|
• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
121
|
|
|
|
Alem-i asgar ve ekberde, ellerim -5 derecede; kalbimin üzerinde... |
|
122
|
|
|
|
Absürtlüðün en uç sýnýrlarýnda gezen hikâyelerini dinleyerek büyüdük. Absürt bir mevzuyu, “günlük yaþamýn sýradan bir olayý”ymýþ gibi sunabilmek ve dinleyenleri gözlerinden yaþlar gelecek kadar güldürmeyi becerebilmek bir ustalýk emaresi deðil midir? |
|
123
|
|
|
|
20 yýl sonra hiçbir þey olmamýþ gibi buluþtuk. Eðlenmeðe çalýþtýk. Halbuki neler olmamýþtý ki.
Kaybettiðimiz arkadaþlarýmýz sanki biraz sonra kapýdan içeriye girecekmiþ gibi his ediyordum. Kulaklarýmda Pink Floyd çalýyordu. |
|
124
|
|
|
|
Ýstanbul hava alanýna tahminimden çok erken bir saatte ulaþmýþtým. Dýþ hatlar departmanýnda yaklaþýk dört saat sonra gelecek yolcumu karþýlamak üzere beklemeye baþladým. Ýki günlük bir uykusuzluktan sonra göz kapaklarým tonlarca aðýrlýk altýnda kalmýþ gibi kendiliðinden kapanmaya baþlýyor, ben uyanýk kalmak için direnç gösterdikçe inadýna uyku, bütün çekiciliðiyle þuur ve irademi etkisi altýna alýyordu. Göz kapaklarým arasýndaki açý giderek daralmýþ, iki adým önümdeki telaþlý kalabalýk sanki benden fersah fersah uzaklaþarak ufuk çizgisine doðru çekilip gitmiþti. |
|
125
|
|
|
|
Cehennem Cevdet! Ýplerin hepsi kopmadý, unutma. Hepsi kopsa nasýl gönderirdim sana selamýmý? Selam olsun sana... |
|
126
|
|
|
|
ankaranýn taþýna bak...gözlerimin yaþýna bak... |
|
127
|
|
128
|
|
|
|
Kur’an ahlakýný yaþayan kiþinin adalet anlayýþýnda kiþisel çýkarlar, dostluklar, arkadaþlýklar, akrabalýklar, insanlarýn fiziksel farklýlýklarý asla etkili olmaz. Kararlarý yalnýzca haktan ve doðrulardan yanadýr. Kur’an ahlakýnýn tam olarak yaþandýðý toplumlarda gerçek adalet ve güvenin hakim olacaðý çok açýktýr. |
|
129
|
|
|
|
Ben ihanet ettim diye baðýran birini gördünüz mü hiç, ya da gördünüz diyelim omzunuzu uzak tutmaz mýydýnýz ondan. Kendi mutluluðunu düþünmeyen insan baþkalarýný mutlu edemez cümlesi kaç kez uðradý yanýnýza. Bir terazi koyun hafýzanýza þimdi; unuttuklarýnýzla, unutmaya çalýþtýklarýnýzý tartýn ayrý kefelerde, ne kadar çaresiz olduðunuzu bulacaksýnýz sonunda. |
|
130
|
|
|
|
27 Aralýðýn ilk saatlerinde uzun süren sancýlarýn ve acýlarýn sonunda doðum masasýnýn baþucuna koydu Doktor Zeliha Haným seni. Al bakalým bebeðini dedi. O an kalbim yerinden fýrlayacaktý. Bu cümleyi mecazi anlamda kullanmýyorum. Gerçekten kalbim yerinden fýrlayacaktý. Hoþ geldin bebeðim diyebildim o heyecanla. |
|
131
|
|
|
|
Oyun odasý öðretmeni olarak çalýþtýðým kýsa sürede 2.5 yaþýnda iki tane dünya þekeri oðlum vardý. Biri çevresine gülücükler saçarken, diðeri annesinin eteðine yapýþýr, oyuncaklarýn yüzüne bile bakmazdý.3 yaþýndan küçük olan öðrencilerim sadece istedikleri zaman oyun odasýnda oynar ve ne zaman annelerini isteseler, diðerlerinin aksine onu yanýnda bulurlardý. Gülücükler saçan Hasan, her sabah beni gördüðünde ötmenim diyerek kollarýma koþardý. Bir gün Hasan yanýndaki sessiz sakin arkadaþý Oðulcan’ý öpmek istedi.Ve þaþýrdý, Oðulcan ona vurmaya baþladý, Hasan aðlayarak uzaklaþtý. Elindeki oyuncaðý havaya kaldýrmýþ, kýzgýnlýkla bakýyor ve benden oyuncaðý arkadaþýnýn kafasýna atmasý için ona izin vermemi bekliyordu.
Bir yanda öpücüðe tokatla karþýlýk veren, bir yanda kýzgýnlýðýný göstermek için izin isteyen.
Oðulcan’ý annesi sakinleþtirirken, ben de Hasan’ý kucaðýma alýp saçlarýný okþadým, önce kýzgýnlýðýný dile getirmesine izin verdim. Arkadaþýnýn, kendisinin onu sevmek için yaklaþtýðýný anlamadýðýný, kendisine dokunulmasýndan hoþlanmadýðýný söyledim. Okuyan herkese vakit ayýrdýðý için teþekkür ederim.
Biliyor musunuz bir bebek, anne karnýndayken bile þiddeti hissedebilir. Doðduðunda, canýnýn parçasýný yakana, tekrar el kaldýrýldýðýnda, - hatta o kiþi kendisini sevmek için bile yaklaþmýþ olsa - çýðlýklarla karþýlýk verir. Bundan daha can yakýcý ne olabilir? Artýk o bebek gerçek sevgiyle kuþatýlýp, güvende olduðunu iliklerinde duyuncaya kadar, onu sevmek için kendisine yaklaþana, - kendisi gibi bir bebek olsa bile- saldýrarak karþýlýk verecektir. Sevmek isteyenin þaþkýnlýðý ve sevgisizliðin tutsaðýnýn korkaklýðý, tanýk olanýn kalbini eritecek ve elinden bir þey gelmemesinin hüznü ile, ne yapacaðýný bilemeyecektir.
Kimsenin ne dediði, neye inandýðý önemli deðil. Özgür deðiliz hiçbirimiz, hatta Sezen Aksu’ nun dediði gibi “Masum da Deðiliz” hiçbirimiz. Hiç düþündünüz mü, masumiyetimiz ilk yarayý ne zaman alýr?
|
|
132
|
|
|
|
Herþey seninle anlamlýymýþ.Seni çok özledim.. |
|
133
|
|
|
|
Anlar unutulmasýn diye, sarý sayfalarda çoðaltýyorum onlarý... Gözyaþlarýmý sayfa altlarýna ekleyip kurumaya býrakýyorum sonra da... (2) |
|
134
|
|
|
|
Hasan Saðlam Öðretmenevi Eþrefpaþa’da Ýkiçeþmelik Caddesi’nde bulunuyor. Ulaþým çok kolay ve rahat. Belediye Otobüsleri buradan geçiyor. Durak, hemen önünde.
Öðretmenevi’ne geldik. Çok sayýda merdivenlerden inerek Resepsiyona vardýk. Resepsiyonda çok kibar, çok nazik, güleryüzlü ve yardým etmeyi çok seven bir bayan ile karþýlaþtýk.
Bize “Hoþ geldiniz” diyerek kayýtlarýmýzý yapýp oda anahtarýmýzý verdi. Öðretmenevi hakkýnda kýsa bilgiler verdi. Kahvaltý sabah 10’a kadardý ve ücretsizdi. Öðle ve akþam yemekleri çýkýyordu. Üyelere 10 TL idi. Aþaðýda kafeterya bulunuyordu. Burada oturup hoþçavakit geçirebilirdik. Bayan bize “Burayý çok seveceðimizi, bir yardýma ihtiyacýmýz olursa yardýmcý olacaðýný” söylüyordu. Gerçekten de orada çalýþanlar güleryüzleriyle burayý sevmemizi saðlýyorlardý… |
|
135
|
|
|
|
Yollar yürüdüm matemler ve cümbüþlerle.. Yollar yürüdüm sýrtýmda kalp kýrýklýklarý ve sevdalarla.. Yollar yürüdüm kendimi bildim bileli... tüm geç kalmýþlýklarýmla..
|
|
136
|
|
137
|
|
|
|
-Söylenen her þey unutulmak için söylenilecek ve hiçbir delil býrakmayacak ardýnda.
|
|
138
|
|
|
|
Atatürk'ü birkaç defa çok yakýndan gören, onun kitaplarýya ilk derslerini alan bir kiþi olarak, zaman içinde sorgulanan 'Atatürk Diktatör mü' sorusunu cevaplamak istedim. Aslýnda oligarþi yaratan demokrasiden,
dürüst, saygýdeðer diktatör neden olmasýn. Saygýlar. |
|
139
|
|
|
|
Neco herkesin çaylarýný verdikten sonra boþalan bardaklarý bile toplamadan eline süpürgeyi aldý,sanki orada hiç kimse yokmuþ gibi bir tutum takýnarak tozattýra tozattýra akþamýn pisliðini süpürmeye baþladý.Giþe memuru söylenmeye baþladý:
|
|
140
|
|
|
|
zaman bize her þeyi gösterir |
|
|
|