11 Eylül Karartması, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail
(Mevlüt Tok) 1 Ekim 2010 |
Dünya |
| |
11 Eylül saldırısından ulusal ve uluslararası arenada kazanç sağlayan merkez halen dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücüdür. 11 Eylül kışkırtması, Pentagon’a ve bağlaşığı uluslarüstü tekellere dünya egemenliği için toptan saldırı “gerekçesi” yaratmıştır. Darbeyi planlayanlar hem ABD’nın iç politikası üzerinde ve hem de dünya düzeyinde tam olarak söz sahibi olabilmek için önemli adımlar atmışlardır.
|
|
Ekinlerlerarası İlişkiler: Erime veya Bütünleşme
(Mevlüt Tok) 2 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
Karmaşık ekinselel çeşitlilikle donanabilen ve etkili bir biçimde yönetebilen bireylere gereksinim hızla artıyor. Dünya giderek daha çok küçüldükçe ve her bir bölgesi daha fazla çok- kültürlü duruma geldikçe, başarı yalnızca ekinlerarasında hem ulusal hem de uluslararası kuruluşların sorunlarına uygun bir biçimde yanıt verme becerilerine ve anlayışına sahip olan bu profesyonellerin olacaktır. |
|
Uygarlıklar Dayanışması mı Yoksa Uygarlıklar Çatışması mı?
(Mevlüt Tok) 3 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
11 Eylül faciası gerek terör tehdidinin büyüklüğüne, gerekse bu tehdide karşı küresel olarak ortak bir eylem ortaya koyma gereğine ilgi çekmektedir. Her biçim ve yapıdaki terör sınır tanımayan küresel bir sorundur. Hiçbir din, etnik köken ya da ekine bağlı olamaz. Temel gereksinimlerin karşılanmaması, dünya ülkeleri arasında zenginliğin adaletsiz dağılımı, açlık, olayların merkezinden uzaklaşarak aşırılaşma, yoksulluk, işsizlik, kötü barınma, bilgisizlik, zorbalık, demokratik hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğu zorba yönetimler, insan haklarına uymama, azınlık sorunları, yolsuzluk ve bozukluklar hiçbir biçimde terörü haklı olarak gösteremez ancak terör ve şiddet doğmasına ortam hazırlar. |
|
Din Görevlisi Kanaat Önderi Olmalıdır
(Mevlüt Tok) 4 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
Bardakoğlu, “Din görevlimiz sadece namaz kıldıran memur değil. Sosyal hayata müdahale eden kanaat önderi olmalı” dedi Haberin altında yorumlarda ‘‘müdahale eden’’ yanlış anlaşılmıştır. Buradaki anlamı toplum yaşamının içerisinde olan anlamında kullanılmıştır.
|
|
Çok - Kültürlü Toplumlar
(Mevlüt Tok) 5 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
Yeryüzü bütün canlılar için ortak yaşam alanıdır. Bitkiler, hayvanlar, insanlar iç içe yaşamaktadırlar. Bu canlılar içerisinde en uyumlu yaşaması gereken topluluk da insan topluluğudur çünkü onlarda uyum için en gerekli olan akıl vardır. Akılla insan konuşan, planlayan, kural koyan ve uygulayan toplumsal bir varlığa dönüşür. Jean Jacques Rousseau’nun ‘Toplumsal Sözleşme’si de bu temel üzerine kurulmuştur. Ama ne yazık ki insanoğlu ‘aynı babanın çocukları’ bu uyumu tam anlamıyla oluşturamamış, elde ettiklerini de çok sık bozmuşlardır. |
|
Sökün Köyü'nün Boynu Bükük Tarihi Camisi!
(Mevlüt Tok) 7 Ekim 2010 |
Kültür Çatışmaları |
| |
Tevbe sûresinde, camileri inşâ ve îmar edip şenlendirenler övgüyle anılarak şöyle buyrulmuştur:
"Allâh'ın mescidlerini, ancak Allâh'a ve âhiret gününe îman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.
İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır."
Buna karşılık, camilere düşmanlık edip, onların harâb olmasını isteyen
ve orada Allah'ın anılmasına engel olanlar, Bakara sûresinde "en zâlim kişiler" olarak nitelenmişlerdir.
Söz konusu âyetin anlamı şöyledir:
"Allah'ın mescidlerinde, Allah'ın adının anılmasına engel olan
ve onların harâb olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır!" |
|
Askerliği Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
(Mevlüt Tok) 13 Ekim 2010 |
Eğitim |
| |
Askerliği Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
Osmanlı’dan sonra cumhuriyet döneminde toplumun yönetim biçimi daha çok demokratikleşerek geliştikçe, toplumdaki demokratikleşmeye paralel olarak askeriye de demokratikleşmiş ve gün geçtikçe asıl görev alanına çekilmiştir. Gün geçtikçe Türk ordusu daha demokratik ve daha saydam olmayabaşlamıştır. Osmanlı yönetiminde sultanlık döneminde sultanlar gibi paşalar varken cumhuriyet döneminde de cumhuriyete yaraşır demokratik ve insan haklarına saygılı generallerin olması beklenir.
Osmanlıdan kalma askeri geleneklerle cumhuriyet döneminde de kullanılan emir eri yüksek rütbeli subayların özel işlerinde kullanılmışlardır. Emir erlerinin hizmetçilikte kullanılması ve emir erlerine çamaşır ve bulaşık yıkatmak, alışveriş yaptırmak, çocuk arabası dolaştırmak gibi özel işler yaptırılmıştır. Zamanın Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı olan Cevdet Sunay, bir insanın diğer bir insana hizmetçilik etmesinin “demokrasi zaviyesinden mütalaa edildiğinde” “çirkin” |
|
Halk Ne Denli Varlıklı ve Eğitim Düzeyi Yüksekse, Yönetim Biçimi de O Denli Demokratiktir
(Mevlüt Tok) 16 Ekim 2010 |
Politika |
| |
Ülkemizde kentsel alanlarla kırsal alanlar arasında eğitim, sağlık, ekonomik koşullar bakımından oldukça yüksek oranda nitelik ve nicelik farklılıkları vardır. Kırsal alanda miras yoluyla verimli tarım arazilerinin teknik tarım yapılamayacak kadar çok küçük parçalara bölünmesi ve toprak reformunun gerçekleştirilememesi gibi nedenlereden ötürü kırsal alanda yaşam çok daha zor koşullar altında sürdürülmektedir. Kırsal alanda yaşayan köylü yurttaşlar yalnızca sınırlı bir dönemde çiftçilik yapabilmekte ve kazançları yaşamlarına sürdürmeye yetmemektedir, ayrıca tarımdan artakalan diğer uzun bir zamanda da köylülere tarım dışında uğraşabilecekleri başka iş olanakları sunulmadığından boş ve hiç bir işe yaramadan vakitlerini köy kahvelerinde boşa harcamaktadırlar. Bu olumsuz koşullar altında kırsal alanda yaşayan köylü yurttaşlar daha iyi yaşam koşulları aramak ve sürekli para kazanabilecekleri sosyal güvenliği olan bir iş bulmak amacıyla kentlere göç etmektedirler. |
|
Yoksulluğa Karşı Savaşta Din Görevlilerinin Önderliği
(Mevlüt Tok) 19 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
Bugün çağdaş toplumlar bu kimsesiz çocuklara ve yetişkinlere sahip çıkamamış ve toplumun başına gizil bela tinerci çocuklar olarak sokağa başı boş salıvermişlerdir. Bunlar kendilerine sahip çıkamayan toplumlarının başına bela olmuşlar, toplumun can ve mal güvenliğini sarsmaktadırlar. Bazan yaşlı bir bayanın elinde çantasını çorla alıp kaçan, bazan para isteyip alamadığında bıçaklayıp kaçan korkunç bir baş belası olmuşlardır. |
|
Sözleşmeli Öğretmen
(Mevlüt Tok) 25 Kasım 2010 |
Eğitim |
| |
Ağlayarak dünyaya geliriz bir ebenin ellerinde. Acaba dünyayı beğenmediğimizden mi ağalarız yoksa yaşamaya değer bir yer olarak görmediğimizden mi ağlarız hiç bilemedim. Eğitim daha dünyaya gelmeden bile başlar. Dil öğrenmeye daha anne karnında başlarız. Sürekli annemizin çevresinde konuşulanları dinliyerek annemizin dilinin seslerine alışır kulağımız önce. Doğduktan sonra da uzun süre dinleriz. İlk öğretmenlerimiz sevgili annelerimiz. |
|
Kızılca Kıyamet: Bilişim Kıyameti
(Mevlüt Tok) 2 Aralık 2010 |
İnternet |
| |
Hiç kimsenin kuşkusu olamaz... artık bundan böyle uluslararası ilişkiler eskisi gibi olmayacak. Herkes duyduğu sözlerin ne kadar gerçek olduğunu merak edecek. Sanki bir maskeli balodayız ve dansettiğimiz eşimizin maske gerisindeki gerçek yüzünü öğrenme isteği içimizi kemirecek. Hep herşeyden kuşkulanacağız. Belki bu güvensizliğin daha korkunç onuçları ortaya çıkacak. Bilişim bombardımanında taşlar bu kadar yerinden oynamışken korkarım küresel yöneticiler ve önderlerin kuşkuları bir dünya savaşına yol açmasın! Bütün savaşlar küçük bir öfke kıvılcımıyla ortaya çıkar. Bu bilişim bombası bu kızıl kıyamet bütün doğru bildiklerimizi alt üst etti. Beyinlerimizde yer sarsıntısı var. Bir yerlerden katmanlar kopacak gibi. Yerin derinliklerinden homurtular geliyor. |
|
|
|