Yûşa Irmak

"Yalnızlık" Hastalığına Reçete!

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çalışma, çalışanlardan daha değerli sayılıyor Özellikle özel kurumların bu anlayışı hem devlet kadrolarında hem de normal iş hayatı dışındaki yaşayış biçimlerimize de sirayet ediyor. Yani evlerimizin düzeni, devletin sunduğu sağlık hizmetleri, şahsi boş zamanlarımız, duygusal ilgi alanlarımız vs hepsi çalışma şartlarının uyduğu kurallarla

Bulanık Suda Yakalanan Her Balık Candır!

Kelamın anlaşılır veya anlaşılmaz oluşunu düşündüğümüz meselelerle sımsıkı bir bağı olduğunu göstermek için bazı yazılar yazmaya niyet etmişken haberlerde okuduğum terör haberlerinin birinde kelli-felli gazetecilerin bazı yorumlarıyla birlikte adeta düşüncemi dumura uğrattı.

The One Day!

Işıl ışıl one Saturday sabahı yatağımdan kalktığım gibi Nike terliklerimi giyip WCnin yolunu tuttum. WCye uğradıktan sonra salondan mutfağa doğru ilerledim. Mutfakta eşimin bana kahvaltı hazırladığını görünce good morning honey dedim. O da good morning bey diye karşılık verdi.

Edebiyatımızda Halk ve Aydın Çatışması

Tanzimat öncesi Türk toplumunda yönetici sınıfını teşkil eden aydınlar, askerî ve sivil bürokrasi ile ulema sınıfından oluşuyordu. Bir yanda da reaya adı verilen yönetilenler vardı. Bunlar da esnafı, tüccarı ve köylüsüyle geniş bir halk kitlesiydi.

Enstantane

Kalemi elinize alıyorsunuz, başlıyorsunuz düşünmeye Önünüzde duran boş kâğıdın asla merhamet etmeyen beyazlıkları, altı ay devam eden bir kutup gündüzünün sonsuz ve ucu bucağı olmayan hareketsizliği ile büyüyor, kıvranıyor ve asabileşen parmaklarınız saçlarınızı karıştırıyor, nihayet sinir tavan yapınca da yazmak için oturduğunuz masanın başından kalkıp hava almaya gidiyorsunuz

Kim Bilir?

Kaç defadır bitiremediğim romanımı yazmak için bilgisayarımın başına geçmeye çalışsam her defasında önüme aşamadığım bir sürü engel çıkıyor Hatta yukarıdaki giriş cümlesini yazarken bile telefonum çaldı ve yine mi yarım kalacak bu yazım, yine mi isteğimi gerçekleştiremeyeceğim diye hayıflanmaya başlamıştım ki, arayanın bankanın telefonu olduğunu görünce hemen meşgule

Susuz Gözler, Kurak Yüzler

Dudakların kuruluğunu anlarım; susuz kalınca dudaklar kurur ve zamanla çatlamaya başlar. Buna kim ne diyebilir veya kim bir şey söyleyebilir? Terlemeyen alınları da anlamak mümkün; böyleleri de asla yorulmaya gelmez. Çünkü cılızdır bedenleri, güçsüzdür bünyeleri. Belki alınlar kirlenir, cer akıtmaz. Bununla beraber damlaların alıp dışarı attığı lekeler kalır

Milliyetçilik Üzerine Lakırdılar

Her ülkenin içinde yaşayan insanlarının yetişme tarzına göre güzellikleri, tatları ve nevi şahsına münhasır belli çizgileri vardır.
Bu sebeple o ülkenin tüm şehirleri birbirine benzerlik gösterir.
Örneğin, Ispartanın pembe gülü, Bursanın kırmızı gülü, Amasyanın kırmızı elması, Tokatın sarı elması, İzmirin beyaz çekirdeksiz küçük üzümü,

Kimin Hayatı Roman?

Tüm film yapımcıları insanların ciğerlerini delen hayat hikayelerinin peşinde! Geçen gün tanıştığım Müslüm filminin yapımcısı Nurinisa Yıldırım hanım da aynı hikayeyi arıyor olsa gerek ki şimdi yeni filmi Bergeni çekiyor

Gurbettir Bestemin Adı

Yapayalnızsın! Dört duvar arası bir pencereli küçük bir odada. Kilitli kapılar ardındasın. Sen ve sana bakan duvarları seyredip ağlayacaksın. Uzaklardan, ta uzaktan kopup geldin. Ana, baba, sıla ve yardan ayrıldın. Artık garip bir kuşsun bu gurbet odasında. Kanadı kırılmış, mecali kalmamış yaralı bir kuş Bağrına gurbet adlı hançer

Fırtına

Her fırtına içinde bir güzellik taşır. Bu sebeple rahmetin de habercisidir fırtına Öyle görüntüsüne bakıp korkmayın zira hemen yağmur gelecektir ardından; bağrı yanmış toprak, susuz kalmış bitki, dilsiz hayvan ve düşünen insanlar bu bereketten dilediği kadar istifade edecektir. Böylece yer ile gök arasında bir bağ kurmamızı da sağlayacaktır

Başa Dön