• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
61
|
|
|
|
Hafif hafif yaðmur çiseliyor. Ohh tam yürümelik bi an. Kendimi dýþarý atýyorum bahçe kapýsýndan ve anýnda müdahale geliyor annem ve anneannemden “kýzým ýslanýrsýn, nereye.” Þþþtttt. Beni bana býrakýn bakalým, gezintiye çýkýyorum. Ziyarete gidiyorum. Çocukluðumu ziyaret edeceðim az sonra. |
|
62
|
|
|
|
Tarihi; sýradan insanlar, neferler oluþturur. Koþanlar, düþenler kalkanlar... Konuþanlar susanlar... Düþünenler düþünmeyenler... Üretenler, üretmeden tüketenler... Baþkaldýranlar, boyun eðenler... Her þeye karýþanlar, hiçbir þeye karýþmayanlar... Yönetenler, yönetilenler... “Aslýnda tarihi sýradan insanlar yazar, onlar ‘parmakla sayýlmayanlar/ kýrmakla tükenmeyenler’ dir...” dedim. |
|
63
|
|
|
|
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatýna.
Daha dün doðmuþuz sanki...
Yeni okula baþlamýþýz, yeni sevmiþiz
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatýna
Yarýn bitecek sanki her þey
Yarýn ölecek gibiyiz.
Daha doymamýþýz yaþamasýna
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakýn bir þey býrakma yarýna
Yarýn yok ki.
ÖZDEMÝR ASAF
|
|
64
|
|
|
|
Bayramlarda, gece fener alayýný görmek için yapýlan tramvay gezintisi |
|
65
|
|
|
|
Beyoðlu’ndaki Ýstiklâl Caddesi Ýstanbul için ne ise, Ýstiklâlî Millî Cadde de Kars için o idi. Diyebiliriz ki kültürün, sanatýn merkeziydi. Zamanýn tek eðlencesi sayýlabilecek sinemalarýn bu cadde üzerinde olmasý da caddenin önemini artýrýyordu. |
|
66
|
|
|
|
Ne “oyunuzu þu partiye verin” amigoluðu, ne de “vurun bre, indirelim” ucuz kahramanlýðý. Hem, yazanlarý kim ipliyor ki, beni de iplesinler?! Üstelik ne yað satanla ne de bal alanla alakam var. Alakasý, bir baðý olanlar özlerini cýrsýnlar; belki bir püskevitleri falan olur. Yoksa uzaktan uzaða bana ne?!
|
|
67
|
|
|
|
Bolu'nun Seben ilçesine baðlý Çektikdere Köyü'nde doðdum.
Çocukluðumda Yayla Göçleri köyümüzün en önemli olaylarýndan biriydi.
Küçük yaþta yaþadýðým bir Yayla Göçü'nü sizlere anlatmaya çalýþtým. |
|
68
|
|
|
|
Biz, doðmak istemedik. Biz doðduk ve geldiðimiz gezegenin nimetlerinden faydalandýk. Biz, iþimize geldiðinde soyumuzu inkar ettik. Biz, rüzgarýn bize göre estiði istikamete yol aldýk. Üzerine basýp geçtiðimiz topraðýn helalimiz olduðuna inandýk. Vefanýn bir semt, vicdanýn duygu sömürüsü olduðuna kanaat getirdik. Kelimenin, hatta mucizenin tam anlamýyla Ýnsan olamadýk... |
|
69
|
|
|
|
Galileo'nun kulaklarý büyükmüþ. Bir gün onu
çekemeyenlerden biri yanýna gelip: “Efendim,
kulaklarýnýz bir insan için biraz büyük deðil mi?”
demiþ.
Galileo: “Doðru, benim kulaklarým bir insan
için büyük ama seninkiler bir eþek için fazla küçük
sayýlmaz mý?”
|
|
70
|
|
|
|
Boðazýmýz düðüm düðüm oluyor
Gönlümüze dem dem hicran doluyor |
|
71
|
|
|
|
Bir ders teneffüsüydü. Mikail, eli yüzü “kýp kýrmýzý” kanlar içinde okul duvarý dibinde aðlayýp duruyordu. Hemen onu lavaboya götürüp kanlarýný ve tozlarýný yýka-dým. Fena yaralanmýþtý, saatlerce sýzlanýp aðladý… |
|
72
|
|
|
|
Masamda eski ve ilgiç bir þiir antolojisi, 1972 basýmý okuyucularýmla paylaþacak deðerde olduðuna inandýðým için günümüze taþýdým |
|
73
|
|
|
|
Bolu'nun Kýbrýscýk ilçesine baðlý 5 ayrý köye birden Alan Köyleri denilir...
Benim babam bu köylerden en büyüðü olan Alanhimmetler'de doðmuþ..
Çocukluðumun Alan Köyleri'nden bir kesiti anlatmaya çalýþtým. |
|
74
|
|
|
|
Kredi yurtlar kurumunun anneye özlem kokan odalarýndan, emek tüten öðretmenler odasýna;ailelerin diþten týrnaktan artýrarak yolladýklarý hafta harçlýklarýndan, ayýn 15.de bankaya yatacak maaþlara ve nihayetinde týrmanýþlarla süren öðrencilikten maviye boyandýðýmý hissettiðim öðretmenliðe geçiþimin ilk aylarýydý |
|
75
|
|
|
|
Geçmiþine sahip çýkan her insan için anýlarýn gözler önüne bir þekilde serilmesi... |
|
76
|
|
|
|
Zihnimizin koridorlarýnda koþuþturan her tür muziplik kendilerine izin verdiðimiz oranda arzý endam ederler okura. Güçlü yada zayýf, karamsar yada optimist, mistik veya realist, nihilist yada radikal insana ait hissiyatýn her bir dalga boyutu, canlýlýða dair týnýsýný koyar ortaya. Ama mesele iddialaþmaya kadar gelecek olursa, þuna eminim ki her bir blog yazarý gözünü kýrpmadan profesyonellerle boy ölçüþmeye kalkýþabilecek kadar bir medeni cesarete sahiptir. |
|
77
|
|
|
|
O çok severek anlattýðý bu hikayeye “Bu efsane binlerce yýl önce yaþanmýþ gerçek bir aþk hikayesiymiþ.” derdi. |
|
78
|
|
|
|
Futbola dair hatýrladýðým ilk þey Trabzonspor taraftarý olduðumdur. Sanýrým beþ ya da altý yaþ civarýndaydým. Tabiidir ki, bu yaþlarda takým tutmanýn bilinçli bir seçim olmadýðý açýktý. Çevremdeki aðabeylerimden etkileniyordum. Bir de Trabzon ve Ýskender(o dönemin en ünlü futbolcularýndan birisi) isimlerinin baskýn ve farklý bir söyleniþ þekli olmasý kulaða hoþ geliyordu ki bu takýmýn taraftarý olmamda etkiliydi. Fanatik bir Galatasaray taraftarý olan Babam, benim futbola merak duyup da bir de Trabzonspor’a meylettiðimi öðrenince hemen duruma müdahale etti. Ve çocuk ruhuma reddedilemeyecek bir teklif getirdi. Teklif,... |
|
79
|
|
|
|
Her 23 Nisanda yağan yağmur, tören beklerken ıslanmalar. Bir bayramda kelebeğim, incecik mayomun üzerinde kanatlarım yağmurdan ıslanmış. |
|
80
|
|
|
|
insanýn kendini ifade etmekte kullandýðý daha iyi bir künye var mý acaba terliklerden daha iyi |
|