• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
161
|
|
|
|
Bir varmış bir yokmuş… Develer tellal iken, pireler berber iken… Ani bir kararla evlenmiş bir çift varmış. |
|
162
|
|
|
|
Gerçekten kutusuz-değnek, değneksiz-kutu olmaz! Ne güzel bir hikayeydi o!… |
|
163
|
|
|
|
Ondört senedir -birazdan anlatacağım- bu ev sakinlerine hizmet veriyorum. Aslında ondört yaşından biraz büyüğüm; çünkü imal edildikten sonra birkaç ay da bir mağazada karton kutu içinde bekledim. Bir ara vitrine de koydular üç günlüğüne, lâkin çok bilmiş tezgahtar hanım, oraya yakışmadığımı düşünerek beni tekrar kutuya hapsetti. Bereket bu ailenin hanımı geldi de beni alıp bu esaretten kurtardı. |
|
164
|
|
|
|
Gecenin ilerleyen saatlerinde huzursuz bir uykuya dalmışsa da, boğazını sıkan ilmek, aklını ağrıtan bir düşünce gri dumanlara sarmalanmış uykusundan etti yine onu. Önce mutfağa gitti, loş ışıkta bir bardağı her zamanki yerinden alıp yarım bardak su içti. Nicedir halkı içi hakkıyla doldurulamamış bir başarıya odaklayarak, hırs afyonuyla yaraladığını düşündüğü “Kişisel Gelişim” kitapları; bardağın dolu kısmına bakılmasını telkin etse de, o bakmaktan ziyade dolu kısmı içmenin daha makul olacağına inanlardandı. Neyse suyu içmişti işte. Ama içi serinleyemezdi elbette yarım bardak su ile. Yüzünü rahat rahat ekşitmeye bir bahane bulmak istercesine geçen gün ekşiliğinden yiyemediği mandalinalardan birine elini attı. Kabuğunu soyarken, “Soyulur muydu hayatın kabuğu, yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?” diye mırıldandı, zor da olsa gülümseyerek. Sonra mandalinanın üzerindeki ince zarları gayri ihtiyari ayıklamaya başladığını farketti. Yerken rahatsız etse de bu beyaz zarların faydalı olduğunu hatırlayıp durdu. Mandalina dilimlerinde ufak delikler açıp, damağıyla bastırarak suyunu emerken yakın zamanda aklını ağrıtan konuları irdelemeye koyuldu. |
|
165
|
|
|
|
Hadi oğlum üzme babanı. Seni çok seviyorum biliyorsun. Aman derslerine dikkat et çok çalış, oku sonra büyük adam ol. Her şeyi senin geleceğin için yapıyorum. Sonra senin de bir oğlun olacak biliyorsun değil mi? Üstelik aynı bana benzeyecek. Tamam mı canım oğlum. Benden sakın utanma. Baban hırsız diye sakın utanma. Arkadaşlarının ne dediği önemli değil. Benim ne dediğim önemli. Senin geleceğin için çalıyorum, çırpıyorum.
|
|
166
|
|
|
|
Hem kendini unutur hem bulurmuşsun. Tuttuğun aslında balık değil, kendi zafiyetlerinmiş. Onları sindirir bol bol ve sakin mi sakin, kendine çeki düzen verirmişsin. Balık bahaneymiş. Zaten yiyesin gelmez sana pek tatsız gelirlermiş. Balıklar kötücül tutumlarını, iç çekmelerini, akılsızlıklarını yüklendiklerinden artık, sen ağzına almak istemezken o habis gıdayı; başkaları –özellikle karın- bayılırmış bunlara, löp löp indirirlermiş mideye. Senin kötü yanlarını yediklerini bilir gibi sanki, homurtular eşliğinde sana bakıp bakıp gözleriyle gülümserlermiş. |
|
167
|
|
|
|
"Son günlerde hep sıkıldığını hissediyordu.Ters giden bir şey yoktu aslında.Her şey bildik sırasıyla, alışılageldiği gibi olup bitiyordu." |
|
168
|
|
|
|
kimse bir şey bilmez
ne yapar ne eder ne
ne yer
|
|
169
|
|
|
|
Bay İyiniyet'in farkında olmadan yaşadıkları ve yaşamadıkları... |
|
170
|
|
|
|
Çocuklara Bir Masal.....Sevgili Çocuklar ! Lütfen, kendinize doğru arkadaş seçin.
|
|
171
|
|
|
|
Değil desem ne değişir ki ? Tut ki değil dedim , bu yetkililerce kabul edilecek mi ? “Değil” demek değil mesele , mesele direnmek meselesiydi ve biz bunu yapamadık .Artık ne desek boş , “dostların karnı açtı kıydık menekşe parasına” |
|
172
|
|
|
|
içimde çoğalan rüzgarın nefesini ensemde hissediyorum.öyle çok severken onu odunsu zerrelerle mimliyor tüm acılarımı. |
|
173
|
|
|
|
Bir umut… Uzun bir an… “Keşke birkaç saat öncesinde olsaydım” diyorum bir an… |
|
174
|
|
175
|
|
|
|
bugünlerde dar geliyor her şey bana. Ne giysem, ne geçirsem üzerime dar geliyor..ya ben çok büyüdüm ya da.. |
|
176
|
|
|
|
Benlikten yalnız bir uğultu “hüzne kadar yolun var dedim" |
|
177
|
|
|
|
“Senin güzel dudaklarının her yerinin tadını alacak kadar da esnek.” diye geçirdim içimden, o içle bir sigara çektim ama, nasıl öksürük bastı anlatamam. İlk aşkımla ilk karşılaşmamız ve ilk rezalet. Tüm şükürlerimi geri aldım;
“Şükrüm geri!” |
|
178
|
|
|
|
Kapılar her gün temas ettiğimiz bazen önemsediğimiz,bazen hiç dikkat etmediğimiz objelerdir. O kapılara sahip olmanın mücadelesi, terkedilen kapıların yartatığı etki bu çalışmada bu farklı boyutları ile ele alınmıştır. |
|
179
|
|
|
|
Sensiz gecelerde eserdi acı rüzgar
Arsız sancıların kol gezdiği duvarlarda saklıydı resmin
İki dudak arsında lal dilimden düşmezdi ismin
Siğneme saplı iki yaylı ok gibi apansız
Kükreyerek kinayelerin sitemlerin inerdi
Giderdi akşam üstleri can ciğer sevgin sevdim dediklerim |
|
180
|
|
|
|
Zihnimin arka sokaklarında, sessiz bir yolculuk. |
|