocuğun, yanıbaşında, gözleri yerde dikilişine baktı. |
|
206
|
|
|
|
İşte şimdi çok süper bir yazı oldu. Evet nerde kalmıştım. Efendim havalarda pek ısındı. Çocuklar çok terliyor eve de bir klima taktırsak mı ne |
|
207
|
|
|
|
Bilse... Farketse... Mutlaka... Birşeyler yapardı... |
|
208
|
|
|
|
Nasıl yazdım bilmiyorum, ama mahallemizdeki evsizin öldüğü karlı bir izmit akşamı idi..mahalleli derin bir yazık çekip, yataklarına girmişlerdi. İşte ahalinin üç maymunculuğunu görüp telaşla masaya oturduğum biz zamandı sanırım. yazık... |
|
209
|
|
|
|
Evinden(ev=546646) çıkıyorsun(dış=45677413) apartmandaki merdivenin basamaklarını saydın(178), sırf bu yüzden çatı katına çıktın. |
|
210
|
|
|
|
" - Çünkü zurna sesine alerjim var. Kaşınıyorum zurna sesi duyunca!" dedi adam, bir çocuğun hiç yoktan huysuzlanması gibi.
" - Davul zurna mı kaldı düğünlerde allasen? Zaten nikah töreni; düğün değil"
" - Şart değil, nikah düğün otomatikman zurnayı çağrıştırıyor bana! Bak başladım bile kaşınmaya! |
|
211
|
|
|
|
‘’Ahlak Bakanlığı Yalandan Arınma Başkanlığı Bakırköy Şubesi’’ kapısından ilk kez girdiği için çok heyecanlıydı; Bugüne kadar söylediği yalanlardan kurtulma şansı yoktu ama bundan sonra artık gerçeklerle yaşamak istiyordu. |
|
212
|
|
|
|
Libido ve Destrüdo Kardeşler Gururla Sunar... |
|
213
|
|
|
|
Kapının önünde uyuklayan küçük çocuk. Küçük çocuğun kafası pek çok kereler durmuştu. Yğmur yağmaya başlayınca, ayakkabısınn önünde iki büyük leke. |
|
214
|
|
|
|
Ah be kardeşim! Okumuyor bu millet, ben ne yapayım. |
|
215
|
|
|
|
kendimi eğlendirmek için yazmıştım... |
|
216
|
|
|
|
Yalnızlığını kendi seçmişti ve bundan sonra da yoluna yalnız devam edecekti.
Belki de bundan sonra tek aşkı deniz olacaktı.
Bir tek o karşılıksız sevebilirdi. Yüreğinde milyonlarca canlıyı barındıran engin deniz...
|
|
217
|
|
|
|
‘‘Onca şaşalı günlerin ardından yıllarca kapımızı aralayıp giren olmadı. Koltuklarımız yırtılmış, o saadet günlerinde sosyetenin kadeh tokuşturduğu salonumuzda fareler cirit atıyordu.'' |
|
218
|
|
|
|
saçları başları dğınık, saçı sakalı birbirine karışmıştır. Pistir, kirden geçilmez üstleri başları. Beyinleri, gönülleri........ |
|
219
|
|
|
|
Vehim ve karamsama; hiç içinden çıkılmayan ve içerden hiç çıkmayan... |
|
220
|
|
|
|
Bu benim ilk öyküm. Ben öykücü değilim. Öykü yazmayı da bilmem. Bazen ilham gelir, bir hikaye oluşur kafamda ancak elime kağıt kalemi aldığım anda kelimeler uçuşur, yok olur ve öylece kalakalırım kılıçtan keskin kalemimle ve pirupak sayfamla. |
|