• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
401
|
|
|
|
Işıktan birlikte nefret etmiştik, Ay'ın karanlık yüzünü anlatmıştınız bana, kaç kadeh şahit. |
|
402
|
|
403
|
|
|
|
Yağmurun yağışı güzeldir. Aşkla sırılsıklam olmak da güzeldir. Yalnız yağmur suyu içilmez. Bırak içemediğin yağmur suları gidenin ayak izlerini silsin. Sal gitsin. Bir gülsen yağmur sularının sende bıraktığı damlayı güneş parlatsın. Bırak günün ışıkları seni mutlu kılsın. |
|
404
|
|
|
|
papatya falında hep aynı sonucu bulmak için uğraşıp duran bir insançocuğuyum ben:) |
|
405
|
|
|
|
Plinius’un dediği gibi Herkes kendisi için bir derstir. Kendimizi çoğu zaman anlayamıyoruz. Kurduğumuz sözcükler bazen başkaları tarafından anlaşılamıyor. Kendimizi öğrenmek hayatın kendisi olmalı. Bir şeyleri saklamak.:bu da nedir böyle. Paylaşmak varken neden saklamak. Bana zararı olan bir şey belki başkasının yararınadır.Denemek ve görmek gerek. |
|
406
|
|
|
|
... hala çocukluğumun çizgi filmi 'Vikingler'in müziği bana o tanıdık duyguyu ve seni hatırlatır.
|
|
407
|
|
|
|
pembe krep elbisesinin bol büzgülü eteklerini iki yanından tutup hafif açmış, yelpaze gibi... Bence,
o katıksız ve sonsuz çocuk neşesi, koşulsuz mutluluk yani, gözlerinden eteklerine dökülmüş, oradan da aman yerlere saçılmasın diye tutuyor etek uçları |
|
408
|
|
|
|
Gülümsemekle kaldım. Şuan salgılanan endorfin ileride bileklerimin katili olabilir... |
|
409
|
|
|
|
Üçüncü hafta hava genelde boz bulanık. Ne yapılır ki bu havada evde oturup uyku modundan başka? Yine böyle bir günde pazara gidiyorum ama yok artık kesmiyor “en iyisi yeni yerler keşfedeyim” diyerek başlıyorum bilmediğim sokakları arşınlamaya. Ben sokaklarda dolaşırken sanırım yağmur beni kıskanıyor yada yalnız olmama gönlü razı olmuyor oda eşlik ediyor bana. Yağmur ve ben… Severiz birbirimizi, sık sık da gezeriz. Böylece sevgimizi İstanbul’a da göstermiş oluyoruz. |
|
410
|
|
|
|
Acırım ömrüme geçen zamana
Seneler karıştı toza dumana
Gelsin diye haber saldım her yana
Geri gelmez yıllar ben nasıl edem |
|
411
|
|
|
|
Yinede insan; Kararı yargıçlar tarafından verilmese de, uzun yola çıkmaya hüküm giyiyor. İnsan iç denizindeki fırtınalı havalarda, ruh gemisine, kayalıklardan sızan ışığıyla yol gösterecek deniz fenerine ihtiyaç duyuyor.Ya da modern zaman kahinlerine |
|
412
|
|
|
|
Ben anne olursam anlarım annemin değerini, ve annem her daim hatırında tutar beni unutturmaz yanındaki değerimi.. |
|
413
|
|
|
|
Belki bilmezsin elim yüreğime hiç gitmez benim böyle zamanlarda .Hep kalemime gider . İçimdeki hayvan ,keskin pençelerim ile nasıl da kavradı gene bak kalemi . Sen plaklarını yıkarken başlayacağım yazmaya ,ne kadar duvar yıkacağımı ise henüz bilmiyorum . |
|
414
|
|
|
|
o küçük kız çocuğunu gördünüzmü daha biraz önce buradaydı.annesinin dizleri dibinden ayrılmayan kendi başına bişey yapamayan annesine babasına hep ihtiyac duyan kız çocuğu.olamaz korktuğum başıma geliyor ben büyüyorum o kız çocuğu her gecen gün kayboluyor.aman tanrım ben büyümek istemiyordum ki. |
|
415
|
|
|
|
Su yüzlü bir çocukluk benimkisi../Henüz tamamlanmamış../Yağmur bulutları geçiyor üzerimden../Islanıyorum gözlerinden.. /Yüzümün her köşesi aşk../..daha mevsimsiz.. |
|
416
|
|
|
|
Belki de bu yüzden, belli bir yaşa kadar hayatımızda hiçbir şeyin tam olmadığını düşünüyoruz; belli bir yaştan sonra da hayatımızda hep bir şeylerin eksik olduğunu fark ediyoruz. |
|
417
|
|
|
|
Seni öyle çok seviyorum ki.... |
|
418
|
|
|
|
Artık gün yavaşça çekiliyordu.
Nezaketin, ahengin zenginliğini anımsatarak sanki el sallıyordu, görüşmek üzere dercesine çekip gidiyordu. |
|
419
|
|
|
|
Masallar eskide mi kaldı, yoksa saraylar, şatolar, cadılar mı yandı.. |
|
420
|
|
|
|
Bana hep düz yazı yaz derdin.. ilki sana kısmet bak!!!.. |
|