• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
381
|
|
|
|
Yeni pencereler açmak için yýktýðým duvarlarý hatýrlýyorum zaman tüneline girdiðimde.Þimdi çoktan unutulmuþ aþk yaralarý... |
|
382
|
|
|
|
Urfa’ya bu benim üçüncü gidiþim…
Her gidiþte bir baþka duygu yaþadým ve bir baþka haz aldým. Sýcaðý olmasaydý, ‘orada, Makam-ý Ýbrahim’e yakýn bir yerde yaþasaydým’ diyecektim ama kasýp kavuran o sýcaðý görünce gayri ihtiyari Urfa’da/El- Ruha’da yaþamaktan vazgeçiyorum.
Þanlý Urfa’da gezip gördüklerimi bir tarihçi ve Evliya Çelibi gibi anlatmasam da kendimce gördüklerimi, yaþadýklarýmý ve hissettiklerimi (hassaten Makam-ý Ýbrahim’de hissettiklerimi) sizinle paylaþacaðým. |
|
383
|
|
|
|
Bizim emektar çayhaneye oturuyorum, anneannemle de buraya otururdum, þimdi çocuklarýmla da buraya otururum her zaman. |
|
384
|
|
|
|
Gündüzleri kafamý karýþtýran þeyler gece uyumamý engelleyenlerden farksýz. Bazý þeylerin çoktan zamaný gelmiþ de geçiyor.
Zaman geçiyorsa peki ne yapmalýyým diye düþünüyorum, dudaklarýmý yiyerek…
Ve bildiðim bir þey daha hatýrýma geliyor; kend |
|
385
|
|
386
|
|
|
|
1994`ün son günleri... Ýstanbul - Ankara arasý yoðun bir mektup trafiði... Aþk var, özlemek var. Var ama, öðrencilik baðlamýþ ellerimi. Ha desem çýkýp gidecek gücüm var da, ha desem çýkýp gidecek param yok, o günlerde. Mektuplar... Derslerden çalýnan daki |
|
387
|
|
|
|
Aþký bu kadar acý verdiðini bilseydim acaba yinede sana aþýk olurmuydum? Mantýðým asla derken kalbim evet yinede aþýk olurdum diyor sana. Ben ilk defa bu sefer kalbimi dinliyorum. Ve ben yine seni görsem yine sonunun böyle olacaðýný bilsemde sana aþýk olurdum aþkým. aþk yolunda çekilen her acý, üzüntü mübahtýr be sevgili. |
|
388
|
|
|
|
Þimdilerde loþ ýþýklar altýnda ilerleyen bir ayyaþ oldu yüreðim. Ya ýþýklar güçlenecek ya da yolum karanlýða bürünecek. Ya umutlarým büyüyecek ya da yeni bir yola dönülecek. |
|
389
|
|
|
|
Sana küçücük turuncu edikler alýp hemen koþtum babana. Sýhhýye ile Kýzýlay arasý kýsacýk yol. Otobüse de bindim. Ama yol uzadýkça uzadý. |
|
390
|
|
|
|
...sevgiliye duyulan habersiz özlem... |
|
391
|
|
392
|
|
|
|
“Yad ellerin tozu duruyor daha üzerimde. Çok uzaklardan geldim, beni yanýndan sürgün etme!” |
|
393
|
|
|
|
Burada insanlar emir dinlemeyi, emretmeyi, nasýl iþ yapýlmasý gerektiðini, nasýl iþten kaçýldýðýný, toplu halde yaþamayý ve insanlarý sýnýflandýracak tavýr almayý çoktan seçmeli olarak öðreniyor. |
|
394
|
|
|
|
kelimeler bir bir dökülür mýsralara sen denizi görünce |
|
395
|
|
|
|
Korkularýmý, rüyalarýmý karanlýk çöllerde býrakýp
Umutlarýmý özlemlerimi sevinçlerimi
Avuçlarýma sýkýþtýrýp, insanlara elimi uzattým
hayaller gerçekler güller ve dikenler.. hepsi bu varolma savaþýnýn içindeydi sanki.
|
|
396
|
|
|
|
Plinius’un dediði gibi Herkes kendisi için bir derstir. Kendimizi çoðu zaman anlayamýyoruz. Kurduðumuz sözcükler bazen baþkalarý tarafýndan anlaþýlamýyor. Kendimizi öðrenmek hayatýn kendisi olmalý. Bir þeyleri saklamak.:bu da nedir böyle. Paylaþmak varken neden saklamak. Bana zararý olan bir þey belki baþkasýnýn yararýnadýr.Denemek ve görmek gerek. |
|
397
|
|
|
|
Yirmi kiloyu bulan kozmetik ürünleriyle, "marka"lý kozmetik ürünleriyle doldurmak zorunda kaldýðý çantasý elinde, iþ arýyor... |
|
398
|
|
|
|
papatya falýnda hep ayný sonucu bulmak için uðraþýp duran bir insançocuðuyum ben:) |
|
399
|
|
400
|
|
|
|
pembe krep elbisesinin bol büzgülü eteklerini iki yanýndan tutup hafif açmýþ, yelpaze gibi... Bence,
o katýksýz ve sonsuz çocuk neþesi, koþulsuz mutluluk yani, gözlerinden eteklerine dökülmüþ, oradan da aman yerlere saçýlmasýn diye tutuyor etek uçlarý |
|