"Yazmak, aslında var olmayan bir düşmanla dövüşmektir; çoğu zaman o düşman kendi klavye sesindir." —Terry Pratchett"

Yûşa Irmak

Sorumluluğa Davet

Herhangi bir memlekette aydınlar, devlet ve milletin kaderi söz konusu olduğu meselelerde, her türlü şahsi ve minik hesapları bir kenara iterek milli bir çap ve seviyede düşünebilmelidirler. Çünkü bu taşıdıkları aydın sıfatına layık olabilmelerinin yüklediği asgari bir haysiyet ve şeref borcudur.

Yalnızız

Yapayalnızız. 80 milyonun yaşadığı ülkede herkes gibi yalnızlık çekiyoruz.. Çünkü cep telefonlarımız, internetimiz var. Facebook, twitter, instagram velhasıl kelam sosyal medya hesaplarımız var. Kendi hobilerimiz, kendi fobilerimiz var. Yapayalnızız bir başımıza, yapayalnız...

Maymuna Sahip Olmak mı?

Asyada maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı

Ruhumuzu Kendine Döndürecek Olan: İnançtır!

Bu ülkedeki her türlü izm bir kanser tümörü gibi insanlığı yeyip bitirmeden insanlarımızın kendine gelmesi lazımdır. Her türlü inançsızlığın karşısına inançla çıkılmalıdır. Çünkü bütün izmler inancın zayıfladığı inkâr alanlarında yetişen bir düşünce mantarından başka bir şey değildir. Asıl afyon din değil, izmlerdir.

Üçüncü Dünya Savaşı ve Müslümanların Hâli

Birinci Dünya Savaşının çıkışında Müslümanların en küçük bir kabahatleri yoktu. Fakat savaşın en büyük zararını, Müslümanlar gördü. Devlet-i Âli Osman parçalandı. Bu parçalanmanın etkisiyle birçok İslam ülkesi ya esaret altına ya da sömürü altına girdi. Yetmedi, İslam: örf, adet, gelenek, göreneklerimizin yok edilmesi için Haçlılar herşeyi denedi, denemeye

"Yalnızlık" Hastalığına Reçete!

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çalışma, çalışanlardan daha değerli sayılıyor Özellikle özel kurumların bu anlayışı hem devlet kadrolarında hem de normal iş hayatı dışındaki yaşayış biçimlerimize de sirayet ediyor. Yani evlerimizin düzeni, devletin sunduğu sağlık hizmetleri, şahsi boş zamanlarımız, duygusal ilgi alanlarımız vs hepsi çalışma şartlarının uyduğu kurallarla

Bulanık Suda Yakalanan Her Balık Candır!

Kelamın anlaşılır veya anlaşılmaz oluşunu düşündüğümüz meselelerle sımsıkı bir bağı olduğunu göstermek için bazı yazılar yazmaya niyet etmişken haberlerde okuduğum terör haberlerinin birinde kelli-felli gazetecilerin bazı yorumlarıyla birlikte adeta düşüncemi dumura uğrattı.

The One Day!

Işıl ışıl one Saturday sabahı yatağımdan kalktığım gibi Nike terliklerimi giyip WCnin yolunu tuttum. WCye uğradıktan sonra salondan mutfağa doğru ilerledim. Mutfakta eşimin bana kahvaltı hazırladığını görünce good morning honey dedim. O da good morning bey diye karşılık verdi.

Edebiyatımızda Halk ve Aydın Çatışması

Tanzimat öncesi Türk toplumunda yönetici sınıfını teşkil eden aydınlar, askerî ve sivil bürokrasi ile ulema sınıfından oluşuyordu. Bir yanda da reaya adı verilen yönetilenler vardı. Bunlar da esnafı, tüccarı ve köylüsüyle geniş bir halk kitlesiydi.

Enstantane

Kalemi elinize alıyorsunuz, başlıyorsunuz düşünmeye Önünüzde duran boş kâğıdın asla merhamet etmeyen beyazlıkları, altı ay devam eden bir kutup gündüzünün sonsuz ve ucu bucağı olmayan hareketsizliği ile büyüyor, kıvranıyor ve asabileşen parmaklarınız saçlarınızı karıştırıyor, nihayet sinir tavan yapınca da yazmak için oturduğunuz masanın başından kalkıp hava almaya gidiyorsunuz

Kim Bilir?

Kaç defadır bitiremediğim romanımı yazmak için bilgisayarımın başına geçmeye çalışsam her defasında önüme aşamadığım bir sürü engel çıkıyor Hatta yukarıdaki giriş cümlesini yazarken bile telefonum çaldı ve yine mi yarım kalacak bu yazım, yine mi isteğimi gerçekleştiremeyeceğim diye hayıflanmaya başlamıştım ki, arayanın bankanın telefonu olduğunu görünce hemen meşgule

Başa Dön